Bölüm 17

372 32 0
                                    

Haziran ayı ne zaman bu kadar sıcak olmaya başladı? Hani küresel ısınma vardı. Hani mevsimler kayıyordu. Külliyen yalanmış. Pişiyoruz. Resmen kavruluyoruz. Kışın kuzey kutbunda yaşayanlar havaya su serptiklerinde su donuyor ya, şimdi biz aynısını yapsak su buharlaşıp uçacak. O derece. Evdeki bütün kapı, cam açık ama bana mısın demiyor. Zaten o meteorolojiyi bir yakalasam evire çevire döveceğim. "Hava 35 derece ama gölgede 25 derece olacak." Evde güneş mi var? Gölgedeyiz ama o 25 dereceyi hissedemiyoruz ne hikmetse.

Pelin de benimle aynı düşünceleri paylaşıyor olacak ki "Kalk hadi bahçeye inelim. Buharlaşmama az kaldı." dedi.

Hiç itiraz etmeden takıldım peşine. Yoksa evde pervanenin karşısında malak gibi yatacaktım bütün gün.

Aşağıya inince Nazlı ablanın balkonuna attık kendimizi. Burası evden bir nebze daha iyiydi. Az da olsa esiyor. Biz öyle sandalyelere pelte gibi yayılmışken Nazlı abla elinde tepsiyle yanımıza geldi.

"Alın bakalım, soğuk soğuk için."

Allahım, buz gibi naneli limonata getirmiş.

"Kıymetlimisss."

"Mesih."

"Allah sizi n'apmasın? Ben içerideyim. Az işim var bir şeye ihtiyacınız olursa çağırın."

"Tamam" diye bağırdık ikimiz de.

"Cennet." dedim pipetten limonatayı çektikçe.

"Beynim donsun ve akşama kadar çözülmesin." dedi Pelin de.

Pis pis sırıtıp "Sonra gelsin Erdem çözsün o beynini."

Pelin masanın altından bir tekme savurdu. Kötü kadın gülümsememi atıp dil çıkardım. Daha uğraşırdım da limonata daha cazip geliyordu.

Biz cork cork limonatalarımızı çekerken Efe geldi.

"Anne! Anne!"

Nazlı Abla içeriden "Efendim" diye bağırdıktan sonra dışarıya çıktı.

"Ne oldu?"

"Anne ya şunlara bir şey söylesene top oynamamızı engelliyorlar"

Az ilerideki kızları gösteriyordu. Kızlardan ikisi yanımıza gelince sarışın olan konuşmaya başladı.

"Ama Nazlı Teyze, anlaşma yapmıştık. Erkekler anlaşmaya uymuyor."

"O geçen aydı kızım. Geçerli değil artık o anlaşma."

Kız Efe'ye gözlerini kısıp baktı.

"Ne anlaşmasıymış?" dedi Nazlı abla.

"Cumartesi günleri bizim, Pazar erkeklerin olacaktı. Bugün bizim günümüz ama mızıkçılık yapıyorlar."

"Efe?" dedi Nazlı abla.

"Ama anne anlaşmayı yenilemedik."

"En başında süresini belirtmiş miydiniz?"

"Hayır."

"Peki ne zaman biteceğini belirlemiş miydiniz?"

"Hayır"

"Bu durumda kızlar haklı."

"Ama..."

"Aması falan yok. Kesin bir şey söylemediğinize göre yeni anlaşma yapmadan varolanı kafanıza göre bozamazsınız."

Garibim Efe boynu bükük kalmıştı. Kızları bir kaşık suda boğacak gibi bir hali vardı.

"Ama anne İbrahim yarın yazlığa gidecek. Bugün oynamalıyız."

Gereksiz İşler MüdürüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin