19

21.6K 1.3K 233
                                    

hosgeldinixxxxxx
yorumlar yorumlar konusun benimle (nolur leylaya kotu bise demeyin kalbim kaldirmiyo ahshhshsshhhsd egemene diyebilirsiniz o erkek ve umurumda degil 💓

--------

Küçük bir köyde, köy muhtarının evine geleceğimizi öğrendiğimde bir göz odada kalır, hepimiz bir yerde konaklarız diye düşünmüştüm. Şu an ise köye pek de yakışmayan, kocaman bir köşkün önündeydik. Dört katlı ve kocaman bir bahçesi olan bir köşk bize bakıyordu şu anda.

Muhtarın arabasından indik, önden köşke doğru ilerleyen muhtar bir yandan da bizimle konuşuyordu.

"Hoşgeldiniz tekrardan. Burası da bizim fakirhane."

Aynen kardeşim, gel bir de benim evi gör. Odama sığmadığı için ben 27 yaşında tek kişilik bir yatakta yatıyorum. Burası mı fakirhane?

"Şimdi komutanım. Biz biraz kalabalığız, akarabalar da bizde bugün. Ondan aman unutmayasın, siz hanım kızımlan evlisiniz. Bu iki adam," Ateş'le Bekir'i gösterdi. "Senin kardeşin. Ha bu diğerleri de hanım kızımın kardeşleri he mi. Aile ziyareti için gelmişiniz, kaybolmuşunuz da ben sizi misafir edecem diyek. Öbür türlü içerde bir sürü adam var. Allah korusun size zarar gelsin istemem."

Muhtarın ayaküstü uydurduğu inanılmaz hikayeye hayran kalarak sadece peşinden ilerlemeye devam ettim. Kulağımdaki çınlama neredeyse geçmişti. Köyde kullanılmayan bir evde muhtarla buluşmuştuk. Oraya hem çantalarımızı koyduk hem de muhtarın getirdiği kıyafetlerle üniformalarımızı değiştirdik. O sırada da Egemen kulağımın üzerindeki küçücük yaraya pansuman yaptı.

Bazen bu adamın abarttığı şeylere inanamıyordum.

Daha fenası, getirilen kadın kıyafetlerinden bana kalan elbiseydi ve ne yazık ki ben uzun bir kadındım. En azından şu an üzerimdeki diz üstü elbiseden anladığım kadarıyla, elbisenin sahibinden baya baya uzundum. Egemen sağ olsun bulduğu hırkalardan birini belime bağlamıştı ve hiçbir şekilde yardımı olmamıştı. Bu adamın da çözüm yeteneği efsaneydi ya!

Şu anda da muhtarın köşküne ilerlerken muhtarın yanında yürüyordu. Elimi sıkı sıkı tutmuştu ve eteğin hiçbir şekilde daha aşağıya inmeyeceğini anladığı andan beri tutuyordu. Arabadan indiğimizden beri de o kadar sıkı tutuyordu ki, sanki biri beni alıp hızlıca kaçıracaktı. Eliyle de yanına geçmemi engelleyip bir adım arkasından yürütüyor, cüssesiyle beni kapatmaya çalışıyordu.

Elbisemin dikkat çekeceği yoksa da bu tavırlarla çekiyordu bence artık.

Sonunda avluya giriş yaptığımızda ev halkını önceden misafirin geleceği haberini biliyor olsa gerek, şaşırmadan ayaklanıp bizi karşıladılar.

Evin hanımı gibi duran bir kadın eşinden sonra hemen bana yönelip "Amann, gelin hanım bu mu yoksa? Ay bu ne güzelmiş böyle!" diyerek beni kendine eğdi ve sıkı sıkı sarıldı.

Hayır, sen keskin nişancı mısın be kadın? Beni koskoca adamın arkasından tak diye nasıl gördün de gelin olduğumu nasıl anladın?

Ayrıca hanımefendiye sarılırken baya bir eğiliyor olmamdan anlamıştım ki ben ev halkından baya uzundum, evet.

Bir an kadına eğilmek zorunda kalmamdan dolayı eteğimin daha da açılacağından korkan Egemen hemen arkama doğru geçti.

Hayır arkamda Meltem vardı, Sevda vardı. Kimden neyi gizliyorsun be adam?!

"Merhaba efendim," dedim.

"Oy kuzum benim, Fatma he annem adım. İster Fatma anne de ister teyze de. Hanım değilik daha."

Sevgili Komutanım Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin