sinir 100 oy
hoş geldiniz. iyi okumalar, satır arasında bulusalimmmm
————
"Leyla sen ne ara uyandın ya? Günaydın."
Balkon kapısından bana seslenen abimi duydum ama dönüp de bakamadım bile. Donmuş gibiydim. Gözlerimi diktiğim noktadan çekemiyordum. Ayrıca, uyanmamıştım. Hiç uyumadım demek daha doğru olurdu.
"Noluyo kızım? Uykunu alamadıysan git uyu biraz daha, ben çıkacağımız zaman uyandırırım seni."
Konuşabilmek için geceden beri susmanın etkisiyle boğazımı temizledim. "Yok," dedim. "Geliyorum şimdi. Sigaraya çıkmıştım."
"E iyi madem. Kahvaltıyı hazırlayınca çağırırım seni."
O içeri girdikten sonra gözüm küllüğe takıldı. Ayça'nın mesajını aldığımdan beri içtiğim bir paket sigarada kaldı.
Ne düşüneceğimi bilemiyordum. Hiçbir şey de hissedemiyordum. Kıskansam, hiç benlik bir duygu değildi. Sinirlensem, tam olarak neye sinirleneceğimi bilemiyordum. Egemen'in yaptığına mı? Ayça'nın hadsizliğine mi? Yoksa Ayça'nın haklı olduğunu düşünen tarafıma mı? Üstelik beynimin o köşesindeki düşünceyi bastırmaktan yorulmuştum.
Kalktım, içeri geçtim. Gece havanın soğuk olmasından bütün soğuğu yiyen belim sıcak havayla temas edince sızladı. Ellerim de buz gibi olmuştu.
Abim kahvaltıyı hazırlarken ruhsuz ruhsuz onu izledim. Kafamı oyalamam lazımdı. Düşünmemem gerekiyordu. Düşündükçe kafamda kuruyor, sürekli Egemen'i suçluyordum. Egemen'i suçladıkça onu her neredeyse bulmak ve kafasını ezmek istiyordum.
Ama bunun çok bencilce olduğunu biliyordum. Aradığımda açmalıydı, çağırdığımda gelmeliydi. Yani isteklerim o yöndeydi. Ama bencilceydi, evet. Ayıptı ama engelleyemiyordum.
Şimdi geceyi başka bir kadının yanında yöresinde geçirdiği ihtimali canımı yakıyordu. Üstelik o kadın, Egemen'e takıntılı bir haldeydi.
Abim gözümün önünde elini sallayınca irkilerek ona döndüm. Yanıma oturmuş garip garip bana bakıyordu.
"Noluyor kızım sana?" dedi kafasını eğip.
"Çok kötü şeyler oluyor," diye mırıldandım. "Ya da çok kötü şeyler olacak."
"Leyla, korkutma beni. Söyle bakayım, ne oldu?"
Tam anlatacakken aklıma gelen düşünceyle kalkıp koşarak balkonda bıraktığım telefona gittim.
"Leyla, kızım söylesene ne olduğunu!"
Peşimden gelen abime dönüp 'bir saniye' işareti yaparak rehberimi açtım.
"Anlatıcam." dedim. "İkinize ayrı ayrı anlatmayayım."
Aslında anlatırdım. Şu an bu konu hakkında elli farklı insana dert yanabilirdim. Yirmi farklı insanın omuzunda ağlayabilirdim ama çaktırmadım.
"Efendim?"
Meltem telefonu açınca hiç konuyu uzatmadım.
"Bana gel, acil. Çok kötü bir şey oldu, hemen anlatmam lazım."
"Oha, Sevda'yı da alayım mı?"
"Al gel. Çabuk olun."
Telefonu kapattım. Abime döndüm. Kollarını önünde birleştirip bana baktığını gördüm.
"Dedikodu yapalım demedim dimi abim? Bir şey olduysa anlat dedim."
"Meltem böyle bir konuyu benden önce birine anlatsaydı aklımı yitirirdim. Biraz empati yaptım da."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgili Komutanım
ChickLitBoşanmalarının bir yıl üstünden tekrar aynı time atanan iki askerin hikayesi. - Egemen hızlı ve sinirli adımlarla bana yanaştı. Hızlıca sırtımı dikleştirip kulağımdaki kulaklığı çıkardı. Saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırıp yüzümü inceledi. Omuz...