Ayrılık-İkinci Kısım

36 10 22
                                    

70.Bölüm.

Jin Hanımın kaşları çatıldı, azarlayarak, “ZiXun!”Bunu duyunca Wei WuXian’ın gülümsemesi soldu. Sorarak, “Terbiye mi?”

Başını yavaşça çevirdi, “Çarpık bir yol mu?”

Lan WangJi’nin sesi kısıktı, “Wei Ying.”

Jin ZiXun ve diğerleri anında ortamdaki havanın değiştiğini fark ettiler. Hepsi nefeslerini tutmuş ona bakıyordu. Wei WuXian gülümsedi, “Neden kılıcımı taşımadığımı mı merak ediyorsun? Sana söylesem de değişen bir şey olmaz zaten.”

Döndü ve her bir kelimesinin altını çizerek, “Çünkü kılıcımı kullanmadan, sizin ‘çarpık’ dediğiniz bir yoldan başka hiçbir şeyim olmadan bile, dengim olmadan yükselmeye devam edeceğimi ve arkamda bakan sizlerin her birinizi geride bırakacağımı bilmenizi istiyorum.”

Sözleriyle etraftaki herkes konuşamayacak kadar şaşkına dönmüştü.Bu kadar insanın önünde daha önce kimse böylesine kibirli sözler söylemeye cüret etmemişti. Bir an sonra Jin ZiXun en sonunda kendine gelmişti, bağırarak, “Wei WuXian! Sen sadece bir hizmetçinin oğlusun –ne cüretle bizim önümüzde böyle konuşursun!!!”

Bunu duyunca Lan WangJi’nin bakışları dondu. Wei WuXian’ın gözleri irileşti. Sağ eli neredeyse Chenqing’e değmek üzereydi. Havada her an patlayacak bir çatışmanın gerginliği gittikçe büyürken, birden bir ses böldü, “A-Xian!”

Onun sesini duyunca Wei WuXian yumuşamıştı. Dönerek, “Shijie?”

Jiang YanLi ona elini salladı, “A-Xian, gel arkamda dur.”

Wei WuXian tereddüt etti. O hareket edemeden Jin Hanım hemen onun elini kaptı, “A-Li, onların işine bulaşma.”

Ancak Jin Hanıma özür diler bir gülümsemeyle baktıktan sonra, Jiang YanLi öne çıktı ve Wei WuXian’ın önünde durdu. Jin ZiXun ve diğerlerini selamladı.Jin ZiXun ve yanındakiler buna nasıl tepki vermeleri gerektiğini bilmiyordu. Çoğu selamına karşılık verirken bazıları tepki vermedi. Jiang YanLi ince bir sesle Jin ZiXun’la konuştu, “Genç Efendi Jin, sizin sözlerinizden A-Xian’ın tek başına Anka Dağındaki avların üçte birini avladığını öğrendim; kurallara karşı gelmiş ve küstahlık etmiş. Ben... Ben de daha önce hiç böyle bir şey duymamıştım. Herkes bu durum yüzünden sorun yaşamış olmalı. Onun adına hepinizden özür diliyorum.”Sözlerini bitirdiği gibi tekrar eğildi. Oldukça ciddi bir özür diliyordu. Wei WuXian, “Shijie!”

Jiang YanLi tekrar doğrulmadı. Ona baktı ve neredeyse fark edilmeyecek bir şekilde başını iki yana salladı. Wei WuXian’ın tek yapabildiği yumruklarını sıkmak ve sessizce beklemekti.Jin ZiXuan olanları uzaktan izliyordu. Yüz ifadesi oldukça karmaşıktı. Jin ZiXun ve diğerleri ise yüzlerindeki zafer ifadesini gizlemeye bile çalışmıyorlardı. Oldukça tatmin olmuş görünüyorlardı.Jin ZiXun güldü, “Genç Hanım Jiang, sahiden nazik ve anlayışlısınız. Yanınızdaki kişi sahiden uygunsuz davrandı ve sahiden bize çok sorun çıkarttı. Ama siz onun davranışlarının ne kadar uygunsuz olduğunu anladığınıza göre, Genç Hanım Jiang ve Jiang Sekt Liderinin hatırına özür dilemeye gerek olmamalı. YunmengJiang Sekti ve LanlingJin Sekti her zaman iyi ilişkiler içerisinde olmuştur zaten.”

Övünerek kahkaha atmak üzereydi. Wei WuXian öfkeden yanıyor, yumruklarını öyle sıkıyordu ki elleri kırılacak gibiydi. Tam kendini tutamayıp konuşacaktı ki, Jiang YanLi eğilmesini bitirdi ve doğrulurken içten bir sesle konuştu, “Ama daha önce bir ava katılmamış olsam da bildiğim bir şey var –şimdiye kadar yapılmış hiçbir etkinlikte, çok fazla avlanmanın yasaklandığına dair tek bir kural dahi duymadım.”Gülümsemeler henüz tam olarak yerleşemeden dondu.Jiang YanLi, “Ve bu yüzden desormak istiyorum, A-Xian kurallara karşı geldi dediniz –tam olarak hangi kurallara?”

Mø Daø Zų Shī Novel (Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin