Gizlemek-birinci kısım

112 23 26
                                    

-18

~🐇

Jin GuangYao dişlerini sıkarak kolundaki birkaç noktaya bastırdı. Kan kaybı nedeniyle başı dönerken, aniden Nie MingJue'nun ona doğru bir adım attığını gördü, beyaz gözler üzerine kilitlenmişti. Neredeyse anında korkudan ölmüş bir hale geldi.

Diğer tarafta Su She biraz daha kan tükürdü, boğazını parçalarcasına bağırıyordu, "Sizi aptallar! Ne diye orada dikiliyorsunuz?! Durdurun onu! Kapıdaki şeyi durdurun!"

Bir süredir olanları sadece izlemekte olan LanlingJin Sekti efsuncuları en sonunda kılıçlarını alarak yaklaşmaya başladılar, her ne kadar en öndeki iki kişiNie MingJue'nun eliyle uzaklara fırlatılmış olsa da.

Jin GuangYao sol eliyle
kesilmiş koluna ilaç serpti, ancak toz akan kanla anında yıkanıp gidiyordu.
Neredeyse ağlamak üzere,yaraya sarmak umuduyla cübbesinin kolunu yırtmaya başladı, ancak sol eli de tabuttaki zehirli dumandan yandığı için yeterince güçlü değildi.Uzunca bir süre titreyerek çabalamaya devam etti ancak hala yırtamıyordu, sadece acısı daha da artıyordu.

Su She ona doğru atıldı ve kendi kıyafetinden beyaz bir parça yırtarak yarasını sarmaya başladı.Aynı anda Lan XiChen, Nie HuaiSang'ı güvenli bir yere çekmeyi başarmıştı. Su She kendi üzeriniyoklayarak işeyararbir şeyler bulmaya çalışıyordu ama nafileydi,

Lan XiChen'e döndü, "Lan Sekt Lideri!Lan Sekt Lideri, yanınızda ilaç var mı? Ona yardım edin -Sekt Lideri size karşı her zaman saygılı davranmıştır! Bu saygıdan ötürü ona bir iyilik yapın!"

Lan XiChen, Jin GuangYao'nun ne kadar korkunç bir halde, neredeyse bayılmak üzere olduğunu görünce gözlerinden bir tereddüt geçti. Bu sırada diğer taraftan birkaç çığlık duyuldu. Nie MingJue ağır bir yumrukla üç efsuncuyu kırmızı bir et birikintisine dönüştürmüştü!Wei WuXian ve Lan WangJi, Jiang Cheng ve Jin Ling'in önünde duruyorlardı.

Wei WuXian, "Wen Ning! Onunla nasıl karşılaştın?!"

Wen Ning kolunu tekrar yerine yerleştirdikten sonra kırılmış bacağıyla ilgilenmeye başladı, "Genç Efendi...Özür dilerim...Geri dönüp Genç Efendi Lan'ı bulmamı söylemiştiniz. Onu handa bulamadım o yüzden sokakları aramaya başladım. Ama Genç Efendi Lan'ı bulamadan ChiFeng-Zun'u etrafta dolaşırken gördüm, sanki bir şey arıyor gibiydi.Bir grup dilenci çocukta onu gördü ve onunla dalga geçmeye başladılar. ChiFeng-Zun tamamen bilinçsizdi. Çıplak elleriyle neredeyse...Tek yapabildiğim buraya kadar onunla dövüşmek oldu..."

Wei WuXian'ın Lan WangJi'nin neden handa olmadığını sorması tamamen gereksizdi. O Lan WangJi'nin yanındaki odada uyuyamazken, Lan WangJi nasıl uyuyabilirdi? Onunda dışarı çıkıp dolaşması oldukça normaldi, ardından da kaçan ve yardım arayan Peri'yi bulmuştu. Ani fırtına da Wen Ning ve Nie MingJue dövüşmeye başladığı sırada ortaya çıkmış olmalıydı.'Ceset'gibi yaratıklar karanlığı zaten çekerdi, bu ikisi ise hiçte normal cesetler değillerdi!Her ne kadar LanlingJin Sekti efsuncuları Nie MingJue'ya hiçdenk olmasalar bile yine de cesur bir şekilde öne çıkmaya devam ediyorlardı.

Ancak kılıçları Nie MingJue'nunbedenine değdiğinde, sanki sağlam bir çeliğe çarpmış gibi, yüzeysel bir yara dahi açamıyorlardı. Nie HuaiSang, dikkatlice Lan XiChen'in arkasından başını çıkarttı, sesi hem korku dolu hem istekliydi, "A-A-Ağabey, B-Ben..."

Nie MingJue'nun boş gözleriyledik dik baktı, ardından gözleri genişledi ve onlara doğru atıldı. Lan XiChen çenesini hafifçe eğdi. Liebing'in tek sesiyle Nie MingJue'nun figürü dondu.Lan XiChen, "Ağabey, o HuaiSang!"

Nie HuaiSang, "Beni bile tanıyamıyor..."

Wei WuXian, "Sadece seni değil, şu anda kendisini bile tanıyabilecek bir durumda değil!"

Mø Daø Zų Shī Novel (Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin