Sadakat -Yedinci Kısım

25 12 20
                                    

85.bölüm.

Wei WuXian Nilüfer Rıhtım’ınkapılarından girmeden önce derin bir nefes alarak sakinleşmeye çalıştı. Ama içeri girdiğinde düşündüğü kadar heyecanlanmadığını fark etti.Muhtemelen çok fazla yer tekrar inşa edildiği içindi. Antrenman alanı eskiden olduğunun iki katı büyüklüğündeydi.

Her bir bina daha yüksek, kıvrık çatıdekorlarıyla daha güzeldi. Eskisine göre daha ihtişamlı ve görkemli görünüyorlardı. Ama anılarındaki Nilüfer Rıhtım’a göre çok fazla değişmişti.Wei WuXian’ıniçinde bir yerlerden bir kayıp hissi geçti.Geçmişten hatırladığı eski binaların tamamen mi yıkıldığını yoksa bu yeni ve etkileyici binaların arkasında mı kaldığını bilmiyordu.Sonuçta sahiden çok eskiydiler.

Antrenman sahasında, herkes tekrar kare dizilimler oluşturarak, nilüfer pozisyonunda dinlenip, ruh güçlerinitoplamaya çalıştı. Hem gündüz hem gece dinlenecek vakitleri olmayan insanlar çoktan tükenmiş haldelerdi ve çaresizbir şekilde nefeslerini toplamaya ihtiyaçları vardı. Diğer taraftan, Jiang Cheng sekt liderleri ve önemli kişileri ana salona, Kılıç Salonu’na, gün içinde yaşanan olayları tartışmak üzere yönlendirdi.

İçeri girdikleri gibi daha kimse oturamadan misafir bir efsuncuya benzeyen birisi yanlarına geldi, “Sekt Lideri.”

Jiang Cheng’in kulağına yaklaşarak bir şeyler fısıldadı. Jiang Cheng homurdandı, “Hayır. Önemli bir şey varsada daha sonra gelmelerini söyle. Halimizi görmüyor musun?”

Misafir efsuncu, “Çoktan söyledim. İki hanım dedi ki... Bugün yaşanan olaylar için buradalarmış.”

Jiang Cheng, “Kimmiş onlar? Hangi sekte dahiller?”

Misafir efsuncu, “Hiçbirine. Efsuncu değiller. Ruh güçleri olmayan sıradan iki kadın olduklarına eminim. Yanlarında bazı pahalı şifalı bitkiler de var, ama hangi sekt liderinin onları gönderdiğini söylemediler. Sadece sizinle konuşacaklarını söylediler Sekt Lideri. Sözlerinden, konuşmak istedikleri konu her neyse önemsiz bir mesele olmadığını anladım. Saygısızlık ettiğimizi düşünmesinler diye çoktan onları misafir odalarından birine yerleştirdim. Şifalı bitkiler de henüz belirlenmedi. Ama inceledik, normalin dışında büyüler veya lanetler içermiyorlar.”

Neden geldiğini bile söylemeden, isteyen herkes YunmengJiang Sektinin lideriyle istediği zaman konuşabilir değildi. Dahası bu iki kadının hem güçleri yoktu hem de arkalarında destek olan sektleri yoktu. Ancakyanlarında pahalı bitkiler getirdikleri için, misafir efsuncu onları kabul etmek ve saygılı davranmakla yükümlüydü. Cömert hediyeleri olmasa, durumun kendisinin tuhaflığı bile onları görmezden gelmek için yeterliydi.Jiang Cheng, “Evinizdeymiş gibi rahat edin. Kısa süreli yokluğumu mazur görün lütfen.”

Herkesin cevabı aynıydı, “Elbette Jiang Sekt Lideri.”Ancak Jiang Cheng kısa bir süre sonra dönmedi. Dönüşü oldukça uzun sürdü. Gelen misafirlerle ilgilenmemek zaten başlı başına oldukça saygısız bir davranıştı, bir de böyle bir zamanda herkes önemli meseleleri tartışmak için beklerken... Neredeyse bir saat sonra Jiang Cheng hala dönmemişti. Pek çok kişi endişelenmeye veya memnuniyetsiz hissetmeye başlamıştı. Tam bu sırada Jiang Cheng en sonunda döndü. Gittiğinde her zamanki gibi görünüyordu, geri döndüğünde ise yüz ifadesi buz kadar soğuktu ve hızlı adımlarla yürüyordu. Yanında iki kişi daha vardı –iki kadın, muhtemelen ziyarete

gelen ikili. Normalde sıradan iki kadın olduklarını düşünmüştü herkes, böylesine cömert hediyelerle gelebildiklerine göre ise bazı açılardan olağandışı olmalıydılar. Ancak kadınların her ikisi gençliklerini koruyamamıştı.

Gözlerinin ve dudaklarının kenarı yaşla lekelenmişti. Birisi hem silik hem tedirgin görünüyordu, diğeri ise yıpranmış görünmekle kalmıyor bir de yüzünde çok sayıda kesik vardı. Her ne kadar kesikler eski görünse de, yine de herkesin hayal kırıklığına uğramasına ve ilgilerini kaybetmesine yeterdi. Sessizce mırıldanarak Jiang Cheng’in neden böyle iki kadını Kılıç Salonu’na getirdiğini merak etmeye başladılar ve bir de onları salonun merkezine getirmişti.Jiang Cheng’in yüzü karanlıktı. İhtiyatlı bir halde oturmuş olan kadına döndü, “Burada konuşabilirsin.”Yao Sekt Lideri, “Jiang Sekt Lideri ne demek istiyorsunuz?”Jiang Cheng, “Mesele şok edici, bu yüzden acele davranmaya cesaret edemedim. Dikkatli bir şekilde sorguladığım için geciktim. Lütfen sessizleşin ve bu ikiliyi dinleyin.” Döndü, “Önce hanginiz konuşacaksınız?”İki kadın bakıştı. Yıpranmış olan biraz daha cesurdu, ayağa kalktı, “Ben!”Gündelik bir selamın ardından, “Size anlatacağım şey, on bir sene önce yaşanmış eski bir hikaye.”Jiang Cheng’in tonundan dolayı bu kadının anlatmak üzere olduğu şeyin önemsiz mesele olmadığını biliyorlardı, hepsi on bir yıl önce olanları hatırlamaya çalıştı. Kadın, “Benim adım Sisi. Geçmişte kendimi satardım. Bir süre için ünlü olduğumu söyleyebilirsiniz. Yaklaşık on kadar sene önce, zengin bir iş adamı buldum ve onunla evlenmek istedim ancak adamın karısıöfkeli birisi çıktı.

Mø Daø Zų Shī Novel (Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin