————
Abimle yan yana oturmuş hiç konuşmadan dışarıya bakarak balkonda sigara içiyorduk. Sanki hem konuşacak çok şey vardı hem de artık hiçbirini konuşmanın önemi yoktu.
"Sevgilin var mı?" diye sordum. "Gerçi şimdiye kadar görürdüm olsaydı da."
Abimin biraz daha dindar bir adam olduğunu biliyordum. Ortamdı, kızlardı bunlar çok ilgisini çekecek şeyler değilmiş gibi duruyordu. Onu bu yola iten şeyi de merak ettim. Sonuçta çok da dindar bir aileden gelmiyordu. Hatta dünyanın en saçma aile karmaşasına sahiptik ikimiz de.
"Yok," dedi sigarasından bir nefes daha alıp. "Öyle taraklarda bezim yok."
Öyle diyince de şaşırdım. "Hiç olmadı mı?"
"Yani, gençliğimde oldu tabii ama tövbe ettik sonra. Asker adamın bir tane sevdası ona yeter. O da benim için bayrak oldu."
"Saçma bence."
Başımı usulca koluna doğru yaslayıp sırnaştım. Hemen kolunu sırtıma atıp beni kendine çekti, kafamı da göğsüne yasladı. Sıkıca sarıldı.
"Allah allah, nesi saçmaymış hanımefendi?"
"Egemen hem beni hem bayrağını seviyor. İkisini de gayet beceriyor bence."
Kolumu sıvazladı yavaşça. Kafamın üzerine ufacık bir öpücük bıraktı.
"Sen?" diye sordu. "Sen seviyor musun?"
Bir süre cevap vermedim. Göğsünden kalkıp dik oturmaya devam ettim. O hala bana bakarken paketten bir dal çıkarıp yaktım.
"Ben onu, onun beni sevdiğinden daha çok seviyorum. Dışarıdan öyle gözükmüyor, biliyorum ama maalesef öyle."
"Niye maalesef?"
"Çünkü artık Egemen'i o kadar çok seviyorum ki onu kaybetme düşüncesi bile yıkılmama yeterli oluyor."
"E boşanmış adam senden?"
Sinirli çıkan sesine gülümsedim. İnsanın abi kıskançlığını tatması da ayrı güzeldi demek ki. Keşke tam ergenlik yaşlarımda abim yanımda olsaydı. Bu hisler o yıllara ne güzel giderdi.
"O boşanmadı, ben boşandım."
Harun abi şaşırıp öne doğru eğildi. "Neden?" diye sordu.
"Diyorum ya, onu o kadar çok seviyorum ki canı yanmasın diye kendimden bile uzak tuttum."
"Anlamıyorum," diye mırıldanınca küçük bir kahkaha attım.
Sonra olan biteni, nasıl tanıştığımızı, nasıl evlendiğimizi ve sonuç olarak nasıl boşandığımızı kısaca anlattım. Garip şuydu ki bebeğimizin hikayesini anlatırken ilk defa ağlamamıştım. Artık aşmış olduğumdan mı, yoksa yeterince ağlamış olduğumdan mi bilmiyorum ama sadece sesim titremişti. Belki de Egemen ile paylaşmak yükün bir kısmını üzerimden almıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgili Komutanım
ChickLitBoşanmalarının bir yıl üstünden tekrar aynı time atanan iki askerin hikayesi. - Egemen hızlı ve sinirli adımlarla bana yanaştı. Hızlıca sırtımı dikleştirip kulağımdaki kulaklığı çıkardı. Saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırıp yüzümü inceledi. Omuz...