Selam dostlar. Sizi bilmeme ama bölümler ilerledikçe ben acayip keyif al aya başladım. Dün akşam yirminci bölümü yazdım. Merak ve heyecandan tavan yaptı. Bir an önce yamak istiyorum ama yazarsam bitecek. Bitmesini istemiyorum. Bu heyecan devam etsin istiyorum.17. BÖLÜM
Rüzgar, büyük taş basamaklardan yukarı hızlı adımlarla çıkarak Asena’nın yanına vardığında soluk soluğa kalmıştı. Asena, büyük bir iştahla yemeklerini yemekte olan kalabalıktan gözlerini ayırıp “Evet, son durum nedir?” diye sordu. Kalabalık gurubun içinde asıl olması gerekenlerin olmadığını görebiliyordu.
Rüzgar, elindeki listeye bakıp “Gece bizimle gelmeyen, Hava, Kılıç, Çelik, Beton Uğur ve Melek dışında Afgan Sado, Halit, Hayal, Elfida ve Ateş yani on kişi yok. İlk beşi zaten Aras’ın yanındalar. Diğer beşi ise oldukça zeki ve güçlüler. Ayrıca yanlarında Sena var. Kamp alanına getirdiğimiz otuz bir kişiye barınacak yer, yemek ve silah dağıttım. Şimdiden çoğunluğunun güvenini kazanmış durumdayız. Onlara güzel bir konuşma yapmanın zamanı geldi diye düşünüyorum.” Dedikten sonra listeyi katlayıp cebine koydu.
Yüzlerce yıl öncesine ait bir yapının içindeydiler. Bu yapının duvarları tamamen taştan yapılmıştı. Üzerindeki tahta çatısı yıkılalı çok uzun zaman olmuştu. Asena, bu yapının çok uzun zaman önce ibadethane ya da sunak olarak kullanıldığını düşüyordu. Yüksek taş duvarları olan odaların hiçbirinde kapı yoktu. Yapının tam ortasında geniş bir alan bulunuyordu. Bu alan bir çember şeklindeydi ve on üç odanın hepsinin girişi bu alana bakıyordu.
Çember şeklindeki bu alanın dış duvarları dev sarmaşıklar ve ağaçlarla kaplanmıştı. Asena ve arkadaşları bu yapıyı bulup karargah olarak kullanmaya karar verdiklerinde dışına güvenlik amaçlı, iblisler için şeytan kapanı, diğer yaratıklar için de farklı tuzaklar kurmuşlardı.
Alanın ortasında taştan bir masa ve yine etrafında da taş oturaklar vardı. Karargaha gelen gençlerin çoğu bu masa etrafında kendine yer bulmuş yemeklerini yerken yer bulamayanlar da bir köşeye çekilip sessizce yemek yiyorlardı. Hepsinin üzerinde geceden kalma yorgunluk ve korku vardı.
Asena diğer odalara nazaran daha yüksekte olan on üç numaralı odanın taş basamakları üzerinde durarak dikkatleri üzerine çekmek için yüksek sesle öksürüp “Arkadaşlar, bir yandan yemeklerinizi yerken kulaklarınız bende olsun. Söyleyeceklerim önemli. Bakın sizinle aynı zamanda buraya geldik. Sizden farklı olarak biz buraya niye geldiğimiz biliyoruz. Şimdi siz de neden buraya geldiğinizi öğreneceksiniz. Öncelikle biz buraya neden geldik ve burası neresi sorusuna cevap vereyim. Burası Cennet ve Cehennemin kabul etmediği yaratıkların bulunduğu Araf. Yani Araf’tayız. Biz beş kişi buraya gönüllü olarak geldik. Amacımız bu yaratıkların dünyaya geçişini engellemek ve insanlığı korumak. Canımız pahasına bu göreve gönüllü olduk. Sizler de bu göreve seçilmiş kişilersiniz. Bir hayalde olmadığınızı ne kadar çabuk idrak eder ve anlarsanız o kadar çabuk insanlığa yardım etmek için görevimizi yapabiliriz.”
Tıka basa yemek yemeye çalışan Ayı Memo ağzından yemekler püskürterek “Bizi kim hangi hakla seçti. Benim kahraman olmak gibi bir niyetim yok. Evime yani okuluma gönderin beni.” Diyerek Asena’nın sözünü kesti.
Asena bu tarz tepkilerin gelebileceğini öngördüğü için sakin bir şekilde “Sizler, özel olduğunuz için seçildiniz. Bu görevden geri dönüş yok. Şimdiye kadar senin güçlü kollarından kurtulan oldu mu? Olmadı. Ya hep birlikte savaşıp Lucifer’ı yok edeceğiz ve dünyayı kurtarıp evlerimize döneceğiz ya da bu görevi kabul etmezsiniz ve burada sağ kalsanız bile geri dönecek bir eviniz olamaz. Karar sizin. Şu gördüğünüz kapının arkasında büyük bir ada var. Bu adadan hiç bir şekilde çıkış yok. Adada yüzlerce yaratık var. Ya bizimle kalıp Lucifer’ı yok etme planımıza katılın ya da gitmekte özgürsünüz. Kimseyi zorlamıyoruz. Yemeklerinizi yedikten sonra kararınızı verin. Gitmek isteyenler size verdiğimiz silahlarını yanlarına alabilirler. Kalmak isteyenler ise mücadele edecekleri yaratıklar hakkında bilgilendireceğim. Ayrıca Aras ve Ton bizimle gelmek istemeyen arkadaşlarınızla gittikleri için burada bizim sayımız azaldı. Kalacak kişiler buranın düzeni ve nizamı için sırayla görevlendirilecektir. Rahat rahat yemeğinizi yiyip dinlenin. Aranızda konuşup karar verin. Güneş tam tepeye vardığında lütfen herkes kararını vermiş olsun. Kararını veren on üç numaralı odaya gelip fikrini söylesin.” Dedikten sonra on üç numaraları odaya girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP RUHLAR LİSESİ
Mystery / Thriller#2 +18 şiddet içerir Karanlık hüküm sürer ruhunu kaybetmiş bedenlerde. Bakanlar onları güçlü sanırlar. Hasta bedenlerdir onlar. Ruhları kayıptır. Acı çekmeye alışmak kolay bir duygu mu sanılır? Acı ile yaşamak zevklimi geliyor sana? Yere düşünce...