Raund 2 - Bölüm 9

188 27 2
                                    

                  

Kübra'yı uğurladıktan sonra havanın biraz daha kararmasını bekleyip gözlemimize başladık.

"Ayın bütün kraterleri iki metre ötemde sanki."

"Ayı bırak asıl Mars'a bak. Bu aralar Dünya'ya epey yakın."

"Bakayım da ne tarafa bakıyorduk?"

Nergis "Bak şurada." deyip Kayra'nın sırtını destekleyen elini kaldırıp Mars'ın olduğu yönü gösterdi.

"Tamam gördüm. "

Zevkli bir uğraşmış cidden. Gökyüzüne baktığımda sadece küçük ayıyı gören birisi olarak resmen ufkum açıldı. Tamam gezegenleri severim, hatta elimden geldiğince bilgi de edinmek isterim ama daha önce hiç teleskopla gözlem yapmamıştım.

"Iğhhh"

"Tamam oğlum, geziniyorum işte."

Teleskoptan başımı kaldırıp "Hala uyumadı mı?" dedim.

"Nerde, ya böyle dolanacaksın ya da ayağında sallayacaksın. Başka türlü uyumuyor."

"Ufffff"

"Anneye de yazık ama oğlum. Ayaklarım koptu bak dolan dolan."

"Ver sen bana şu veleti bakayım."

"Yok ya, devam et sen."

"Ver ver. Biraz da sen bak."

Nergis "Peki o zaman." deyip Kayra'yı uzattı.

"Gel bakayım kuzucuk."

Bu çocuk gün geçtikçe ağırlaşıyor hakkaten. Ufaklığı omzuma yatırıp sırtını sıvazlaya sıvazlaya terasta dolanmaya başladım.

"Eee eee eee eee."

Ben bir ileri bir geri giderken Oğuz "Ninni mi söylüyorsun sen?" diyerek terasa girdi. Arkasından da Buğra geliyordu. Meyve getirmek için mutfağa indikleri için Nergis'le başbaşa bırakmışlardı bizi.

"Evet, beyefendi uyumuyor da."

"Hiç şüphem yok halledersin."

"Hallederiz, rahat ol."

Nergis hiç istifini bozmadan gözlemine devam ederken "Oğuz, kirazları da getirdin değil mi? Ezilmesinler diye ayrı bir yere koymuştuk." dedi.

"Getirdim canım getirdim. Ne var ne yok hepsi burada."

"Var mı bir şeyler?" dedi Buğra.

"Daha yeni başladık ama şansımıza hava açık. Güzel şeyler görecek gibiyiz" dedi Nergis.

"Ufffff"

"Ne oldu bu çocuğa, dalıp dalıp ayılıyor."

Uyumadı gitti küçük sıpa!

"Hava değişikliğindendir. Yadırgadı çocuk." dedi Oğuz.

Nergis gözünü teleskoptan ayırıp bana dönerek "Canım senin de kolların koptu artık Oğuz'a ver istersen." dedi.

Oğuz "Meyve soyuyorum ama..." diyerek elindeki şeftaliyi gösterdi.

Buğra "Ben alayım." deyip yanıma gelince "Al bakalım." deyip Kayra'yı Buğra'ya uzattım. Artık gönül rahatlığıyla koltuklara yığılabilirdim.

Buğra ufaklığı pişpişleyerek terasta volta atıyordu. Eline de yakıştı hani. Hımm, İlkay bunu beğendi.

"İlkay gel gel! Şunu görmelisin."

Gereksiz İşler MüdürüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin