034.Bölüm.
Yerde tıklayan bambu bastonun tuhaf ve ani sesi bir yüksekti bir alçak, bir uzak bir yakındı, sesin nereden ya da neyden geldiğini belirlemek imkansız gibiydi.Wei WuXian, “Hepiniz, buraya gelin. Yaklaşın. Hareket etmeyin ve saldırmayın.”Bu siste, eğer gençler kılıçlarını çeker ve saldırmaya kalkarlarsa, düşmanı değil birbirlerini yaralarlardı. Bir an sonra sesler kesildi. Bir süre sessizlik içerisinde bekledikten sonra, bir genç nefes vererek konuştu, “Yine bu... Daha bizi ne kadar takip edecek?!”Wei WuXian, “Sizi mi takip ediyor?”Lan SiZhui, “Şehre girdiğimiz anda sis yüzünden kaybolabiliriz diye, olabildiğince yakın yürüdük. Sonra aniden bir ses geldi. O zaman bu kadar hızlı değildi. Baston her seferinde bir kez vuruyordu. Sisin içinde hemen önümüzde yürüyen kısa bir gölge bile görebildik. Ama kovaladığımız anda ortadan kayboldu. O zamandan beri de bizi takip ediyor.”Wei WuXian, “Ne kadar kısa?”Lan SiZhui göğsünü işaret etti, “Çok kısa. Çok küçük.”Wei WuXian, “Ne zamandanberi buradasınız?”“Yaklaşık on beş dakikadır.”“On beş dakika mı?” Wei WuXian, Lan WangJi’ye döndü, “HanGuang-Jun biz ne zamandır buradayız?”Lan WangJi’nin sesi bulanık sislerin ardından geldi, “Yaklaşık yarım saattir.”“Bak, biz sizden uzun zamandır buradayız. Nasıl önümüze geçmiş ve geriye döndüğünüz anda bize denk gelmiş olabilirsiniz?”Jin Ling kendine engel olamadı, “Hiç geriye dönmedik. Geldiğimizden beri yolu takip ederek dümdüz ilerliyoruz.”İki grupta dümdüz ilerlediği halde karşılaştılarsa, birisi labirent mi yapmıştı?Wei WuXian tekrar sordu, “Kılıçlarınıza binip yukarıdan bakmayı denediniz mi?”Lan SiZhui, “Evet. Ben bir süre yükseldim, ama çok yukarıya çıkmadım. Yukarıda hızla hareket eden gölgeler vardı. Ne olduklarını bilmediğim için onlarla baş edemeyeceğimden korkarak tekrar indim.”Bunu duyunca herkes bir süre için sessizliğe gömüldü. Shudong bölgesi zaten sisli olduğu için şehrin içindeki sislere kimse pek kafa yormamıştı. Şimdiyse sisler doğal olarak oluşmamış gibi görünüyordu; sahiden hayaletli bir pustu.Lan JingYi şok olmuştu, “Sis zehirli olamaz değil mi?!”Wei WuXian, “Muhtemelen. Bayadır buradayız ve hala hayattayız.”Jin Ling, “Peri’yi yanımda getirmeliydim. Hepsi aptal eşeğin yüzünden.”Köpeğin ismini duymak Wei WuXian’ın sırtındaki tüyleri diken diken etti. Lan JingYi’nin bağırdığını duydu, “Köpeğini daha suçlamadık bile! İlk o ısırmak için ağzını açtı sonra kendini Minik Elmanın altında buldu. Suç kimde? Her neyse, ikisi de bu durumda işe yaramazdı.”
