95.bölüm~🐇~
Lan WangJi onu dinlemedi. Gözleri hala sanki bir kez kırpsa Wei WuXian’ın kaçmasından korkarmış gibi üzerine sabitlenmişti. Wei WuXian gözlerini kapatmak için uzandı, Lan WangJi ise yüzünün alt yarısını suya gömerek bir dizi baloncuk çıkardı. Wei WuXian onun yanağını hafifçe çimdiklerken güldü, “Er-Gege, kaç yaşındasın sen?”
Kenardaki sabun ve kumaşı alarak Lan WangJi’nin yüzünü silmeye başladı. Devam ederken birden dondu.Lan WangJi küvete girmeden önce saç bandını ve alın şeridini çıkarttığı için saçları dökülerek vücudunun üst kısmını kaplamıştı. Ama şimdi göğsünü yıkamak için Lan WangJi’nin ıslak, siyah saçlarını omuzlarının arkasına attığında, otuz kadar disiplin kırbacı izini ve göğsündeki dağlanmış yarayı net bir şekilde görebiliyordu.
Wei WuXian kumaşı aldı ve sırtına doğrusu geçti.Kırbaç izleri Lan WangJi’nin sırtından göğsüne, omuzlarına, kollarına tırmanıyor, yumuşak beyaz tenini sarıyordu. Bu koyu ve açık renkteki neredeyse korkunç olan yaralar, mükemmel erkek vücudu denilebilecek bedeni yok etmişti.“...”
Wei WuXian bir süre sessiz bir şekilde izledikten sonra kumaşı tekrar suya batırdı ve disiplin kırbacının izlerini takip ederek silmeye devam etti.Çok nazik davranıyordu, sanki Lan WangJi’nin canını acıtmaktan korkar gibiydi, ama bunlar eski yaralardı zaten.
En çok acıdıkları zaman geçeli yıllar oluyordu. Ve yaraları yeni olsaydı bile Lan WangJi’nin kişiliğinde biri, ne kadar acı çekerse çeksin kesinlikle kendini tutar ne bir ses çıkartır ne en ufak bir zayıflık gösterirdi.
Wei WuXian bu fırsatı kullanarak ona bu yaraların nasıl olduğunu sormayı sahiden çok istiyordu. GusuLan Sektinde Lan WangJi’yi bu şekilde cezalandırabilecek sadece iki kişi vardı, onlarda Lan XiChen ve Lan QiRen’di.
Ne yapmış olabilirdi ki abisi, ona bu dünyada en yakın olan kişi, ya da amcası, onu tek başına büyüten ve ondan böylesine gurur duyan kişi, ona böylesine acımasız bir ceza vermişti? QishanWen Sektinin daha önce hiç görmediği damgasıve her zaman zihninin gerisindeki o en çok sormak istediği soru
–HanGuang-Jun, benim hakkımda tam olarak ne düşünüyorsun?
Ama her soracak olduğunda geçiştirmek için bir bahane bulmuştu. Sabırsızlık etmesine gerek yoktu, birlikte yeterince oynayıp eğlendikten sonra da sorabilirdi; bu kadar ciddiyetsiz sormamalıydı, düzgünce oturduktan sonra sormalıydı; sarhoş olduğu için sözlerine güven olmayabilirdi.
Ama tüm bu bahanelerin içinde, aslında erteleyip durmasının gerçek nedeninin de farkındaydı.Muhtemelen korktuğu içindi. Umduğundan farklı bir cevap almaktan korkuyordu.Aniden Lan WangJibirden döndüve ona baktı.
Wei WuXian en sonunda aklı başka şeylerle meşgulken hala Lan WangJi’nin sırtını ovmaya devam ettiğini ama uzun zamandır aynı yerle uğraştığını fark etti.Lan WangJi’nin kar beyazı teninde bir yeri o kadar kızartmıştı ki birisi ona vurmuş gibi görünüyordu. Wei WuXian, Lan WangJi’nin ona bakmasından verdiği
hizmetten memnun olmadığını çıkarttı, o yüzden hemen durdu,“Özür dilerim dalmışım. Acıyor mu?"
Lan WangJi hiçbir şey demedi, sadece başını iki yana salladı. Onun sessiz sedasız, itaatkar bir şekilde küvette oturuşunu görünce Wei WuXian baya üzüldü.
Parmağını kıvırarak onu rahatlatmak için çenesine doğru uzandı. Çenesi yeterli değil gibi geldi. Parmakları neredeyse kaşınıyordu, Lan WangJi’nin karın kaslarına da dokunmak istedi ama o daha uzanmıştı ki bileği Lan WangJi tarafından yakalandı, “Bana dokunma.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mø Daø Zų Shī Novel (Türkçe)
Ficción históricaŞeytan Tarikatı'nın kurucusu Üstad-ı Azam Wei Wuxian. Şeytani sanatlarda ustalaşması, onun kötücül güçlere hükmetmesini sağlar. Ne kadar kötücül güç emerse o kadar zihin bulanıklığı yaşar.Bu zihin bulanıklığı yüzünden kaotik olaylar yapmış milyonlar...