8.Bölüm
ARAF
Rüzgar tereddüt içindeydi. Asena’nın tehlikeli planını onaylamıyordu çünkü mantığına uyuyordu. Rüzgar’a göre, gençler her şeyi en baştan bilirse her şey daha kolay ve daha az tehlikeli olacaktı. Ama sevdiği kızın bir lider olduğunu biliyordu. O yüzden kararlarına saygı duyuyor yine de fikrini söylemekten geri durmuyordu.
“Tavşan donlu, aşağıya düşen kelleyi alıp saklamalıyız. Gençler bu mağaraya gelecek olursa bunları görmemeli. Hepsini saklamalıyız. Rüzgar bana öyle bakma. Bu iş böyle olmalı.”
“Ben bu konuda şüpheliyim. Kendin gördün az kalsın Sena’yı yakalıyorlardı.”
“Sena’nın hala güçleri var. Onlarla baş edebilirdi. Bence çok iyi oynadı. İçerde bizden biri olmalıydı. Zayıf, korkan ve gerektiğinde kendini savunabilecek biri. Hem Sena onların dünyasından. Onlar gibi bir hayatı var.”
“İyi de konu sadece Sena değil ki. Bak o Elfida denen kız çok akıllı. Birincisi Sena’yı çözer. İkincisi günü gelip de onlara gerçeği anlattığında eğer geç kalırsan seni kabullenmezler. Dürüstlüğünden şüphe eder sana güvenmezler.”
“Tavşan donlu, bu kadar gıcık olmayı nasıl beceriyorsun? Bak beni anlaman lazım. Bunlar eğer tek kişi gibi hareket etmezse ve Elfida komutasında olmazlarsa Lucifer’ı ve diğer yaratıkları yok etmemiz mümkün değil. Gerçekleri öğrendiklerinde bana güvenip güvenmemeleri önemli değil. Önemli olan Elfida’ya güvenip onun peşinden gitmeleri. Biz o gün gelene kadar onlar için Araf’tan bilgi toplayacağız. Ton ve Aras kurt adamların köyünü keşfe çıktılar. Biz de adanın merkezine gidilebilecek en kestirme ve güvenli yolu bulmalıyız.”
“Onları kim koruyacak?”
“Gerekli tuzakları, tılsımları yaptık. Eğer yaratıklar tuzakları ve tılsımları geçerlerse gençler kendileri korumak zorunda. Her tehlike onları biraz daha yaklaştıracaktır. Bak Elfida senin dediğin gibi çok akıllı biri. İçlerinde keşfe çıkan tek kişi o. Olayları anlamaya ve ne yapılması gerektiğini planlamaya çalışan bir tek o. Eminim bir şekilde hepsinin saygısını kazanıp liderleri olacak. O zamana kadar biz uzaktan onlara destek olacağız.”
“Senin bu acımasız yönün ve kararlılığın bana çok çekici geliyor. Gün batıma kadar daha çok vakit var. O zamana kadar gençler buraya gelmez. Yani vaktimiz var.”
“Neye vaktimiz var?”
Rüzgar yavaş adımlarla Asena’ya doğru yürüdü ve “Tavşanı serbest bırakalım.” Dedikten sonra Asana’yı belinden kavradı ve kendine doğru çekti. Asena elindeki kılıcı bırakıp bir eliyle Rüzgar’ın saçlarını okşarken diğer eliyle tavşanı ortaya çıkarmak için fermuarı çözmeye başladı ve aynı anda Rüzgar’ın alt dudağını dişleri arasına alıp ısırmaya başladı.
***.
Kavurucu güneş altında kendilerince yaptıkları derme çatma gölgeliklerde öğlen yemeklerini yerken gençlerin çoğunun aklında sivri dişli adamlar vardı.
Bakıldığında iki ayrı gruplaşma bariz bir şekilde göze çarpıyordu. Azerbaycan okulundaki gençler bir tarafta Kıbrıs okulundaki gençler ayrı bir taraftaydı. Öğlen çıkan kavga da en güzel yere kim geçecek kavgasıydı.
Neyse ki o kavgada ağır yaralanan olmamıştı. Çoğunun yüzünde birkaç sıyrık ve bedenlerinde hafif morarmalar vardı. Ama hiçbirinin aklında bu yaralanmalar yoktu. Geneli sivri dişli adamları ve verdikleri mühleti düşünüyorlardı. Kendi aralarında akşam ne olabileceğini hakkında fikir yürütüp konuşuyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP RUHLAR LİSESİ
Mystery / Thriller#2 +18 şiddet içerir Karanlık hüküm sürer ruhunu kaybetmiş bedenlerde. Bakanlar onları güçlü sanırlar. Hasta bedenlerdir onlar. Ruhları kayıptır. Acı çekmeye alışmak kolay bir duygu mu sanılır? Acı ile yaşamak zevklimi geliyor sana? Yere düşünce...