Bölüm 44

248 28 7
                                    

Giray Bey gittikten sonra Kübra'ya çıkıp bütün gece sessiz sessiz ağladım. Pelin ve Kübra ise hiç soru sormadan yanımda durdular. Neye ağladığımı, neden ağladığımı kendim bile bilmiyordum. Bir şey yapmamama rağmen suçluymuşum gibi hissediyordum. Kalbim o kadar ağrıyordu ki.

Böyle şeylerin gerçekte olmaması gerekmiyor muydu? Olsa bile milyarda bir ihtimalle olması gerekiyordu. Koca dünyada sekiz milyara yakın insan varken o milyarda birlik dilime giren neden ben oluyorum?! Acaba birinin ahını mı aldım diye düşünüyorum ama o kadar kötü bir insan değilim ki. Tamam; hazırcevap, sulu, yeri geldiğinde deli, hafif kafadan kontak bir insanım ama bunlar ah almak için sebep olamaz değil mi? Bence olmamalı!

Gözyaşlarım tükenip ağlayamaz hale gelince uyumak istediğimi söyleyip eve geçtim. Olanlardan sonra uyumak için çabalasam da tüm gece gözüme gram uyku girmeyince gün aydınlandığında çalar saate hiç zahmet vermeden yataktan kalktım. Yüzümü yıkamak için banyoya girdiğimde aynadaki aksimi gördüğüm an sıçrayınca yerden bir iki santim yükselmişimdir herhalde. Gözlerim davul gibi şişmişti. O kadar ağlamaya az bile.

Salona girince Pelin'i kahvaltıyı hazırlarken buldum.

"Günaydın."

"Günaydın. Nasıl oldun?"

"Eh işte." deyip bir sandalye çekip oturdum.

"Uyuyabildin mi bari?"

"Yok ya nerde. Az dalmıştım ama o kısacık zamanda da saçma sapan rüyalar gördüm."

"Hayır olsun ne gördün?"

"Buğra ile sevgiliyiz ama Giray bey de beni çok seviyor. Sonra ben bir kaza geçirip hafızamı kaybediyorum. Giray Beyi sevgilim sanıyorum. Buğra kahroluyor falan filan."

"Rosalinda."

"Ne?"

"Rosalinda'nın senaryosunu görmüşsün."

"Di'mi ya! Ben de diyorum bu konu nereden tanıdık geliyor."

"Sen Rosalinda, Buğra da sevdiği ama kavuşamadığı çocuk."

"Fernando Jose Altamirano Del Castillo"

"Ne?!" dedi Pelin hayretle.

"Çocuğun ismi."

"Oha İlkay. Soy ağacı gibi ismi cidden hatırlıyor musun?!"

"Tabii hatırlıyorum. Orta okuldayken az mı izledik."

"Ben de izledim de, Rosalinda'nın sevdiği zengin çocuk diye kalmış aklımda."

"Fernando'nun annesi Valeria, Rosalinda'nın aslında kuzeni olan kötü kardeşi Fedra. Daha sayarım istersen."

"Hakikaten pes."

"Şarkısı bile aklımda. Hay amor.. hay amor... Rosalinda hay amor, hay amor" diye mırıldandıktan sonra "Arada korazon gibisinden bir şey de vardı." dedim.

Karşılıklı gülüşmeye başladık. Beklenmedik ve saçma bir muhabbet olsa da yerlerde sürünen moralim yerine gelmişti.

"Sabah sabah iyi nostalji yaptık." dedi Pelin.

"Evet."

"Bugün işten erken çık. Eve gelip dinlenirsin."

"Çıkacağım ama önce Buğra'ya uğrayacağım."

"Emin misin?"

"Eminim Pelin, aralarından ne geçti öğrenmeliyim."

"Sen bilirsin."

Gereksiz İşler MüdürüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin