KRL - 23

27.5K 2K 1.5K
                                    

BÖLÜM 23

Komiser morgda, Mert’in cenazesinin başındaydı. Telefonu çalınca morgdan çıkarak cevapladı. “Konuş bakalım, Kaan. Ne öğrendin?”

“Komiserim, Elfida yarın okuldan ayrılıp çarşıya çıkacakmış. Arkadaşıyla konuşurken duydum. Annesinden gizli mezarlıkta biriyle buluşacakmış. Bunu söylemek için aramıştım.” dedi sesini kısarak.

Komiser, “Tamam, koçum. Aman gözünden ayırma o kızı. Hem okul hakkında hem de o kız hakkında ne duyarsan hemen söyle bana. Görüşürüz.” deyip telefonu kapattı. Morga baktıktan sonra arkasını dönüp yürümeye başladı. “Hey gidi Başkomiser Mert. Düne kadar bana artistlik yapıyordun. Neymiş ya Kırmızı Eldiven üyesi olurmuşum ya da ölürmüşüm. Bak, sen öldün. Göremeyeceksin ama ben hepsini bitirip senin yanına göndereceğim. Sen de onlar gibi yanlış taraftasın.” diyerek uçak şirketini arayıp Kıbrıs’a gitmek için uçak bileti ayarladı.

***

Elfida erkenden kalkıp duşa girdi. İhtiyaçlarını gördükten sonra siyah kaplı ajandayı çantasına koyup üzerine rahat bir şeyler giydi. Merdivenleri inerek okul bahçesine çıktı. Çelik, sabah sporu yapıyordu.  Elfida, “Oo ben erken kalktım diyordum ama sen benden önce kalkmışsın.” diyerek şaşkınlığını dile getirdi.

Çelik gülerek, “Ben her sabah erken kalkar, sabah sporumu yaparım. Alışkanlık diyebiliriz.” dedi. Elfida, “Anladım. Peki, hazırsan gidelim mi?” diye sordu.

Çelik, “Hazırım ben, çıkabiliriz.” diyerek çıkış kapısına doğru yürümeye başladı. “Sabah sporu beni bayağı yordu. Güzel bir kahvaltı yapalım önce, olur mu?” diyerek karnını gösterdi. Elfida, “Ben buraları fazla bilmiyorum. Sen yönlendirirsin. Nerede istiyorsan orada kahvaltı yaparız.” diye cevap verdi. 

Okul güvenliğinde çıkış işlemlerini hallettikten sonra kapı önünde bekleyen taksiye binerek merkeze doğru ilerlemeye başladılar.

Elfida, “Kahvaltıdan sonra mezarlığa gideceğiz. Sen mezarlığa girmeyeceksin. Beni beklersin, ben işimi bitirince gelirim, çarşıda alışveriş yaparız.” dediğinde Çelik telefonuyla oynuyordu. Elfida, “Hey, seninle konuşuyorum, bir zahmet cevap versene.” diyerek omzundan dürttü. 

Çelik, “Ya bir saniye, manitama günaydın mesajı atıyordum. Hem ben tüm söylediklerini duydum. Patron sensin, ne dersen o. Benim için fark etmez.” diye karşılık verdi.

***

Aynur gelen mesaja bakarak, “Efendim, okuldan çıkmışlar. Kahvaltı yapmaya gidiyorlar. Kahvaltıdan sonra mezarlığa uğrayacaklarmış.” dedi.

Sıla kalp atışlarının hızına engel olamıyordu. Belki de yıllardır çektiği hasret bitecek; kalp sızıları, özlemleri son bulacaktı. Bütün bunların verdiği heyecan gözlerinden okunabiliyordu. Gözleri parlıyordu. Neşesi sesine yansımıştı. “Taksiyi takip ediyorlar, değil mi?” diye sordu ve cevap beklemeden devam etti. “Sakın takip ettiklerini belli etmesinler.”

Aynur, “Efendim, taksi şoförü en sağlam adamımız. Kendisi usta bir şoför. Herhangi bir sorun olursa ona yetişebilecek bir şoför bulmak zor. Aynı zamanda uzak takip yapıyoruz. Gidecekleri kahvaltı salonuna on beş adam gönderdim. Müşteri kılığında bekliyorlar. Mezarlığa fazla yaklaşmadık. Mezarcı’nın nereden çıkacağını bilemiyoruz. Sadece üç bayan, üç erkek; ikili gruplar halinde mezar ziyareti yapıyor gibi görünüp kontrol ediyorlar. Biz de Elfida ve Çelik’i bekliyoruz. Onlar mezarlığa yaklaştıklarında biz de harekete geçeceğiz.” diyerek detaylı bir açıklamada bulundu.

“Aynur, inanır mısın ilk defa bu kadar heyecanlanıyorum. Kalbim yerinden fırlayacak gibi. Aziz’in adı ile uyandım her gün. Hep onu gördüm rüyalarımda. Bu sabah kalktığımda daha farklıydı. Onu görebilme umudunun verdiği heyecan yüzünden karnıma ağrılar girdi. Ben heyecanlanınca böyle oluyor. Anlatsana şu Mezarcı’yı bir daha.” dedi Sıla, sesi heyecandan titriyordu.

KAYIP RUHLAR LİSESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin