Komiser, Kriminalden ayrılırken bir hayli sinirliydi. "Elbet bir açık vereceksin, maskeli cadı. Peşini bırakmayacağım." diye söylenerek yürüyordu. Kadın memurlardan bir tanesi, "Komiserim!" diye seslenerek ona yetişti. Canı sıkkın bir şekilde, "Efendim?" diyerek karşılık verdi. Kadın memur üzgün olduğunu söyleyerek elindeki -atama kararı bulunan- yazılı emri uzattı. Hiçbir şeyden haberi olmayan Yağız, "Ne için üzgünsün?" derken bir yandan da kağıda baktı. Hakkari Merkez'e ataması çıkarılmıştı. "Üzülme, bizim için vatanın neresinde görev yaptığımız önemli değil. Ülkenin her karış toprağında vazife yapmak şereftir benim için." diyerek odasına gitti ve yazılı emri dikkatlice okumaya başladı. Ertesi sabah görev yerinde olması gerekiyordu.
BÖLÜM 6
"Vay arkadaş! Bari biraz süre verin. Sabaha kadar nasıl orada olayım?" diyerek masasını toplamaya başladı. Küçük bir kutuya doldurduğu eşyalarını almadan, vedalaşmak için müdürün odasına gitti. Kapıyı tıklatıp içeri girmek için müsaade istedi. "Gir." sesini işitince kapıyı açıp içeri girdi.
"Müdürüm, hakkınızı helal edin. Belki görüşemeyiz, gitmeden helallik almak istedim."
Müdür şaşkınlık içinde, "Hayırdır oğlum, bir yere mi gidiyorsun?" diye sordu. Komiser, bu soruyla şaşkına döndü. "Müdürüm, nereye gittiğimi bilmiyor musunuz?"
"Oğlum, vedalaşan sensin. Neden vedalaşıyorsun, nereye gidiyorsun benden habersiz?"
İki taraf da birbirini anlamaya çalışıyordu. Komiser bir süre afalladıktan sonra, "Müdürüm, sürgün edildiğimden habersiz olamazsınız, öyle değil mi?" diye sordu.
"Ne sürgünü oğlum, açık konuşsana?"
"Yazılı emir geldi. Bakın, işte burada."
"Saçmalama. Benim haberim olmadan böyle bir emir olur mu? Ver bakayım şunu." dedikten sonra yazılı emri alıp incelemeye başladı müdür. Emir resmi gözüküyordu. Masadaki telefonu alarak arama yaptı. Komiserin sürgünü ile ilgili bilgi almaya çalışıyordu. Birkaç aramadan sonra öfkeyle telefonu kapattı.
"Git, eşyalarını yerleştir. Sana biri eşek şakası yapmış ama her kim yaptıysa bizim bilgilerimize bile sızabilecek bir yeteneğe sahip. Bu kişiyi bul. Polisle dalga geçmek nasıl bir cesarettir arkadaş?"
"Emredersiniz, Müdürüm."
Komiser sinirle odasına gidip eşyalarının olduğu kutuyu masasına bıraktı. "Ulan maskeli cadı, kesin bunu da sen yaptın. Beni müdürümün önünde küçük düşürmek nedir göreceksin. Elime geçtiğinde parmaklarını tek tek kıracağım." diyerek masayı yumrukladı.
***
Aynur, yuvarlak masanın etrafında oturan gençlere baktı. "Bir arkadaşınız özel bir görev aldığı için burada olamayacak. Bu sebeple size vereceğim liste dörde bölünecek. Yirmi kişilik bu listede, her birinize beşer kişi düşüyor. Asya, sen bu beşi ile ilgilen. Okan, sen bunlarla; Birol, sen de bunlarla ilgilen. Tuğba, sen benimle çalışacaksın. Senin beş kişiyi birlikte halledeceğiz. Ayrıca üzerinde çalışacağımız dosyalar var. Bakın arkadaşlar, geç kaldığınız her görev, masum bir çocuğun çocukluğunun yok olması demektir. Halledemediğiniz bir görev olursa yaşama şansınız da olmaz. Aldığınız eğitimler sizi mükemmel duruma getirdi. Beni mahcup etmeyin. Şimdi gidebilirsiniz. Tuğba, sen kal." diyerek yeni ekibe görev taksimini yaptı. Tuğba, aralarında en zeki olanıydı. Herkes çıktıktan sonra masanın üstüne "Aziz" dosyasını koydu.
***
Elfida, Yağız'a yaptığı sürgün şakasından sonra can sıkıntısını az da olsa geçirmişti. Uçak piste indiğinde, saçlarını gözlerinin önünden çekerek, uçaktan inip arabaya bindi. Bilgisayarını açtı. Yol boyunca sınıf arkadaşlarından birkaçına daha baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP RUHLAR LİSESİ
Mistério / Suspense#2 +18 şiddet içerir Karanlık hüküm sürer ruhunu kaybetmiş bedenlerde. Bakanlar onları güçlü sanırlar. Hasta bedenlerdir onlar. Ruhları kayıptır. Acı çekmeye alışmak kolay bir duygu mu sanılır? Acı ile yaşamak zevklimi geliyor sana? Yere düşünce...