Davetsiz misafir-birinci kısım

153 18 3
                                    


120.bölüm

-18

~🐇

Hikaye üç gün önce akşam başlamıştı.

O akşam Genç Efendi Qin alkol ve yorgunluk dolu bir halde eğlenceden dönmüştü. Tam çekilmek üzereyken aniden birisinin kapısını çaldığını duymuştu.

Tekrar ve tekrar, birisi Qin konağının ana kapısını dövüyordu.

Bahçeyi izleyen hizmetçi cevap olarak bir şeyler mırıldanmış, fenerle birlikte durumu incelemeye gitmişti. Tam kim olduğunu soracaktı ki, kapıyı çalan kişi sanki aniden delirmiş gibi kapıyı yumruklamaya başlamıştı.

Ve sahiden güm diye vuruyordu. Sürgü çatlamıştı. Sanki on demirden pençe durdurulamaz bir şekilde kaplamaları eşiyordu.

Kargaşa çok gürültülüydü. Kısa bir süre sonra avlu yatağından kalkmış hizmetçilerle dolmuştu. Fenerler, lambalar ve sopalar tutan insan kalabalığı birbiriyle bakışıyordu. En sonunda sadece dış ceketini giymiş ve elinde bir kılıçla konağın sahibi de gelmişti.

Genç Efendi Qin kılıcı keskin bir çınlamayla kınından çekerken bağırmıştı. "Kimsin?!"

Anında kapıdaki eşeleme sesleri daha da yükselmişti.

Hizmetçilerden birisi köşeye çekilmiş, süpürgesine yaslanıyordu. Genç Efendi Qin onu işaret ederek seslenmişti. "Yukarı çık ve dışarıya bak."

Hizmetçi itaatsizlik etmeye cesaret etmezdi. Yüzü kararmış, ağır ağır tırmanırken başını büyük bir zorlukla Genç Efendi Qin'e çevirdiğinde, karşılığında sadece sabırsız bir teşvikle karşılaşmıştı.

En sonunda titreyen ellerini çatı kiremitlerine koymuş ve göz atmıştı. Tek bakışta kafa üstü yere çakılmıştı.

Genç Efendi Qin. "Kapıyı çalanın gömü giysileri içerisinde bir canavar olduğunu söyledi. Dağınık saçlı ve kanla kaplıymış. Canlı değilmiş."

Bu noktada Wei WuXian ve Lan WangJi bakıştılar.

Lan SiZhui ise sordu. "Genç Efendi Qin, daha detaylı bir tasviri yok mu?"

Genç Efendi Qin efsuncuların dünyasından birisi değildi. Doğru insanları sadece tesadüfen bulmuştu. Karşılarındakilerin efsuncu olduğunu biliyordu, ama kim olduklarını veya isimlerini bilmiyordu. Her şeye rağmen Lan WangJi'nin ruhani bir tavrı vardı, Wei WuXian ise özgüveni düşük birine benzemiyordu ve genç olmasına rağmen Lan SiZhui oldukça ağırbaşlıydı. Bu yüzden onlara kötü davranmaya cüret edemiyordu. "Hayır. Hizmetçi korkaktı. Tek bakış attığı anda bayıldı ve onu ancak saatlerce merkez akupunktur noktasını çimdikleyerek uyandırabildim. Düzgünce görmüş olmasına ihtimal verebilir misiniz?"
*ÇN: Burnun altı ve dudağın üstündeki alan. Geleneksel Çin tıbbında sık sık acil durumlarda kullanılırmış.

Wei WuXian. "Bir şey sorabilir miyim?"

Genç Efendi Qin. "Buyurun."

Wei WuXian. "Genç Efendi Qin, o hizmetçiye bakmasını emrettiniz ve kendiniz dışarı bakmadınız mı?"

"Evet öyle."

"Yazık olmuş."

"Yazık olan ne?"

Wei WuXian. "Sözlerinize göre, kapınıza ziyarete gelen bir öfkeli ceset. Öfkeli cesetler geldiklerinde, genelde belli bir kişinin peşinde olurlar. Eğer baksaydınız, belki de eski bir arkadaşınız olduğunu görürdünüz."

Genç Efendi Qin. "Ve belki de istisnai bir durumumdur. Ayrıca, eğer birisi için geldiyse bile, illa ben olacağım diye bir kural yok değil mi?"

Wei WuXian gülümseyerek onayladı. "Haklısınız."

Mø Daø Zų Shī Novel (Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin