Raund 2 - Bölüm 24

129 22 2
                                    

                  

Nerden çıktı bu pasta börek işi?! O kadar gezmeden tozmadan sonra hele hiç çekilmiyor! Ah şu Ferhat yok mu şu Ferhat?! Hepsi onun halt yemesi. İncirli kurabiye yaptın yeter. Ne var sanki su böreği yapmaya? Soruyorum sana İlkay Ocak Atlı, zorun ne senin!! Ferhat hazretleri istedi diye yapmak zorunda mısın ha?!

Oklavayı sinirli sinirli ileri geri yuvarlarken Buğra mutfak kapısından seslendi.

"Nasıl gidiyor?"

"Zulüm gibi"

Buğra tebessüm ederek yanıma gelince motorum soğusun diye ben de duraksadım.

"Kurabiyelerden alsana."

"Alırım ama öncesinde yemenini mi düzeltsek, ne dersin?"

Ellerim unlu olduğu için bezimi çekiştiremiyorum ki.

"Saçlarım mı açılmış?"

Buğra "Biraz" diyerek yazmamı düzeltti.

"Şimdi oldu."

İyi bari. İçinden saç çıkan bir börek şu noktada isteyeceğim en son şey olur.

"Yemeni sana yakışıyor."

"Ciddi misin?"

"Evet, eski Türk filmlerindeki kızlara benziyorsun."

Güğüm verin bana! Tokaç verin!!

"Çeşme mi istersin, dere mi?"

Buğra anlamamış bir halde "Nasıl?" dedi.

"Çeşmeden su mu doldurayım, derede çamaşır mı yıkayayım? Hangisini istersin?"

Buğra bir anda gülmeye başladı.

"Eski Türk filmi deyince aklıma direkt bunlar geliyor. Ne yapayım?"

Buğra, gülmesi tebessüme dönünce "Kınalı yapıncak" dedi.

"Hülya Koçyiğit'in oynadığı filmdi di' mi o?"

"Evet."

"Peki kötü adam sen misin şimdi?"

"Kötü olan çocuğun annesi değil miydi?"

Hakkaten. Aliye Rona coşmuştu her zamanki gibi.

"Hımm, öyleydi galiba."

Buğra gülümseyip burnumdan bir öpücük çaldıktan sonra kurabiyelerden de birini aşırıp salona geçti.

O değil cidden bu halimi beğeniyor mu şimdi? Doğumgünü hediyesi ne alsam diye kafayı yememe gerek yokmuş meğerse. Bu halde bir fotoğrafımı çektirip veririm, olur biter.

Neyse deyip kaldığım yerden devam ettim çin işkenceme. Her şey bitip böreği fırına atarken Buğra tekrar yanıma geldi.

"Selin arıyor."

"Açsaydın."

"Özeldir belki."

"Bir saniye" deyip fırının kapağını kapadıktan sonra ellerimi mutfak önlüğüme silip telefonu Buğra'dan kaptım. O da görevini tamamlayınca tekrar salona döndü.

"Efendim."

"N'apıyorsun İlkay?"

"Ne yapayım? Ferhat efendinin isteklerini yerine getiriyorum. Yarın hamurişi günü ilan etti ya haşmetbahapları."

"Hıı..."

"Sen n'aptın? Yaptın mı bir şeyler."

"Ben..."

Gereksiz İşler MüdürüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin