Bölüm 27

287 28 0
                                    

Cumartesi sabahı Erdem'le Edirne'ye doğru yola çıktık. Yola çıkmadan önce saçmalayabildiği kadar saçmaladı. Yani onun gibi bir adamın bile bu kadar gerilebileceğini hiç düşünmemiştim. Bir önceki gece tutturdu ben takım elbise giyeceğim diye. Bu resmi bir şey değil sadece tanışma, hem senin normal halini görmek isterler falan, dedim de dedim. Anlatana kadar akla karayı seçtim. Nihayet anladı da spor bir şeyler giymeye ikna oldu.

Yollar açık olduğundan olabilecek en kısa sürede Edirne'ye vardık. Bizim apartmanın önüne gelince Erdem'e dönüp "Hazır mısın?" dedim.

Önce derin bir nefes aldı. Sonra nefesini bırakıp "Hazırım. Haydi şu işi bitirelim" dedi.

ÖSS'ye girecek çocuklar gibi heyecanlı. Ful çekeceği besbelli ama gel de anlat.

Kapının önüne gelince Erdem'e bir baktım. Çok ciddi görünüyordu. Ne desem rahatlamayacağı için benden günah gitti deyip bastım zile.

"Geldimm" diye annemin sesi geldi içeriden. Kapıyı açınca ikimize de bakıp "Hoşgeldiniz" dedi.

"Hoş bulduk anne."

"Hoş bulduk efendim."

"Buyrun buyrun geçin içeriye."

Annem önde, arkasında Erdem, en arkada ben olmak üzere geçtik salona. Babam ayaktaydı ve bizi bekliyordu. Erdem'e elini uzatıp "Hoş geldin oğlum." dedi.

Erdem de babamın elini sıkıp "Hoş bulduk efendim" dedi.

Sıra bana gelmişti sonrasında.

"Hoş geldin kızçem"

"Hoş buldum babamm" deyip kocaman sarıldım babama. En son İlker'in düğününde görüşmüştük, onun üzerinden de asırlar geçmiş gibiydi.

"Ben sizi tanıştırayım. Erdem Sağer."

Annem "Memnun olduk." dedi. Babam ise sadece başını sallamıştı. Anlaşılan hala Erdem'i değerlendiriyordu.

"Annem Mevra, Babam Çetin."

"Memnun oldum."

"Tanıştığımıza göre haydi oturun artık" dedi annem.

Erdem'le yan yana oturduk. Bizimkiler ise tam karşımızdaydı.

"Aç mısınız, hemen yemek hazırlarım isterseniz."

"Yok anne kahvaltı yaptık geldik."

Ben toktum da fikrini sormadan Erdem adına da konuşmuş gibi olmuştum.

"Erdem sen açsan..."

"Yok tokum ben de. Hiç zahmet etmeyin."

"Peki o zaman, öğleni hamur işleriyle geçirirsiniz. Yemeği akşama hazırlarız."

"Çok mantıklı."

"Nasıldı yolculuk? Bir sıkıntı olmamıştır inşallah." dedi babam Erdem'e bakarak.

"Gayet iyiydi. Beklediğimizden erken geldik." diyerek cevap verdi Erdem de.

"İyi iyi."

"Ne zamandır doktorsun?"

Bam diye başladı babam sorularına.

"İki yıl. Yani branşımda iki yıldır doktorum."

"Anladım. Pelin gibi hiç ara vermeden uzmanlık aldın o zaman."

Babama bak ya, gitti nereden vurdu. Hiç kaytardı mı acaba diye hesap yaptı hemen.

"Evet, mezun olunca hemen uzmanlık eğitimime başladım."

Gereksiz İşler MüdürüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin