Çimenler -Dördüncü Kısım

52 16 5
                                    

036.Bölüm.

Jin Ling ve diğerlerinin kalpleri yerinden çıkacakmışçasına atıyordu, camdan bakarken Wei WuXian’a bir şeyler olmasından korkuyordu hepsi. Bu sırada Wei WuXian elleriyle gözlerini kapatarak yere çöktü. Gençlerden yankılanan bir ahsesi, hepsinin kalbinin korkudan bir an için durduğunu söylüyordu. Saçları bile dikilmiş gibiydi, “Ne oldu?!”

Wei WuXian olabildiğince sessiz bir şekilde, “Şişt. Konuşma. Bakıyorum.”

Jin Ling sesini alçalttı, Wei WuXian’dan daha sessiz konuşuyordu, “Ne görüyorsun? Dışarıdaki şey ne?”

Wei WuXian ne gözlerini çeviriyor ne düzgün bir cevap veriyordu, “Hımmm... Evet... Muhteşem. Tek kelimeyle muhteşem.”

Yandan görünen yüzü zevkle doluydu ve hem övgüsü hem uyarısı içtendi. Gençlerin korkusu, meraklarının yanında sönük kaldı. Lan SiZhui sormaktan kendini alamadı, “...Muhteşem olan nedir?”

Wei WuXian, “Ah! Çok güzel. Sessiz olun. Onu korkutacaksınız. Ona daha fazla bakmak istiyorum.”

Jin Ling, “Çekil! Ben de bakacağım.”“Ben de!”

Wei WuXian, “Emin misin?”

“Evet!”

Wei WuXian kenara çekilmeden önce bir süre oyalandı, gözlerini ayırmak istemiyor gibiydi. Jin Ling yerine geçen ilk kişiydi. Küçük aralıktan dışarıya baktı.Gece vaktiydi. Soğuk hava, Yi Şehrinin sislerini bile dağıtmış gibi görünüyordu, birkaç metrelik bir görüş alanı açılmıştı. Jin Ling bir süre baktı. ‘Muhteşem’, ‘güzel’ şeyi bulmayı başaramadı, hayal kırıklığına uğramıştı, Konuşarak korkutmadım değil mi onu?Tam pes etmek üzereydi ki, küçük buruşuk bir şekil açıklıkta belirdi.Varlığı hiç beklemediği bir anda karşısında bulan Jin Ling’in tüyleri diken diken oldu. Neredeyse bağıracaktı ama bir şekilde haykırışını tutmayı başardı, sessiz kaldı ve katı duruşunu bozmadı. Biraz sakinleşince istemeyerek Wei WuXian’a döndü. Wei WuXian, tüm telaşı başlatan kişi, kapının yanındaki pencereye yaslanmıştı. Bir dudağının kenarı kıvrılmış bir şekilde kaşlarını kaldırarak Jin Ling’e yaramaz bir şekilde gülümsedi, “Güzel, değil mi?”Jin Ling ona ters ters baktı. Bilerek dalga geçtiğini biliyordu, dişlerini sıktı, “...Evet...”Bir anda fikir değiştirerek ayağa kalktı ve sıradan bir tonda konuşmaya devam etti, “En fazla idare eder bence. Bakmaya neredeyse değmez!”Yorumunun ardından kenara çekildi ve sıradaki kişinin kandırılmasına izin verdi. Sözleri grubu hepten heyecanlandırarak meraklarını iyice kızıştırmıştı. Lan SiZhui dayanamayarak cama yaklaştı. Gözleri yarığa ulaştığı anda dürüstçe hemen “ah!” diye inledi. Yüzü panik içindeydi hemen geriye çekildi. Odada sersem bir halde birkaç kez göz gezdirdikten sonra ancak Wei WuXian’ı bulabildi, şikayet etmeye başladı,“Mo-Xiong! Orada bir... bir...”

Wei WuXian, “Orada şeyvar değil mi? Söylemeye gerek yok diğerleri için sürprizi kaçacak yoksa. Bırak herkes kendi görsün.”Lan SiZhui’nin tepkisinden sonra diğerlerinin gidip bakmaya cesaret edecek hali yoktu. Sürpriz mi? Pis bir şaka demek daha doğru olurdu. Hepsi reddederek ellerini salladı, “Yok. Biz bakmayalım.”Jin Ling tartışmaya katıldı, “Böyle bir halde bile nasıl bu kadar saçma şeyler yapabiliyorsun? Aklından ne geçiyor senin?”Wei WuXian, “Sen de baktın ama değil mi? Dayının sesini taklit etmeye çalışma. SiZhui, gördüğün şey korkunç muydu?”Lan SiZhui itaatkar bir şekilde onayladı, “Evet.”Wei WuXian, “Güzel. Karşınızda kendinizi geliştirmeniz için nadir bulunan bir fırsat var. Hayaletler neden insanları korkutur? Çünkü insanlar korktuğunda, ruhları dalgalanırken zihinleri bulanır. Bu yang enerjisinin emilmesini oldukça kolay bir hale getirir. Bu yüzden hayaletler korkusuz insanlardan çekinirler, insanların kendilerinden korkmasına ihtiyaçları vardır. Eğer uygun ortamı yaratamazlarsa karşılarındaki insandan hiçbir şey alamazlar. Bu yüzden efsuncular olarak, ilk yapmanız gereken şey cesur olmaktır!”Hareket edemediği için merakına rağmen pencereden dışarı bakamayan Lan JingYi zehre minnettardı. Mırıldandı, “Cesaret doğuştan gelir. Korkak doğduysan ne yapabilirsin ki?”Wei WuXian, “Kılıçlarınızla uçmayı annenizin karnında mı öğrendiniz? Defalarca deneyerek, çalışarak öğrendiniz. Aynı şekilde korkmamayı da öğrenebilirsiniz. Tuvalet çok mü pis? İğrenç mi? Eğer o tuvalette bir ay boyunca yaşarsanız inanın bana orada yemek bile yiyebilirsiniz.”Gençler dehşete düşmüştü, hepsi aynı fikirde gibiydi, “Olmaz öyle şey!” “İmkansız!!!” sesleri yükseldi.“Sadece örnek vermiştim. Tamam,ben de daha önce hiç tuvalette yaşamadım. Orada yemek yenebilir mi sahiden bilmiyorum. Kanıtım yok. Ama denemeniz gerek. Sadece bakmakla kalmayın, dikkatle inceleyin. Detaylara dikkat edin, en kısa zamanda zayıf noktasını görmeye çalışın. Meseleyi sakince ele alıp, nasıl karşılık verebileceğinizi araştırın. Pekala yeterince konuştum bence. Benden ders alma fırsatını herkes bulamaz. Bunu iyi kullanın.

Mø Daø Zų Shī Novel (Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin