Raund 2 - Bölüm 21

169 22 1
                                    

"E hani nerde? Hiç kıpırdamıyo bu sıpalar?"

"Ben sana çok kıpırdamıyor dedim zaten."

"Peki seninki İlke abla? Hani tekmelerinden uyuyamıyordun?"

"Öyle ama şimdi neden durdu ben de bilemedim."

Bir sağa bir sola bakıp "Bıcırıkla cimcime. Söyleyin bakim. Bana ne gareziniz var ha?" diye söylendim.

En baştan başlarsak, haftasonu için Buğra'yla Edirne'ye geldik. Gelmeden herkesi arayıp bizde toplanacağımızı bildirdim. Özellikle hamile kızçeleri aradım tabii. Ablamla İlke ablam gelince ikisini de tekli koltuklara oturtup dua eden bir keşiş edasıyla önlerinde diz çöktüm. Bir elim ablamın karnında öbür elim İlke ablamın karnında olmak üzere pozisyonumu aldım. Kıpırtılarını duyabilmek için öylece dakikalardır bekleşiyoruz ama sıpalar bir kez bile kıpırdamadı. O kadar yoldan geldik insan azıcık acır ya.

Annem mutfaktan yanımıza gelip azarlamaya başladı.

"Kızım artık düzgün oturur musun?"

"Dur anne ya. Duymam lazım çok önemli."

"Altı üstü tekme. Nesi bu kadar önemli olabilir ki?"

"Size hava hoş tabii. Uzakta olan benim."

"Tövbe estağfurullah."

Kapı çalınca "Sen kapıya bak bakayım." deyip annemi postalama girişiminde bulundum. Kadın kafasını sallayarak çıktı salondan.

"Aa hoş geldin Eşref."

"Hoş buldum Nurten teyze."

"Hayırdır elindekiler ne?"

"Kıyafetlerimi düzenliyordum da, eski formalarıma denk geldim. Mete ve Atilla ister mi onu sormak için gelmiştim."

"Forma de sen onlara. Kesin isterler. Geçsene içeriye."

"Bırakıp gideyim aslında. Daha bir sürü işim var."

"İki dakika canım. Hem bak İlkay geldi."

"Aa, geleyim o zaman."

Annem "Gel gel" diyerek salona girince arkasından gelen Eşref'le göz göze geldik.

"Aa n'aber Eşref?"

"Allah aşkına n'apıyorsun sen?"

"Sismograflık. Sen de denemek ister misin?"

"Hiç değişmemişsin."

"Canım ya, sen ne sanmıştın?"

Annem "Yeter artık İlkay. Geç otur bir yere." deyince daha fazla inatçılık etmeden somurtarak "Off tamam, tamam." deyip boş bir yere geçtim oturdum.

"Çocuklarınız doğunca benden çekecekler ona göre."

"Sen öyle sa..." derken ablamın cümlesi yarım kaldı.

"Ne oldu?"

"Tekme attı."

"Şaka mı bu ya!!!"

Vallahi pes!

Annem bırakın şunu kendi haline dercesine elini sallayıp Eşref'e döndü. Bana şu muamelesi yaptı resmen!

"Haftasonu için mi geldin sen de?"

"Evet."

"Hiç vaktiniz yok ki şöyle uzun uzadıya kalın."

Eşref hafiften gülümseyerek "Yapacak bir şey yok." dedi.

Gereksiz İşler MüdürüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin