38

16.4K 845 112
                                    

bu bölüm cinsel ögeler içermektedir. ben haber vereyim de.

lütfen yorum yapmayı unutmayalım. satır arası yorumlarda bulusalım ❤️

sınır 150 oy 😙

————

"Egemen dün gece benimle beraberdi."

Ne yalan çekecek kafadaydım şu an ne de zırvalık dinleyecek. O yüzden kaşlarımı çatıp yüzümü, ondan iğrendiğimi belli eder şekilde buruşturdum.

"Ne yapayım?" dedim. "Bana ne?"

Afalladı. Güler gibi yaptı yalandan. Yine de beni şaşırtmayı becerecek bir şey yapıp elini cebine attı. Cebinden çıkardığı şeyi avuçlarında bana uzattı.

"Bu yüzüğü Egemen çıkarınca odamda unutmuş. Sen geri verebilir misin ona?"

Avucundaki yüzüğü elime alıp içine baktım. Benim adımı ve doğum tarihimi görünce gözlerimi yüzükten kaldırdım. Gerçekten Egemen'in yüzüğüydü bu. Büyüklüğü de içindekiler de Ayça'yı doğrular nitelikteydi.

"Madem dün gece beraber kaldınız, sen versene yüzüğü." dedim.

O, kem küm ederken "Veremezsin değil mi?" diyip dudaklarımın kıvrılmasını sağladım. "Veremezsin çünkü Egemen'in, bu yüzüğü çaldığından haberi yok."

Sınırlar artık aşılmıştı. Ayça'nın istediği benim sinir olmamdı, kötü hissetmemdi. Amacı Egemen'i almak değildi. Belki de Egemen'e aşık bile değildi. Öyle olsaydı, Egemen'e ulaşıp beni hiç araya katmadan, hatta elinden geldiğince beni aradan çıkarıp Egemen'i alıp gitmek isteseydi bile ağzımı açıp tek bir laf etmezdim. Egemen beni bırakıp başkasıyla da gidebilirdi. O mutluysa benim için önemi yoktu. Ama Ayça'nın böyle bir isteği yoktu. Amacı beni yıkılmış görmekti.

Sınırlar artık aşılmıştı. Bu yüzük Egemen'den çalınmıştı. Boşandığımız gün bu yüzük zaten Egemen'in parmağından çıkmıştı. Bir daha da hiç takmadığını biliyordum.

"Çok yanlış bir taktik uyguladın Ayça." diye fısıldadım. "Bilemiyorum, belki de asıl aşık olanı Egemen sandın. Beni kızdırırsan Egemen'e tekmeyi basarım, e o da yalnız kalınca sana gelir sandın." Histerik bir gülüş serdim ortaya. "Benim de Egemen'e kör kütük aşık olduğumu hesaba katmadın değil mi?"

"Sen Egemen'i sadece kullanıyorsun. Sevilmek hoşuna gidiyor sadece."

Başımı iki yana sallayıp cıkladım. "Sevilmek hoşuma gidiyor, ona itirazım yok. Ama aynı zamanda o kadar çok seviyorum ki Egemen'i, o yüzüğü bir yıldır takmadığını biliyorum mesela. O kadar çok seviyorum ki, söylemese bile o yüzüğü ben izin vermeden takmayacağını da biliyorum."

"Hala aynı küstahlığı yapıyorsun." Ayça karşımda sinirle titrerken hiç bozmadım kendimi.

"Dün gece beraber kaldıysanız göğsündeki kolyeyi de gördün mü bari? Orada da benim yüzüğüm vardı, gözüne çarpmıştır belki."

"Dün gece benimleydi diyorum, yoktu yüzük falan." Bir çocuk gibi burnunu dikti cevap verirken. Karşımda gerçekten bir çocuk vardı sanki.

"Yapma Ayça," Başımı iki yana salladım yüzümü buruşturup. "Egemen'e aşıksan git söyle. Seni seçerse, seninle olmak isterse tek bir saniye yanınızda durmam. Ben, senin aksine hiçbir kadına bu ahlaksızlığı yapmam."

"Egemen de bana aşık! Kendisi de itiraf etti. Sen aramızdan çekilince çok mutlu olacağız biz." dedi koskoca açılmış gözleri, tiril tiril titreyen bedeniyle. Gözlerindeki öfkeye acıyarak baktım. Bu hale gelmesine ne sebep olmuş olabilirdi ki? Bir erkek için -benim aşık olduğum adam bile olsa- bir erkek için bu hale düşülür müydü? İnsan kendine nasıl yakıştırırdı?

Sevgili Komutanım Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin