7.Bölüm
ARAF
Kirlenmiş kömür karası uzun saçlarının bir kısmı yine yüzünün yarısını ötüyordu. O hariç diğer öğrencilerin çoğu gece duydukları sesten dolayı uzun süre uyuyamamış ve bu nedenle de öğlenin yakıcı sıcağına kadar uyumuşlardı.
Elfida erkenden kalkıp sabah sporunu yaptıktan sonra sahilden çok uzaklaşmadan ormana girip keşif gezisi yapmıştı. İçinde bulundukları adada ne kadar alacaklarını bilmiyordu. Yakın zaman da yemek barınak ve en önemlisi de su ihtiyacı olacaktı. Eğer uzun süre kalınacaksa bu acil ihtiyaçlar için çözüm bulunmalıydı. Yaptığı keşif sonucu avlanılırsa yiyecek sorunu çözülebileceğini anladı. İçilecek temiz su kaynağı bulamamıştı. Barınak soru ise herkesin birlikte çalışıp yapacağı bir işti. Tabi tüm bunlar eğer adada uzun süre kalınacaksa lazım olacaktı. Elfida her zaman kendini en kötüsüne hazırlayan bir karaktere sahipti.
İki guruptan biraz uzakta kayalıkların başladığı yerde kendine güzle bir yer seçmiş okyanusa bakarak düşünüyordu.
Ben kimim? O kadar eğitimi niye aldım? Sırf kendimi savunup annem ve Aynur ablanın çektiği acıları çekmemek için mi eğitim aldım? Hiç sanmıyorum. Onlar böyle düşünüyor olabilir ama bana kalırsa benim aldığım eğitimin kaderimi belirlemek için olduğunu düşünüyorum. Kayıp Ruhlar Lisesine gelmeden önce bir hedefim vardı. İlk fırsatta peşime takılan korumalardan kurtulup annemin ve örgütünün beni bulamayacağı kadar uzaklaşacaktım. Ustalık alanlarımdan biri olan bilgisayar sayesinde kendime yeni bir kimlik yeni bir hayat verecek, birkaç numara sayesinde hesabıma yüklü para atacaktım. Para ile pek işim olmaz ama babamı bulmak için çok paraya ihtiyacım olacağını biliyorum. Annem, Aynur abla ve diğerleri babamın öldüğünü söylese de ben onlara inanacak kadar salak değilim. Babamdan söz etmemeleri, onun fotoğrafını bile gizlemeleri, babamdan konu açılınca annemin çılgına dönmesinin mutlaka bir sebebi vardır. Ben o sebepleri bulup babama kavuşacaktım.
Şimdi ise otuz dokuz psikopat salakla nerede olduğumu bile bilmediğim bir yerdeyim. Hazal’ın ve Fatih’i bu okula getirmesini isteyecektim çünkü Kaan salağıyla uğraşmalarını istemiyordum. Şimdi düşünüyorum da eğer bu adada bulunmamızın sebebi okul ise ve bu bir sınavsa iyi ki de onları okula istememişim.
Yalnız mantığıma uymayan bazı şeyler var. Tamam, Kayıp Ruhlar Lisesinde normal bir eğitim almayacağımı biliyordum ama bir adaya bırakılacağımızı da hiç düşünmüyordum. Etrafı biraz gezdim. Bizi izleyen kameralar yok. Eğitmen yok. İnsanın yaşadığına dair bir belirti yok. Bizi getiren otobüsün nasıl geldiğine dair en ufak bir iz yok. Kargo uçağıyla gelmesi imkansız. Helikopterin getirmesi imkansız çünkü o zaman otobüsün içinde çorba olurduk. Biz bu adaya nasıl geldik? Neden geldik? Herkesin eline damgalanmış bu mühürlerin sebebi ve anlamı ne? Acaba bir rüyada mıyım? Yoksa öldüm mü? Aklımı kaçırmış olma ihtimalim de var yada soğuk odada hipodermi geçirdiğim için şoka girdim ve hayal mi kuruyorum?
Bağırış ve küfürlerin yükselişi topluluktan uzaklaşıp bir Kaya üzerinde oturan Elfida’nın dikkatini dağıttı ve düşüncelerden sıyrılıp gürültünün geldiği yöne baktı.
Azerbaycan okulundan gelen öğrenciler arasından bir grup diğer okuldan gelen öğrenciler ile kavga ediyordu. Elfida’nın gördüğü kadarıyla Beton Uğur ve arkadaşları kavganın tam merkezindeydi.
Melek ve Ateş yine gruplardan uzakta sadece bakmakla yetiniyorlardı. Seçilmiş olanlardan Halit, Çelik, Hayal ve Kılıç da kavgayı uzaktan seyreden gruptaydılar. Hayal seçilmiş değildi ama Elfida’nın güven listesine girmişti.
Elfida kavgayı ayırmaya hiç niyetli değildi. Enerjilerini boşa harcadıklarını daha sonra bu enerjiye epeyce ihtiyaçları olacağını düşünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP RUHLAR LİSESİ
Mystery / Thriller#2 +18 şiddet içerir Karanlık hüküm sürer ruhunu kaybetmiş bedenlerde. Bakanlar onları güçlü sanırlar. Hasta bedenlerdir onlar. Ruhları kayıptır. Acı çekmeye alışmak kolay bir duygu mu sanılır? Acı ile yaşamak zevklimi geliyor sana? Yere düşünce...