027.Bölüm.Şehre girdiklerinde kalabalığın içinde yan yana ilerlediler. Birden Lan WangJi sordu, “Lanet işareti ne durumda?”
Wei WuXian, “Jin Ling sevgili dostumuzun çok yakınına gömülmüştü bu yüzden çok fazla kötü enerjiye maruz kalmıştı. Biraz soldu, ama tamamen silinmedi. Tamamen kaybolması için tek yapabileceğimiz tüm cesedi ya da en azından kafasını bulmak. Çok az sıkıntı çıkarıyor zaten.”
‘Sevgili dost’ paramparça edilen cesetti. Kim olduğunu bilmedikleri için Wei WuXian ona böyle hitap etmeyi önermişti. Lan WangJi önerisinin ardından bir şey dememişti, yani karşı da çıkmamıştı, sessiz bir onaylama olarak yorumlanabilirdi yani. Tabi ki kendisi asla öyle hitap etmemişti.
Lan WangJi, “‘Çok az’? Ne kadar?”
Wei WuXian elleriyle işaret ederek, “Çok az, çok az demektir işte. Nasıl açıklayabilirim? Kıyafetlerimi çıkartıp göstereyim mi?”
Lan WangJi’nin kaşları hafifçe çatıldı, Wei WuXian’ın hemen orada soyunmasından endişelenmiş gibiydi. Kayıtsız bir tonla cevap verdi, “Geri döndüğümüzde çıkart.”
Wei WuXian yürürlerken döndü, yüzünde geniş bir sırıtışla ona doğru bakarken bir süreters bir şekilde yürüdü. En kısa zamanda kaçmaya çalıştığı zamanlarda, çaresizce başkalarını kendinden tiksindirmek için deliymiş gibi davranarak bile bile kendini utandırıyordu. Artık kim olduğu ortaya çıktığı için normalde önceden yaptığı şeyler yüzünden utanması gerekirdi. Yalnızca Wei WuXian gibi utanmaz birisi sanki hiçbir şey olmamış gibi davranabilirdi. Zaten onun yerinde bir parça yüzü olan birisi olsa, geceleri birisinin yatağına tırmanmak, birlikte banyo yapmakta ısrar etmek ya da makyajın yakışıp yakışmadığını sormak gibi aptalca şeyler yapmazdı. Kendisi tüm bu yaptıklarını hatırlamıyormuş gibi davrandığı için Lan WangJi doğal olarak konusunu açmamıştı, ikisi de hiçbir şey olmamış gibi davranıyorlardı. Kim olduğu ortaya çıktıktan sonra ilk kez böyle bir şey yapıyordu. Kahkahaları kesildiği gibi Wei WuXian ciddi bir yüz ifadesine büründü, “HanGuang-Jun, sence sevgili dostumuzun elini Mo Köyüne öğrencilere saldırması için koyan kişilerle, bacaklarını başka bir cesede dikip duvara gömenler aynı kişiler mi?”
Hem geçmişte hem şimdi, aklında Lan WangJi’ye hep ilk ismiyle hitap etmişti, ama geçtiğimiz birkaç günde ona unvanıyla seslenmeye alışmıştı. Dahası böyle seslenmek konuşmaya aşırı bir ciddiyet katıyordu ve bu da açıklanamaz bir şekilde eğlenceliydi. Böylece dışarıdalarken ona yarı ağırbaşlı tavrıyla seslenmeye devam etti.
Lan WangJi, “İki grup var.”
Wei WuXian, “Evet, bence de. Bacakları başka bir cesede dikip bir duvara saklayacak kadar uğraşanlar demek ki uzuvların keşfedilmesini hiç istememiş. Bu yüzden de GusuLan Sektinin üyelerine saldırması için kolu öylece atmak gibi dikkat çekici ve araştırılacağı kesin bir şeyi yapmazlardı. Bir taraf gizli kalmakiçin ellerinden geleni yaparken, diğer tarafsanki hiç umurlarında değilmiş gibi düşünmeden saldırıyor.”
Söylenecek her şey söylenmişti. Lan WangJi’nin yorum yapmasına gerek yoktu ama yinede onaylayan bir sesle ‘Hm’ladı.
Wei WuXian yürürken konuştu, “Bacakları saklayanlar QingheNie Sektinin PalaSalonundan haberdardı, kolu bırakanlarsa GusuLan Sekt planlarını biliyordu. Bence hiçbirinin amacı basit bir cinayet değildi. Gittikçe daha çok bilmediğimiz şey ortaya çıkıyor.”Lan WangJi, “Yavaş yavaş çözeceğiz.”
Wei WuXian, “Ben olduğumu nasıl anladın?”
Lan WangJi, “Düşün.”Soru cevap hızlıca hiç durmadan hızlıca sürdü. Wei WuXian, onun dikkatini dağıtıp son sorduğu soruya dikkatsizce cevap vermesini istiyordu. Her ne kadar başarılı olamasa da cesareti kırılmamıştı ve hızlıca konudan konuya atlamaya devam etti, “Yueyang’a daha önce hiç gelmedim. Geçmişte benim istediğim soruları soracak birileri hep olurdu. Bu kez sen gidip soruları sorsan da ben biraz mola versem olur mu HanGuang-Jun?”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mø Daø Zų Shī Novel (Türkçe)
Ficción históricaŞeytan Tarikatı'nın kurucusu Üstad-ı Azam Wei Wuxian. Şeytani sanatlarda ustalaşması, onun kötücül güçlere hükmetmesini sağlar. Ne kadar kötücül güç emerse o kadar zihin bulanıklığı yaşar.Bu zihin bulanıklığı yüzünden kaotik olaylar yapmış milyonlar...