Rehber gayet sakin bir şekilde, “Hayır, bir yanlışlık yok. Müdürüm tam da bu odalarda kalmanızı istedi.” diyerek arkasını dönüp gitti. Elfida ve Melek, ellerinde çantalarla kalakalmışlardı. Ne yapacaklarını bilemiyorlardı. Elfida’nın hayalindeki kamp, bu değildi. Sinirlenerek müdürün kaldığı odaya gitti Melek’le beraber. Kapıyı tıklatıp beklemeye başladı. Cellat kapıyı açtığında içeriyi görünce hayran kaldılar. Beş yıldızlı bir otel odası gibi hazırlanmıştı.
BÖLÜM 37
Elfida, “Hocam, bu yaptığınız biraz ayıp olmuyor mu? Adam gibi yatacak yer yok. İçeride böcek ve fareler geziyor.” diye sitem etti. Cellat gülerek, “Kızım, iki saat sonra orası sana saray gibi gelecek. Bu yüzden gidin, dinlenin. Beni de olur olmaz şeyler için rahatsız etmeyin, hadi bakalım.” dediği sırada odasına kocaman bir meyve tabağı getirildi. Meyve tabağını alarak odasının kapısını kapattı.
Elfida söylene söylene odasına doğru gidiyordu. Melek de arkasından onu takip ediyordu. Elfida, “Ulan, o yediklerin boğazında kalır inşallah. Biz yatacak yer bulamıyoruz, adam beş yıldızlı otel rahatlığında meyve tabakları ile keyif çatıyor. Melek, bir süpürge, bez falan bul da temizleyelim odayı.” diyerek sinirle odaya doğru gitti. Melek birkaç yere baktıktan sonra temizlik malzemeleriyle odaya girdi. El birliğiyle on beş dakikada odadaki örümcek ağlarını ve tozları temizlediler. Yatağın üzerinde duran rengi solmuş çarşafları alarak fare deliklerini tıkadılar. Çantalarından çıkardıkları havluları yatakların üzerine koyduktan sonra çantaları da yastık yapıp, yorgunluklarını atmak için uzanıp dinlenmeye çalıştılar.
Elfida tam uzanmış, yeni yeni uykuya dalmıştı ki kapılarına vuruldu. İki saatlik molaları bitmişti. Yarım yamalak uyudukları yataklardan kalkarak koridorda yürümeye başladılar. Erkekler çoktan çıkmıştı. Erkek koğuşunun yanından geçerken açık kapıdan içeri baktılar. Odaları iğrenç bir haldeydi. Temizlemek yerine daha da batırmışlardı. Hiçbir şey söylemeden dışarı çıktılar.
Erkekler sıraya girmişti, kızları bekliyorlardı. Cellat, “Hadi kızlar, uyuşukluk istemiyorum. Çabuk biraz.” diyerek azarladıktan sonra herkesin sıraya girdiğini görünce devam etti. “Evet, gençler. Son hafta olay çıkarmadığınız için kampınızı biraz daha kolaylaştıracağım. Bunu hak ettiniz. Şimdi size yapılacakları ve sebeplerini söyleyeceğim. Bu kampın sonunda sekiz kişinin bir bütün olarak hareket etmesini bekliyorum. Eğer bu isteğim başarısız olursa kampı tekrarlamak zorunda kalırız. Şimdi, neler yapacağız onlara bakalım. Öncelikle beş aşamalı bir sınava tabi tutulacaksınız. Bu sınav, okuldaki gibi kalem kağıtla olmayacak. Tamamen becerilerinizle alakalı. Her sınav sonunda diğerini açıklayacağım. İlk sınavımız, beceri ve güç ile alakalı bir sınav. Önümdeki kutuda sekiz tane kağıt var. Üzerlerinde birden dörde kadar rakamlar yazıyor. Aynı rakamları seçen, sınava birlikte katılacak. Şimdi herkes bir kağıt alsın. Aynı sayıyı seçenler yan yana geçip beklesin.”
Gençler sırayla kağıtlarını alıp numaralara bakmaya başladılar.
Eşleşmeler şu şekildeydi:
v Elfida & Afgan Sado
v Çelik & Ayı Memo
v Ateş & Kaan
v Melek & Beton Uğur
Cellat, “Sağınızda dört tane mezar var. Yapacağınız şu: İlk önce dört kişi mezara girecek, ekip arkadaşı üzerini toprakla örtecek. Arkadaşının üzerini toprakla örten kişi, ismi yazılı ağacı kesecek. Ağaç kesildikten sonra gömdüğü kişiyi çıkarıp kendi girecek mezara. Aynı işlem onlar için de uygulanacak. En hızlı iki ekibe mükemmel bir ziyafet vereceğim. Başarısız olanlar da ceza alacak. Cezaları üzeri toprakla kapanacak mezarlardan tek başlarına çıkmak.” diye kuralları anlattıktan sonra, “Anlaşılmayan bir şey var mı?” diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP RUHLAR LİSESİ
Mystery / Thriller#2 +18 şiddet içerir Karanlık hüküm sürer ruhunu kaybetmiş bedenlerde. Bakanlar onları güçlü sanırlar. Hasta bedenlerdir onlar. Ruhları kayıptır. Acı çekmeye alışmak kolay bir duygu mu sanılır? Acı ile yaşamak zevklimi geliyor sana? Yere düşünce...