Wei WuXian, “Ne? Benim MinikElmamı köpek mi ısırdı?!”Jin Ling, “Nasıl bir eşek, benim ruhani köpeğimden daha önemli olabilir? Peri bana amcam tarafından verildi. Eğer ona bir şey bir şey olursa bin tane eşek versen bedelini ödeyemezsin!”Wei WuXian sertçe, “LianFang-Zun’u insanlarıkorkutmak için kullanma. Benim Minik Elmam da HanGuang-Jun’un hediyesi. Minik Elmayı nasıl gece avına götürür ve yaralanmasına izin verirsiniz?”Lan Sektinin geçleri ahenkle “Yalancı!” diye haykırdı. HanGuang-Jun gibi birinin, böyle bir hediye vereceğine asla inanmazlardı. Lan WangJi bir şey demese bile inanmayacaklardı. Lan SiZhui açıkladı, “Eee... Özür dileriz Genç Efendi Mo. Sizin Minik Elmanız... Sizin eşeğiniz Bulut Kovuğunda sürekli bağırıyordu ve üstlerimiz şikayetçiydi, bize defalarca gece avında ondankurtulmamızı emrettiler. Yani biz de...”Jin Ling de eşeğin Lan WangJi’nin hediyesi olduğuna inanmamış gibiydi, “O eşeğe bakmaya bile katlanamıyorum. Adı da ‘Minik Elma’ ha. Aptalca!”Lan JingYi eğer sahiden HanGuang-Jun’un hediyesiyle başlarının derde gireceğini düşünüyordu. Hemen karşılık verdi, “Nesi varmış ‘Minik Elma’nın? Elmaları çok seviyor o yüzden adı Minik Elma. Son derece mantıklı. Şişman köpeğine ‘Peri’ demenden bin kat mantıklı!”“Peri’ye nasıl şişman dersin?! Ben ruhani köpeğimin o pis eş...”Biranda, tüm karmaşa sustu.Bir an sonra, Wei WuXian’ın sesi duyuldu, “Hala burada mısınız?”Bir grup hııım ve mıııımmlar duyuldu, demek ki herkes oradaydı. Lan WangJi soğukça belirtti, “Gürültü.”...Nasıl herkese aynı anda sessizlik efsunu yapabilmişti? Wei WuXian oldukça şanslı hissederek dudaklarına dokunmaktan kendini alamadı.Biraz sollarından ayak sesleri duyuldu.Ayak sesleri inanılmaz hantal birilerine ait gibiydi. Hemen ardından önlerinde, sağdan, soldan her yerden aynı sesler geldi. Sis bir şey görmelerine izin vermeyecek kadar kalın olsa da, iğrenç kokuyu maskeleyemezdi.Tabi Wei WuXian birkaç yürüyen ceset yüzünden endişelenecek değildi. Hafifçe ıslık çaldı, son notadaki hafif kıvrılma onlara geriye çekilmelerini söylüyordu. Tahmin ettiği gibi sislerdeki cesetler anında durdu.Ancak bir an sonra hızla yaklaştılar!Wei WuXian bunu hiç beklememişti. Emri işe yaramamakla kalmamış üstüne onları kışkırtmıştı. Hayatında hiç “Geri çekil” ve “Canlan” emirlerini birbirine karıştırmamıştı!Ama o anda düşünecek zaman yoktu. Yedi ya da sekiz eğri şekil beyaz sislerde belirmişti. Yi Şehrindeki sisin kalınlığı göz önünde bulundurulduğunda, görebilmeleri fazlasıyla yakın oldukları anlamına geliyordu!Bichen’in buz mavisiparıltısı sisleri deldi. Grubun etrafında bir daire çizip etraflarındaki tüm yürüyen cesetleri biçtikten sonra kınına geri döndü. Wei WuXian rahatlayarak nefesini verdi, Lan WangJi ise kısık bir sesle, “Neden?” diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mø Daø Zų Shī Novel (Türkçe)
Historická literaturaŞeytan Tarikatı'nın kurucusu Üstad-ı Azam Wei Wuxian. Şeytani sanatlarda ustalaşması, onun kötücül güçlere hükmetmesini sağlar. Ne kadar kötücül güç emerse o kadar zihin bulanıklığı yaşar.Bu zihin bulanıklığı yüzünden kaotik olaylar yapmış milyonlar...