Raund 2 - Bölüm 5

211 26 2
                                    

Nazlı abla haklıydı. İşten başka bir şey düşünemiyorlardı. Hastane hayatlarının bir parçası olmuştu adeta. Bunun iyi mi yoksa kötü mü olduğuna bir türlü karar veremiyordu üstelik. İnsanlara yardım etmeyi seviyordu ama özel hayatına da vakit ayırmak istiyordu. Keza Erdem de öyle düşünüyordu. Çift olarak buhranlı bir dönemden geçerlerken Melike annenin çağrısı hızır gibi yetişmişti. Hava değişikliği iyi gelebilirdi.

"Teklifimi geri çevirmemenize çok sevindim."

"İnanın biz de çok mutlu olduk. Ne zamandır bir değişiklik arıyorduk."

Haftasonu için Bursa'ya geldik. Üstelik Cavidan abla da yıllık izninin bir kısmını kullanıp gelmişti.

"Kolay gelsin hatungiller." diyerek yanımıza geldi Cavidan abla.

Melike anne "Kahveler hazır. Al bakayım" deyip tepsiyi Cavidan ablaya uzattı.

"Ben de tam onun için gelmiştim. Babam homurdanmaya başladı."

"Oyunları bitmek üzere olmalı. Yoksa gözü başka bir şey görmez."

"Erdem'i fena bozdu. Tavlayı koltuğuna sıkıştırıp postalar birazdan."

Cavidan abla mutfaktan çıkınca Melike anneyle sohbetimize devam ettik. Sen otur ben her şeyi halledeceğim dediği için oturduğum yerden sohbetine eşlik ediyordum. Pıtı pıtı, pıtı pıtı dolaşıyordu mutfakta.

"İşte bu kadar." deyip mutfak önlüğünü çıkardı.

"Haydi geçelim artık balkona."

"Hay hay."

Balkona geçtiğimizde Erdemler çoktan oyunlarını bitirmişti ve Cavidan ablanın dediği gibi Erdem mağlup olmuştu.

"Senin bu oğlun beni yenemeyeceğini ne zaman öğrenecek Melike hanım?"

"İlhan!"

"Öyle ama."

Cidden hiç yenememiş mi?

"Hiç mi yenemedi?"

"Hiç."

Erdem'e dönüp "Ciddi olamazsın." dedim.

"Kolaysa sen yen karıcığım."

"Hımm, bir deneyelim bakalım."

"Oo yeni bir rakip demek. Cavidan uzat bakayım bizim emektarı."

"Buyrunuz."

İlhan baba tavlayı masanın üzerine açıp taşları dizmeye başladı. Sonrasında da zarları attık. İlk ben başlayacaktım.

Zarları elimde sallayıp İlhan babaya baktım.

"Hazır mısın baba?"

"Görelim bakalım marifetlerini."

Hazır olduğumuza göre zarları fırlatabilirdim.

"Dü şeş." dedi Erdem.

"Hadi canım." dedi Cavidan abla.

İlhan baba "Acemi şansı bir kere. Daha yeni başladık." diyerek moralimi bozmaya çalıştı ama bilmiyor ki ben tüm çocukluğumu babamla tavla oynayarak geçirmişim.

Kıran kırana bir maçtan sonra mars olmaktan son anda sıyrılarak mağlup olunca İlhan babanın ağzını bıçak açmıyordu.

Erdem "Meğer yanımda bir aslan varmış da haberim yokmuş" deyip sarıldı.

"Şimdi vakit olmuyor ama küçükken çok oynardım."

"Helal olsun." dedi Cavidan abla.

"Sonunda kendinize bir rakip buldunuz ha İlhan Bey."

Gereksiz İşler MüdürüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin