Krl LUCİFER 13.Bölüm

77 5 5
                                    

13.BÖLÜM

Ateş, Elfida’nın “Ateş’i söndü” uyarısını dikkate almadan meşalenin iyice tutuşmasını sağlarken “Bana bak prenses, sen istersen burada oturup sabah olmasını bekleyebilirsin ama ben kardeşim kayıpken burada duramam. O yüzden bana karışma. Ya benimle aramaya gel ya da burada saklanarak bekle. Onları bulunca seni almaya gelirim.” Dedi.

Elfida, Ateş’in karşısına dikilip “Bak kardeşini bulma istediğini anlıyorum ama emin ol bu şekilde bir yere varamazsın. Ormanda ne olduğunu bilmiyorsun. Onlara yardım edemeden yardıma muhtaç hale gelirsin. Kardeşin kayıp olduğu için sağlıklı düşünemiyorsun. Sonra pişman olacağın bir şey yapma.” Diyerek Ateş’i uyarmaya çalıştı.

Ateş’in durup bekleyecek kadar tahammülü yoktu. Geçen her saniye kardeşinin başına bir şey gelme ihtimali artıyor diye düşünüyordu.

“Bak prenses doğru yada yanlış ne bilmiyorum ama beklediğim her saniye çok geç olabilir. Sen karşıma geçmiş saatlerce bekleyelim de sabah olsun diyorsun. Beni durdurmaya çalışma. Dediğim gibi ya benimle gel...”

Elfida “Şşş,” Diyerek Ateş’i susturdu. Fısıltılı bir ses tonuyla “Sol tarafta ağaçların arasında bir şeyler var. Sakın bakma. Sesleri net olarak duydum. Fark ettiğimizi anlamasın. Hemen ateşi söndür.” Dedi.

Ateş de kısık sesle biraz da şüpheci bir tavırla “Emin misin? Beni kandırmak için numara yapmıyorsun ya?” diye sordu.

“Boş boş konuşmayı bırak. Hızlıca bir plan yapıp yakalamamız lazım. Belki bizimkileri nereye götürdüklerini öğreniriz.”

Ateş fısıltıyla “Sen meşaleyi alıp sahil kenarına doğru yürü.” Dedikten sonra yüksek sesle “Ateş yakıp ısınmak için biraz odun toplayacağım. Sen sahilde beni bekle.” Dedi.

Elfida önce yüksek sesle “Tamam” Dedikten sonra fısıltıyla planı anlamak için  “Amacın ne?” diye sordu.

Ateş “Muhtemelen birini yada ikisini arkada gözcü olarak bıraktılar. Sen yem olacaksın. Ben seni yalnız bırakınca sana saldırmaya çalışacaklar. Ben de arkalarından dolaşıp onları yakalayacağım.” Dedikten sonra ormana doğru yürürken “Dikkatli ol.” Diye bağırdı.

Ateş ormana doğru yürürken Elfida elindeki meşaleyle kumsala doğru yürüdü ve meşalenin ucunu kuma saplayarak denize bakacak şekilde oturdu.

Kulaklarını dört açmış arkasından yaklaşacak ayak seslerine dikkat kesilmişti. Ateş’in kısa sürede düşünüp çok iyi bir plan yapması gözünden kaçmamıştı.  Kendisinin yem olarak kullanılması hiç zoruna gitmemişti. Tehlike ne olursa olsun onunla baş edebilecek güçte olduğuna inanıyor ve korkmuyordu.

Bir iki dakika dalga ve cırcır böceklerinin sesi dışında hiçbir ses duymadı. Daha sonra kendisine doğru yaklaşan ilk ayak sesini duydu. Hemen ardından da ayak sesleri peş peşe duyulmaya başladı. Elfida ayak seslerinden iki kişinin kendisine doğru yaklaştığını anlayabilmişti. Oldukça yavaş ve ağır adımlarla yaklaşıyorlardı. Elfida meşalenin çubuğunu sıkıca tutuyordu. İyice yaklaştıklarında meşalenin sapını silah olarak kullanıp kendini savunmayı düşünüyordu.

Yaklaşan ayak seslerinden sekiz on metre kadar yakına vardıklarını tahmin etti. Ani bir hareket yapmak için iyice yaklaşmalarını bekledi.

Ateş ormanın içinden hızlıca hareket ederek arkalarına dolandı. Elfida’nın çukurda ki bıçağını yanına almıştı. Bıçağı sağ elinde tutuyordu.

İki karanlık siluetin Elfida’ya  doğru yaklaştıklarını gördü. Daha fazla yaklaşıp ona zarar vermelerini istemiyordu ama aynı zamanda da kaçmalarına da izin veremezdi. Bu nedenle Elfida’nın yardımına ihtiyacı olacağını biliyordu. Kaçamayacakları ve Elfida’nın da yardım edebileceği mesafeye kadar yaklaştıklarını görünce hızla koşmaya başlayarak uzun boylu olan siluetin üzerine atladı ve yere serdi. Bıçağı havaya kaldırıp ivme alarak indirdiği sırada Elfida da üçüncü ayak sesini yani Ateş’in koşarken çıkardığı ayak sesini duyduğu için meşaleyi tuttuğu gibi hızla arkasını dönüp saldırı pozisyonuna geçti.

KAYIP RUHLAR LİSESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin