22 (🧵)

24.3K 1.2K 303
                                    







--------

3 yıl önce, 2020 Eylül

Atış talimi nihayet bittiğinde Egemen Komutan dağılabileceğimizi söyledi. Silahımı bırakmak için aşağıdaki depoya indim. Elimdeki uzun namlu silahı temizleyip güzelce yerine astım.

Henüz bir aydır içinde bulunduğum yeni timime alışmak zordu. En azından timde benden başka bir kadın olsa onunla daha kolay yakınlık kurabilirdim ama ne yazık ki tek kadın bendim. Aslında Hakan'la iyi anlaşıyorduk. Diğerleri de kötü çocuklar değillerdi. Oturduğumuzda sohbet edebiliyorduk ve beni dışlamaları gibi bir şey şükürler olsun ki söz konusu değildi. Bir önceki timimde de tek kadın ben olduğum için diğer tim üyeleri tarafından pek de güzel karşılanmamıştım. Beni aralarına almak istemediklerini fark ettiğimde ben de hiç yakınlaşmamış ve olabildiğince mesafeli davranmştım.

Bu timde böyle bir şeyle karşılaşmamış olmak güzeldi. Ama daha büyük bir sorunum vardı: Komutanım. Time katıldığım ilk günün gecesi kendisini sarhoş bir şekilde polis karakolundan toplamış ve evine bırakmıştım. Buraya kadar büyük bir sorun yoktu. O kadarını hatır için de yapardım. Asıl sorunumuz onu evine bırakmadan önce bana aşık olduğunu iddia etmesiydi.

Elbette sarhoş bir adamın aşk itirafına inanacak değildim. Büyük ihtimalle kendisi de pişman olmuş olacak ki o geceden sonra bir daha bunun bahsini açmadı.

Sorun, komutanımın sarhoşken bana yalandan aşk itirafı yapması değildi. Böyle şeyler arkadaşlar arasında sorun olmazdı zaten. Asıl sorun komutanımın o günden beri bana bir garip davranmasıydı, o itirafın konusunu hiç açmasak bile görevde, mesaide olmadığımız zamanlar sanki bana daha yakın davranmaya çalışıyormuş gibi hissetmemdi.

Belki de kuruntu yapıyordum. Sonuçta time yeni katılmıştım, benimle de timin diğer üyeleri gibi kaynaşmak istiyor olabilirdi. Ama bilmiyorum, içimde bir türlü bastıramadığım bir şüphe vardı. Belki de o gece öyle konuşması üzerine pişman olmuş, bana sadece arkadaş olabileceğimizi göstermek amaçlı öyle davranıyordu. Zaten o itirafının doğru olmasını istiyor da değildim. Asker-komutan ilişkisinin sınırlarını aşmamak en doğrusuydu.

Silahımı astıktan sonra odadan çıkıp merdivenlere ilerledim. Eve gidip güzel bir duş alabilir, sonra da Sarp'ı ziyaret edebilirdim. Nöbetteydi ve bir şeyler yemediyse beraber yerdik.

Ben binanın dışına doğru ilerlerken telefonum çaldı, Sarp'ın aradığını gördüm. Canım arkadaşım ya, kesin yemek getirsene falan diyecekti. Telefonu açıp kulağıma götürdüm.

"Ne var?"

"Vayy, dünyanın ne nazik kadınını aramış olmalıyım."

Güldüm. "Efendim canım, buyrunuz efendim?"

"Bu gece eve gitmesen nasıl olur?"

"Bok gibi olur, Sarp. Ne çeşit bir soru bu?"

"Hadi ya, kalacak yer bulursun sen."

"Niye kendi evimde kalamıyorum anlamadım?"

"Ya şey, ben bir arkadaşla uğrasam senin eve... Sen de bu gecelik müsade etsen."

Hızla "Siktir git," dedim. "Benim evime kız mı atacaksın? Oğlum nöbette değil misin sen?"

"Ya bir arkadaş ısrar etti nöbetleri değiştik son dakika. Kız da aradı içelim mi, diyor. Leyloş noluur?"

"Ya şöyle seslenme bana. Yok olmaz. Ya git başka eve at, ben nerede kalacağım?"

"Lan git kal birinde. Sen de evinde kalacağın bir erkek bulsana kendine artık."

Sevgili Komutanım Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin