Bölüm 46

242 26 8
                                    

İş yerinde sosyal sorumluluk adına 81 vilayet 81 bin yürek adında çok güzel bir proje başlatmışlar. Her ilden ihtiyaç sahibi beş köy okulu belirlenmiş. Okullarla iletişime geçilip ihtiyaç listesi çıkartılmış. Kırtasiye olur, kıyafet olur her türden ihtiyaç hem de.

Her şey hazır olunca sıra kura çekmeye geldi tabii. Şirketteki herkes sabah ilk iş olarak konferans salonuna toplandı. Sicil numarasına göre insanları sahneye çağırıp kura çektirdiler. Kuramı çektikten sonra hiç beklemeden masama geçtim.

"Sana neresi çıktı?" dedi Selin.

"Balıkesir Sındırgı'da bir okul. Sana?"

"Kırşehir Mucur'da bir okul."

Ataması yapılan öğretmenler gibiydik.

"Ne iyi düşünmüşler değil mi?"

"Evet ya. İnsan yardım etmek istiyor ama nasıl ve ne şekilde yapacağını bilemiyor. Böyle aktiviteler büyük bir nimet."

"Çok haklısın. Benim listemde roman, hikaye kitabı, defter, kalem gibi kırtasiye malzemeleri var. İş çıkışı Çimen'e uğrayacağım."

"Bende daha çok giyim eşyası olduğundan haftasonu bakacağım."

Düşünen her kimse aklıyla bin yaşasın. Hem bizim içimiz rahat olacak hem de çocukların ihtiyaçları giderilecek.

O değil, Çimen'e giderim dedim ama işe arabayla gelmedim ki. Onca eşyayı nasıl taşırım diye düşünürken imdadıma Buğra yetişti. Gelip seni alırım deyince iş çıkışı gönül rahatlığıyla Çimen'e geçtim.

"Kolay gelsin hatunlar."

"Hoş geldin kanka" dedi Dila.

"Hoş buldum. N'abersin?"

"İyiyiz. İşler tıkırında. Karnımızı doyurabiliyoruz çok şükür."

"Delü. Çimen yok mu?"

"Gelir şimdi. Hikaye saatindeyiz de yukarıda çocuklara masal okuyor. Otursana."

"Oturayım." deyip kasanın yanındaki sandalyelerden birine oturdum.

"Merhabalar" diyerek iki üniversite öğrencisi içeriye girince "Sen işine bak Dila. Ben takılırım buralarda." dedim.

Dila da hemen müşterilerin yanına geçti. Telefonda sosyal ortamlarda dolaşırken Çimen geldi.

"Hoş geldin canım."

"Hoş buldum."

Biz sarılışırken koyun sürüsü gibi mini mini çocuklar geçti önümüzden. Masal saati bittiği için hepsi dışarıda bekleyen ailesine koşuyordu.

"Hangi rüzgar attı seni buralara?"

"İyilik rüzgarı." dedikten sonra Çimen'i yamacıma alıp projeyi anlattım.

"Bak ben de heyecanlandım. Bakayım listeye."

Listeyi çantamdan çıkarıp Çimen'e uzattım. Bir göz attıktan sonra "Tamam hepsi var. Şöyle yapalım, sen oku ben çıkarayım."

"Olur."

Çimen az ilerideki defter yığınının yanına gidince ben de listedekileri okumaya başladım.

"30 adet kareli defter."

"Kaç yaprak."

"Bilmiyorum ki."

"Hımm 120 yeterli olur."

"Üstat sensin."

"Başka?"

Gereksiz İşler MüdürüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin