hoşgeldinizz. yorularınızı çok sevdiğimi söylemiş miydim (bi 23143 kere falan söyledim) Aramıza yeni katılanların da yorumlarını meraak ediyorum. iyi okumalar kocaman öpüyorum.
--------
"Komutanım, yorulduk harbiden. Sabahtan beri yürüyoruz. Azıcık dinlensek."
"Hakan az sabret oğlum ya ne pembe götlü çıktın."
"Lan az önce sen demedin mi götümden ter aktı diye. Bekir'e çantanı taşısın diye para teklif eden babam mıydı?"
"Lan komutana şikayetlenmiyorum en azından."
"Of bi susun ya! Zaten Egemen Komutan burnundan soluyo, bir de sizi duyacak şimdi ayvayı yiyeceksiniz."
"Sevda'm, Sevda bacım! Sen de söylesene. Sen yorulmadın mı Allah aşkına?"
"Sevda nereden Sevda'n oluyor lan senin gerizekalı herif?"
"Ateş sana noluyor lan? Karışmasana. Rahatsızsa kız kendisi söylesin."
"Ne diyorsun lan sen?"
"Kesin lan sesinizi! Sabaha kadar sizi mi dinleyeceğim geveze herifler!?"
Egemen'in bağırışıyla bütün tim susarken el hareketiyle de aynı zamanda hepimiz durduk. Sabahtan beri o tepe senin bu tepe benim yürüyorduk. Görev için gitmemiz gereken yere bir noktaya kadar arabayla bırakılmıştık ama bir noktadan sonrasına araba girmeyeceği için, hem de tehlikeli olduğu için, güvenli bir yer bulana kadar yürüyecektik. Egemen, yürümeye başladığımızdan beri geceyi geçirebilmemiz için uygun bir yer bulduğumuzda dinleneceğimizi söylüyordu ama bu lafı duymamızın üzerinden 4 ya da 5 saat geçmişti ve timin ağzına sıçılmıştı. Benim için sorun yoktu, bi beş saat daha yürü deseler yürürdüm. Çünkü durduğumuz an düşünmekten kafamı patlatacaktım ve yorgunken hiçbir şey düşünemiyor olmam harikaydı.
"Üsteğmenim!" diyerek bana kafasıyla işaret yaptı. O timden biraz ileriye doğru yürürken arkasından ilerledim.
"Buyurun komutanım?"
"Şu tepede konaklasak güvenli olur gibime geldi."
Gösterdiği yere baktım. Sonra da tepeden görülen, ve tepenin görüldüğü yerleri inceledim kısaca. Yıkılmış birkaç beton parçası ön tarafı kapatıyordu, arka tarafı da bir sürü ağaçla doluydu. Güvenli gözüküyordu.
"Bana da uygun gözüktü komutanım. Yine de nöbetleşe uyuyalım."
"Tamamdır,"
Time tekrar komut verdi ve topluca uygun bulduğumuz tepeye doğru ilerlemeye başladık. Görev için çağırıldıktan sonra Egemen'le hiçbir sohbetimiz olmamıştı. Ben odama gidip üzerimi değiştirdikten sonra aşağı inerken yanıma gelmiş, konuşmak istemişti ama kavga edip göreve küs gitmek istemedim.
Moralleri bozmanın anlamı yoktu. Görevde ne olacağı belli olmazdı.
Tim sonunda konaklayacağımız yere varınca Ateş'le Hakan çantaları fırlatır gibi yere bırakıp anında oturdular. Sevda, Ateş oturduktan sonra Ateş'e en uzak noktaya gidip kuruldu. Bekir de duvara sırtını yaslayacak şekilde oturup gözlerini kapattı.
Çocuklar inanılmaz yorgundu bu yüzden ilk nöbete ben kalabilirdim.
Timden biraz uzakta karşıyı gözetleyen Egemen'e ilerledim.
"Çocuklar baya yoruldu. İlk nöbete ben Bekir'le kalayım. Sonra da ikinci grubu uyandırırız."
"Sen yorulmadın mı?"
"Dayanırım komutanım."
"Bekir'le ben kalırım, yat uyu."
"Önemli değil. Siz yatıp uyuyun, sizin dinlenmeniz önemli."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgili Komutanım
ChickLitBoşanmalarının bir yıl üstünden tekrar aynı time atanan iki askerin hikayesi. - Egemen hızlı ve sinirli adımlarla bana yanaştı. Hızlıca sırtımı dikleştirip kulağımdaki kulaklığı çıkardı. Saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırıp yüzümü inceledi. Omuz...