91.bölüm
-18
~🐇~
Wei WuXian neredeyse aç gözlü bir halde toplaya bildiği kadar nilüfer tohumu topladı. Teknede neredeyse ayaklarını bile koyacak yer kalmamıştı, üçü yeşil nilüfer tohumlarından oluşmuş tepelerin arasına oturdular. Kabuğu soyulunca, kahverengi kabarık tabakanın altında gizlenmiş yumuşak yeşil tohumlar görünüyordu. Toplayıp, kabuklarını soyunca altındaki yumuşak bembeyaz tohumlar ortaya çıkıyordu. Ferahlatıcı, tatlı bir tatları vardı.
Ortalarındaki su yeşili yerler bile hiç acı değildi.Wen Ning tekneye oturarak tohumları soymaya devam etti. Lan WangJi sadece iki tane soyduktan sonra bırakmıştı. Wen Ning'in ona soyulmuş tohumlar uzattığını görünce başını iki yana salladı ve onları Wei WuXian'a uzatmasına izin verdi. Tek başına Wei WuXian tekne dolusu tohumları kendi başına bitirmişti. Üç dört saat kadar daha suda ilerledikten sonra Yunping Şehri'nin rıhtımına varmışlardı.
Rıhtımın alçak yerleri küçük balıkçı tekneleriyle doluydu. Küçük bir kadın grubu suyun önündeki taş merdivenlerde toplanmış çamaşır yıkıyordu. Yanık tenli, üstlerini çıkarmış çocuklar nehrin kenarında suya bir dalıp bir çıkıyorlardı.Aniden bir kayık yavaşça yanaştı. Kayığınen arkasında başını öne eğmiş bir adam vardı, ama teknedeki diğer iki genç adam oldukça etkileyici görünüşlere sahipti. Önde oturmuş olan bembeyaz giyinmiş, uhrevi bir havası vardı, yanındaki sırıtan gencin ise oldukça güzel bir yüzü vardı. İnsanlar böylelerini her gün görmezdi, o yüzden herkes irileşmiş gözlerle onları izledi. Nehirde yüzmekte olan birkaç çocuk ise balıklarmış gibi peşlerine takılmıştı.
Teknenin kenarından yedi kadar kafa yukarı çıktı.Wei WuXian, "Burası Yunping Şehri mi?"Nehirde çamaşır yıkayan bir kız kızardı, "Evet, öyle."
Wei WuXian, "Geldik. Hadi gidelim."Kayığı rıhtıma çektiler.
İlk ayağa kalkan Lan WangJi'ydi. Kıyıya çıktıktan sonra dönerek Wei WuXian'ın kalkmasına yardım etti. İkiside kıyıya çıktığı halde Wen Ning hala kayıktaydı, yerinden hiç kımıldamıyordu. Onu izleyen çocuklar onun sessizce oturuşunu izlediler, boynundan solgun yanaklarına doğru tırmanan tuhaf izler vardı yüzünde. Onu tuhaf bulmuşlardı, ama korkmak yerine eğleniyorlardı.
Beş çift el teknenin kayığın kenarına tutunarak durmadan sallamaya başladı, Wen Ning dengesini sağlamakta güçlük çekiyordu.Wei WuXian onlara döndü, "Hey! Ne yapıyorsunuz? Ona zulm etmeyin."
Wen Ning aceleyle konuştu, "Genç Efendi, kalkamıyorum."Oyardım çağırdığı anda iki çocuk ellerini nehre daldırarak ona su sıçrattılar. Wen Ning çaresiz bir gülümsemeyle, ne yapması gerektiğini düşünüyordu. Eğer çocuklar bu dalga geçtikleri 'insanın' vücutlarını parçalayabileceğini, kemiklerini bile toz haline getirebileceğini bilselerdi onunla nasıl eğlenebilirlerdi?
Wei WuXian son kalan nilüfer tohumlarını onlara fırlattı, "Yakala!" çocuklar anında dağılarak tohumları aramaya başladılar. Wen Ning en sonunda kalkıp kıyıya çıkabilmişti. Utanmış bir halde cübbesinin ıslanmış kenarlarına vurdu.Tüm Yunmeng bölgesi dahil edildiğinde bile Yunping Şehri küçük bir yer sayılmazdı, oldukça hareketli bir yerdi. Üçü şehre girdiler. Yolda sayısız satıcı ve yürüyen insan vardı. Wen Ning kalabalık yerleri sevmezdi; kısa bir süre sonra sessizce kayboldu. Wei WuXian aklında kaldığı kadarıyla adresi yoldan geçenlere sormaya başladı, ama en sonunda yeri bulup doğruladıklarında her ikisi de şaşkındı.
Wei WuXian tütsü kokusuyla ferahlık yayan devasa binaya baktı, "Bu... bir Guanyin Tapınağı mı?
*Merhamet tanrısı*Lan WangJi, "Hm."Jin GuangYao dindar birine hiç benzemiyordu. İkisi bakıştılar. Birlikte ziyaretçi akınını atlatmayı başararak yüksek eşiğe adım attılar. Tapınağın üç avlusu vardı. Her yer dumanla kaplıydı ve dua edenler için koyulan tahta kalıpların sesini duyabiliyorlardı. Tapınağın her yerini dolaşmaları uzun zamanlarını almadı. Son avlu Guanyin'in Sarayı'ydı. Onlar daha girişine yeni varmışlardı ki, avuçlarını birbirine bastırmış bir keşiş onları karşılamak için geldi. İkisi de selamına karşılık verdiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mø Daø Zų Shī Novel (Türkçe)
Historical FictionŞeytan Tarikatı'nın kurucusu Üstad-ı Azam Wei Wuxian. Şeytani sanatlarda ustalaşması, onun kötücül güçlere hükmetmesini sağlar. Ne kadar kötücül güç emerse o kadar zihin bulanıklığı yaşar.Bu zihin bulanıklığı yüzünden kaotik olaylar yapmış milyonlar...