Bölüm 26

342 32 1
                                    

Çimen'e giderken Cihan'ın aklında bin bir düşünce vardı. Bugün ilk olarak Nazlı ablayla tanıştıracaktı. Olan bitenden bahsedince Nazlı abla çok sevinmişti ve seve seve yardım edeceğini söylemişti. Kendi duygularından emindi ama başkalarının fikrini de alma ihtiyacı duyuyordu.

Geriye yapılması gereken tek bir şey kalıyordu. O da Çimen'e açılmak. Aralarında bir elektriklenme vardı ama ikisi de adını koymaya cesaret edemiyordu. Çimen apaçık Yankı için çok ama çok endişeleniyordu. Diğer taraftan kendisi de duygularını bir türlü kelimelere dökememişti. Bugün bu belirsizlik sona ermeliydi.

Kitapçıya vardığında Çimen içeride değildi. Sadece Dila vardı ve bir müşteri ile ilgileniyordu. Görüş alanına girince Dila bir dakika işareti yaptı. Mecbur, gelene kadar kitaplara göz atmaya başladı.

"Hoş geldin. Kusura bakma müşteriyi bırakamadım."

"Yok canım işine bak zaten."

Dila "Bitti ki. Bak tenha tenha kaldık yine." deyip gülümsedi.

"Çimen için mi geldin?"

"Evet. Yok mu?"

"Yukarıda. Yankı'yı banyoya sokacaktı."

"Anladım."

Tam zamanında gelmişti demek ki.

"Ne zaman açılmayı planlıyorsun?"

"Efendim?"

"Diyorum ki, Çimen'e ne zaman açılacaksın?"

Ne kadar tok sözlü bir kızdı şu Dila. Kendisinin dillendiremediği şeyi çat diye söylemişti.

"Bir cevap vermem gerekiyor sanırsam."

"Doğal olarak."

"Bu akşam nasıl olur?"

"Hele şükür."

Pelin ve İlkay kadar deliydi bu kız. Kesinlikle tanışmaları gerekiyordu.

"O kadar mı umutsuzdun?"

"E yani. Geç bile kaldınız. Hatta biraz daha geç kalsaydınız ikinizi bir odaya kapatıp anlaşana kadar çıkartmayacaktım."

"Ucuz yırttık desene."

Dila elerini iki yana açıp başını aşağıdan yukarıya doğru sallayarak "Yani" dedi.

Sonra kasaya doğru ilerledi ve çekmeceden aldığı bir şeyi bana doğru fırlattı.

"Kilitleneceğim odanın anahtarı mı?"

"Onu verir miyim sence? Üst katın anahtarı."

"Ne yapmalıyım peki?"

"Cihan sen benim sabrımı mı sınıyorsun? Al ve çık işte!"

Anahtarı Dila'nın avucuna bırakıp "Gerek yok ben burada beklerim." dedi.

Dila anahtarı tekrar Cihan'ın avucuna bırakıp "Gerek var." dedi.

"Dila."

"Dila falan deme bana. Anahtarı temelli verdiğim yok zaten. Burada bekleyeceğine git yukarıda bekle diyorum. Hem Çimen de beklettiğini düşünüp üzülmez."

Zayıf noktasını nasıl da biliyordu.

Cihan anahtarı alıp "Bu hiç adil değil" dedi.

"Adil bir oyun oynadığımızı kim söyledi." deyip gülümsedikten sonra ekledi "Haydi yukarıya marş marş!"

Gereksiz İşler MüdürüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin