6.BÖLÜM
DÜNYA
Karanlık ağaçların arasında, hafif esen rüzgar küflü bir kokuyu kendisiyle getirirken sessizce yürüyor acele etmemek için kendini zor tutuyordu. Sarı, dostu Berko’nun omuzuna dokunup “Gardaşlık sakin ol. Bak elimizde takip cihazı var. Hem çok yaklaştık. O Şahin denen gencin dediğine göre bu kan emiciler, insanı kokusundan anlıyormuş. Sessiz olsak da koku mesafesine girmiş olabiliriz. Daha dikkatli olmamız gerekiyor.” Diyerek Berko’yu dikkatli olması için uyardı ama onun yavaşlamaya ya da sakin olmaya hiç niyeti yoktu.
Berko,nun içinde patlamak üzere olan bir volkan vardı. O kan emicilerin Alya’ya nasıl bir zarar vereceklerini bilmiyordu. Tamam insanlarda oldukça vahşi ve tehlikeliydi ama bunlar yaratıktı. Berko çok geç olmadan yetişmek istiyordu.
“Aga, karşıma ne çıkarsa çıksın benim için fark etmez. Alya’nın başı dertteyken ben böyle duramam.” Diyerek ileri doğru atıldı.
Sarı, “Gardaşlık, bak ileride bir kulübe var. Hem yenge öyle kolay lokma değil. Sen Alya’yı tanımıyor musun? Tek başına Rus mafya babasını evinde onca adam içinde kellesini almadı mı? Biraz yengeye güven. O çok akıllı biri. Takip cihazını da o akıl etmedi mi? Bak şimdi ben arkayı dolanacağım sen de yavaş yavaş önden yaklaş. Bak dikkatli ol. Bunlar normal kurşunla ölmüyorlar. İyice yaklaşıp kellerini kesmek lazımmış.” Dedi.
“Onları bir elime geçireyim kellelerinden önce kesmedik yerlerini bırakmayacağım.”
Sarı arka tarafa doğru yürürken Berko hızlı adımlarla ön kapıya doğru yürümeye başladı. Sık ve büyük ağaçlardan dolayı kulübeyi tam göremiyordu. Son birkaç ağaç kalmıştı. Tam geniş gövdeli bir ağacın yanından geçerken boynuna doğru hızla gelen hançeri fark etti ve hızla dizleri üzerine çöküp yerde kayarken ahşap sapından tuttuğu bıçağı karşısındaki adamın baldırına sürüp derin ve çizgi halinde bir kesik attı.
Adam hiç acı çekmiyormuş gibi ses çıkarmadan seri bir şekilde arkasına döndü ve hançeri tekrar savurdu. Berko adamın bileğinden yakalayıp adamı kendine doğru çekti ve yüzüne sert bir kafa attı. Adamın kafası geriye doğru savrulurken dudakları arasından gözüken sivri ve uzun azı dişleri serçe parmak boyundaydı.
“Ulan ben senin o dişlerini söküp götüne sokmaz mıyım?”
Geriye doğru savrulan adamın karnına topuğuyla sert bir tekme attı. Adam geriye doğru savrulup arkasındaki ağaca çarptı ve öne doğru eğilip iki büklüm oldu. Berko adamın elindeki hançere tekme atıp hançerin havalanmasını sağladı. Seri bir hareketle havadaki hançeri tuttuğu gibi iki büklüm olan adamın boynuna doğru savurdu. Adamın gövdesi olduğu yere yığılırken kafası başka bir yöne doğru yuvarlanmaya başladı. Berko yuvarlanan kafaya doğru hızla koşup ayakkabısının ucuyla topa vurur gibi vururken “Amına koduğumun, yarasa mısın vampir mi? Siktir git. ”Diyerek hançeri kılıç tutar gibi tuttu ve birkaç bilek hareketi yaparak hançeri spiral şekilde döndürdü. Hançer tutan bileğini havaya doğru kaldırıp “Gelin lan uçan memeliler. Gelin de kanatlarınızı söküp sizi cehenneme uçarayım.” Diye bağırarak kulübenin kapısına doğru koşmaya başladı. Son ağaçları da geçtiğinde karşısına üç tane iri yarı, kaslı ve sivri dişli adam çıktı. Üçü de üst dudaklarını seğirtip sivri dişlerini göstererek hırlıyorlardı.
“Hoşt ulan, Amına koyduklarım. Gelin babanıza gelin bakayım.”
“Taze kan kokusu alıyorum. Seni hemen öldürmeyeceğim. Baş aşağı çevirip kanının son damlasına kadar emeceğim.”
Üç adam Berko’nun etrafında dönmeye başladılar.
“Gel, gel. Ben sana emeceğin kalın bir şey vereceğim.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP RUHLAR LİSESİ
Mystery / Thriller#2 +18 şiddet içerir Karanlık hüküm sürer ruhunu kaybetmiş bedenlerde. Bakanlar onları güçlü sanırlar. Hasta bedenlerdir onlar. Ruhları kayıptır. Acı çekmeye alışmak kolay bir duygu mu sanılır? Acı ile yaşamak zevklimi geliyor sana? Yere düşünce...