Nefret-sekizinci kısım

92 21 40
                                    


-18

~🐇

Lan XiChen, "Jin Sekt Lideri... bize açıklama yapar mısınız?"

Jin GuangYao hiçbir şey söylemedi. Elleri bembeyaz olmuştu.

Wei WuXian, "Görünüşe göre Jin Sekt Lideri açıklamak istemiyor."

Elini kaldırdı ve çıplak kadın cesedi hemen altında belirdi. Wei WuXian avucunu kadının başına koydu, "Sen söylemeyince, ben öğrenmek için bir yol bulamaz mıyım sanıyorsun?"

Empati'ye girdiği gibi, daha gözlerini bile açamadan, Wei WuXian kendisini yoğun bir allık ve dudak boyası kokusunun içinde buldu. Şuh bir ses onun ağzından konuşmaya başladı, "...O mu? Evlenmek istiyordu tabi. Adamla tanıştığında yirmilerindeydi. Daha o yaşta, birkaç sene içerisinde gördüğü tüm rağbeti kaybetti. Azarlanacağını bildiği halde bir oğlana gebe kaldı bir de. Çıkmak istiyordu sonuçta. Ama babanın da çocuğu istemesi gerekti elbette."

Gözlerini açtı. Güzel denilebilecek geniş bir salondaydı. Salonda bir düzine yuvarlak masa, birkaç müşteri ve yanlarında oturmuş hoş kadınlar vardı. Kadınlardan bazıları omuzlarını sergilerken bazıları saçlarını açmıştı, bazıları müşterilerin kucağına oturmuşken bazıları diğerlerine şarap içiriyordu. Herkesin yüz ifadesi tatlı ve sarhoş görünüyordu.Tek bir bakış nasıl bir yerde olduğunu anlaması için yeterliydi.Wei WuXian kendi kendine, Demek Guanyin Tapınağı'ndaki ölümüne yananlar fahişeydi.

Tüm hortlakların çıplak olmasına şaşmamalı. Muhtemelen hepsi ya fahişe ya müşteriydi.

Müşterilerden biri güldü,"Oğul oğuldur sonuçta. Adam neden istememiş?"

Kadın, "Onun dediğine göre, bir sektten önemli bir adammış. Evinde bir sürü oğlu vardır yani. Böyle bir şeyin önemsenmemesi duyulmamış şey değil. Bu dışardakini neden umursayacaktı? Kız bekledi, bekledi... Kimse onu almaya gelmedi, bu yüzden de tek yapabileceği çocuğu tek başına büyütmekti değil mi? On dört yıl geçti o günlerin üzerinden."

Birkaç müşteri sordu, "Önemli biri miymiş? Gerçekten mi?"

Kadın, "Aaa neden yalan söyleyeyim ki? Şimdi oğlu bizim için ayak işlerine koşuyor. Bak, şuradaki."

Kadın bileğini büktü ve tepsi taşıyan bir çocuğa el salladı, "Xiao-Meng! Buraya gel!"

ÇN:Xiao ismin önünde kullanıldığında 'küçük' gibi bir anlamı varmış. Jin GuangYao'nun da Jin Sektine katılmadan önceki adı: MengYao.

Çocuk söyleneni yaparak yaklaştı, "AnXin-jie, bir şey mi istedin?"

ÇN:-jie, -xiong'un kadın versiyonu, abla anlamında.

Bir anda Wei WuXian için taşlar yerine oturdu.Müşteriler Meng Yao'yuyargılayan gözlerle inceledi.

Meng Yao tekrar sordu, "Bir şeye mi ihtiyacınız vardı?"

AnXin sırıttı, "Xiao-Meng, hala o şeylere çalışıyor musun?"

Meng Yao duraksadı, "Hangi şeylere?"

AnXin, "Annenin öğrenmeni istediği şeylere, güzel yazı sanatı, görgü kuralları, kılıç ustalığı, meditasyon... O işler nasıl gidiyor?"

O daha konuşmasının ortasındayken müşteriler sanki komik bir şey duymuş gibi gülmeye başlamışlardı. AnXin onlara döndü, "Gülmeyin. Gerçeği söylüyorum burda. Annesi ailenin genç efendisi olarak yetiştiriyor. Ona okuma yazma öğretti, kılıç kullanımıyla ilgili kitaplar aldı ve hatta okula bile gönderdi."

Mø Daø Zų Shī Novel (Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin