İYİ OKUMALAR
Medya Elissa= Ya Merayti
Elissa'nın en sevdiğim şakılarından biridir.
Arkadaşlar, Arapça da Yıldız-Nejima, Yıldız'ım ise Nejmay diye geçiyor. İsmi farklı şekillerde görürseniz şaşırmayın diye bir uyarı yapayım dedim.
***
Gece de buldum seni.
Yıldızlardan kıskandım ay kadar parlak tenini
Hakkım olmadığını bilsem de benim olmanı istediğimde
Aşkla sarıl, meşkle der sevdamı diye seni ruhumla diledim.
Sebebi ol aşkı bilmeyen kalbimin, acılarıma merhem.
Karanlığımın güneşi, ey gönül kıblem...!
(Mâlik Bin Esved)
***
Genç adam, kızı sürükleyerek kadınlar tuvaletine götürdüğünde mantığı uzaklaşıyordu planlarına uzaklardan el sallayarak. Avuç içlerinde ki ateş, tüm bedenini ele geçirdiği yetmemiş gibi kalbini de ortak ederek harlandırıyordu hislerini. Hele kızın saçlarından yayılan o bahar müjdecisi koku, ahh öldürüyordu sanki Malik denen bu kulu.
Yıldız yavaş yavaş korkunun da etkisi ile kendine gelmeye başladığında, çırpınışlarına bu kez haykırışları eşlik etti. Ne fayda ki bu manzarayı görenlerin hiç biri, adamın tekinsiz bakışlarından korktukları için yardım etmeye veya yardım edecek birilerini çağırmaya yeltenmiyordu. Zira o kıza uzanan bir parmağı bile koparacak gibi bir belirlilik ile bakıyordu turkuaz gözler.
Genç adam en yakınında ki yere, yani kadınlar tuvaletine girdiği sıra, kollarındaki güzelli zapt etmeye çalışırken, diğer yandan içerideki dört kadını da dışarı çıkardı ivedi bir halde. Kovulan kadınların arasında Hande'nin arkadaşı Neslihan'ı gören Yıldız, ona doğru hamle yapsa da hiç bir sonuç vermedi bu uğraşı. Çünkü tanıdık olan, ama tanımadığı yabancı, Neslihan'ı da kolundan tutup dışarı atmıştı bile.
Tuvalette yabancı bir adamla baş başa kalan genç kız, aynaların olduğu tarafa doğru sürükledi titrek adımlarını. Kapının tam zıt yönüne doğru gerilemeye başladığını anladığında içinden 'Nereye gidiyorsun, aklını mı kaçırdın?! Kapı tam karşında ama sen yaklaşacağına uzaklaşıyorsun! Allah aşkına, aynalardan geçebileceğini mi sanıyorsun Yıldız! Filmler de bu sahnenin aynısını görünce 'nereye gidiyorsun salak, duvardan mı geçeceksin? Kapıya koşsana' diye akıl verirdin. Hadi bakalım kurtul nasıl kurtulacaksan!' dedi.
Dikkatle incelediği adamın dudakları kıvrılarak gülümseyince sesli düşündüğünü anlayan Yıldız utanıp başını öne eğdi. Okyanus gözlerin sahibi adam daha fazla yanaşıp önce saçlarını kokladı, ardından kulağına eğilip "Şimdilik benimsin Nejima, hiçbir yere gitmek yok" dedi.
Adam kusursuz bir Türkçe kullansa bile bir farklılık olduğunu korkularına ve hafif sarhoşluğuna rağmen anladı genç kız. Yine de şimdilik önceliği buradan kurtulmaktı değil mi? Bu yüzden adamın, zavallı küçük kalbini çelmeye yemin etmiş gözlerine bakarak "Bırak gideyim lütfen, korkuyorum" diye fısıldadı.
Genç adamın kalbi deli bir fırtınaya tutulmuş gibiydi sol yanında. Kızın sesini her işittiğinde daha da çırpınıyordu. Gözünü bile kırpmaya korkuyordu genç adam, bu yeşil elası gözlerin hayal olduğundan korkarak. Kızın ricasına bir yanıt vermesi gerektiğini anlaması az bir zamanını çaldığında ömründen, usul usul yanlara doğru kıvrıldı dudakları sade bir gülümsemeyle. "Olmaz ehber Nejima, dudaklarından zehir de olsa bade niyetine içmezsem, ölüm beni yanında alsın" diye ilk itirafını yaptı hem Nejmayına, hem kendi yüreğine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kum Kelepçe ( Kum Diyarı Aşkları-1/ Tamamlandı)
RomanceAnkara'nın kalabalığında başlayıp, Arap diyarının ıssız çöllerine mahkûm, deli bir sevda. İki kor yürek ve büyük bir acı. Dili ile değil ahireti ile seven bir adam, tutsaklığın da aşkı bulan güzel, mahzun bir peri. Kandırılarak, hükmü-aşka mahkum e...