Bölüm 18

373 32 0
                                    

"Erdem yüzündeki o sırıtık ifadeyi silmezsen yemin ediyorum inerim arabadan."

"Tamam ya kızma. Al bak gülmüyorum." deyip sağ elinin baş ve işaret parmağıyla ağzının iki tarafını tutup aşağıya çekti Erdem.

Hele şükür. O güldükçe benim sinirlerim zıplıyordu. Gerçi düşününce İlkay'ın durumu daha vahimdi. Sırf Buğra olsa neyse, kız tüm aileye rezil olmuştu.

"Kızacak ne var anlamadım. Çok güzel eğleniyordunuz."

"Tamam eğlendik bitti gitti."

Erdem bir süre sonra tekrar gülmeye başladı.

"Erdem!"

"Tamam kızma ya! Ama ne yapayım aklıma geldikçe gülesim geliyor. Adrian...!"

"İyi tamam gül. Çatlayana kadar gül." deyip kollarımı göğsümde birleştirip iyice yaslandım koltuğa.

"Peki, tamam tamam. Haydi asma yüzünü. Ya ben dalga geçmek için gülmüyorum ki."

"Neden gülüyorsun o zaman?"

"O halin çok hoşuma gitti."

"Rezil olurken mi?"

"Ne alakası var? O zaman tüm mahalleye rezil oldunuz."

Haklıydı aslında.

"Hastane dışında farklı yönlerini gördükçe mutlu oluyorum. Her gün yeni bir sen keşfetmek çok hoşuma gidiyor. İnan ondan gülüyorum."

"O halimi zaten bir daha göremeyeceksin."

"Kim bilir." deyip gülümsedi Erdem.

Hamarat hallerimi görebilirdi. Havalı hallerimi görebilirdi. Anaç hallerimi de görebilirdi. Ama çocuklarla yarışırkenki halimi görmesine gerek yoktu.

"Küs müyüz?"

"Değiliz" dedim hafiften tebessüm ederek.

Sinemaya da gelmiştik. İki bilet alıp yerlerimize geçtik.

Film bitince saat geç olmuştu ama nedense hiç eve gidesim yoktu. Erdem "Dondurma yiyelim mi?" dediğinde bu teklife balıklama atladım.

"Süper olur."

"Şurada bildiğim güzel bir dondurmacı var." deyip arabayı sahile çevirdi.

Arabayı park ettikten sonra el ele dondurmacının yolunu tuttuk. Ben külahta aldım, Erdem kasede aldı. Sahilde yürüye yürüye dondurmalarımızı yemeye başladık.

"Hava ne kadar güzel" dedi Erdem.

"Aynen. Baksana gökyüzü yıldız haritası gibi."

"Yarın ne yapacaksın?"

"Üniversiteden bir arkadaşımla buluşacağım. Sen?"

"Evde takılırım büyük ihtimalle. Bir planım yok."

"Hımm."

Bu dondurma cidden iyiydi. Gerçekten de meyve parçacıkları geliyordu insanın ağzına.

"Düğün haftayaydı değil mi?"

"Evet."

"Arabayla mı gideceksiniz?"

"Hı hı."

Kısa bir sessizlikten sonra Erdem devam etti.

"Pelin."

"Efendim."

"Ben sana bir şey söyleyeceğim."

"Söyle."

Gereksiz İşler MüdürüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin