KRL - 26

26.6K 2.1K 1.4K
                                    

Mezarcı heyecanla, “Ne açıklaması? Ben şimdi gider ona sarılırım, kızım derim, canım derim, ben senin babanım derim.” dediği sırada Sıla sözünü keserek, “Ulan öküzlüğünden hiçbir şey kaybetmemişsin. Sen onları söyleyince o da hemen, ‘Ha tamam, ben senin kızınım demek? Aaa ne güzel, hoş geldin baba.’ mı diyecek? Her şeyin bir usulü var.” dedi.

Mezarcı, “Başlarım lan usulüne. Ben yıllarca kimsesiz yaşadım. Şimdi bir kızım var, usul mü bekleyeceğim?” diyerek mezarlığa doğru yürümeye başladı.

BÖLÜM 26

Sıla, kolundan tutarak kendine çekti. “Aziz, lan bir dur oğlum. Kızımız güvende, o okulda ona kimse zarar veremez. Önce senin şu hafıza problemini çözelim. Uygun bir zamanda ona her şeyi anlatırız.” 

Mezarcı, “Tamam, gitmeyeceğim. Kızımız o okulun güvenliği ile korunuyorsa sıkıntı var demektir. O gördüğüm güvenliği ben on dakikada geçerim. Bu arada, benim adım Aziz mi?” dedi gözlerinin içine bakarak. 

Sıla gülümsedi. “Evet, senin adın Aziz. Ya bir gel buraya, ben seni harbi özlemişim. Bak, odun gibi durma, sen de adam gibi sarıl.” diyerek sımsıkı sarıldı. Mezarcı hafif bir gülümseme kondurdu yüzüne. “Biraz önce bana yabancıydın. Şimdi ise çocuğumun annesi, güzel karımsın.” diyerek sarılışına karşılık verip dudaklarından öptü uzun uzun.

***

Aynur korumalarla beraber araçların yanına gelmişti. Elfida’nın olduğu araca geçerek oturdu. Elfida ters ters bakıyordu. Aynur, “Kız, niye öyle bakıyorsun?” diye sordu gülerek. Elfida, “Mezarcı nerede, annem nerede? Sizin ne işiniz var burada? Bu komiserin ne işi var burada? Benim hiç mi özel işim olmayacak? Anında tepemde dikiliyorsunuz.” diye sordu sinirle.

Aynur, Çelik’e gözleri ile işaret ederek dışarı çıkmasını istedi. Çelik, “Ben biraz hava alacağım, siz konuşun.” diyerek arabadan indi.

Aynur, Elfida’nın yanına oturdu. “Kızım, elin ayağın rahat durmuyor ki. Seni başıboş bıraksak bir daha bulamayız. Mezarcı güvende, annenin yanında. Annen ona yardımcı olacak. Sen onu düşünme.” dedi. Bu sırada telefonu çaldı. Arayan Sıla’ydı.

“Efendim, dinliyorum.”

“Elfida ve Çelik’i okula bırak. Cellat’ın istediği adamlar okula ulaşmış mı ulaşmamış mı öğren.”

“Nasıl emrederseniz. Peki, sizin güvenliğiniz ne olacak?”

Sıla gülerek, “Sıla ve Aziz yan yanayken güvenliğinden endişe edeceğin kişiler biz değil, bizim karşımıza çıkan kişiler olmalı. Ben kocamla biraz takılacağım. Arabanın birini bırakın. Araşırız.” dedikten sonra telefonu kapattı.

Aynur gülümsedi. Vallaha haklı, dedi kendi kendine. “Elfida, arkadaşını çağırır mısın? Ben sizi okula bırakayım. Annenin biraz işi var.” dedi gülümsemeye devam ederek. 

Elfida Çelik’i çağırdıktan sonra Aynur ile beraber okula gittiler. Okulun dış kapısındaydı Cellat. Yeni gelen güvenlik ekibini dizmiş, talimat veriyordu. Aynur’u görünce yanlarına geldi. Aynur, “Siz okula gidin, sonra görüşürüz.” diye vedalaşırken son anda aklına gelen zarfı çıkarıp, “Dur, dur bir saniye. Bu zarf sana ait.” diyerek Elfida’ya uzattı. Elfida zarfı aldı. Çelik ile beraber okul bahçesine girdiler.

Cellat ve Aynur, arabanın içinde konuşmaya başladılar. Cellat, “Eee yakaladınız mı Mezarcı’yı? Mezarcı Aziz Komutan mıymış?” diye sordu merakla.

Aynur gülümseyerek, “Sakin ol abi, yakaladık. Evet, Mezarcı oymuş. Hafızasını yitirmiş. Şu anda çifte kumrular baş başalar.” dedi.

"Oley be! İşte bu! Diğerleri bu haberi duyunca çok sevinecek. Sahi, diğerleri ne yaptı? Beş aydır operasyondalar, hiç sesleri çıkmadı?”

KAYIP RUHLAR LİSESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin