En sevdiğim iki sanatçı Saam Lamjarred ve Elissa Muhakkak dinleyin derim
***
"Ben yitik bir karanlığına mahkumum, sen yeni bir aşka
Kalbimde ki yangınların adı Esved
Dilimde tükenmeyen beddualar sen!
Sen misin benden vazgeçen, yoksa aşk mı bizi terk eden?
(Yıldız bin Esved)
***
Nazım günlerdir peşinde koştuğu küçük meleği sonunda kandırmıştı ama ne uğruna az sonra acı bir deneyimle öğrenmek üzereydi. Denize karşı oturan kızın güzelliğini yanına yaklaşmadan izledi bir süre sessizce ve yeniden büyüsüne kapıldı. Ufacık bir kusur aradı ama galiba ya gözleri kör olmuş görmüyordu var olan kusurları, ya da kızın hiçbir kusuru yoktu.
"Denizden bir parça gibi duruyorsun, çok yaklaşma seni kendinden sanıp alıp gitmesin." Lanazir, bu tatlı sese kanmamak için haftalardır direnmişti ama tıpkı şimdi oldu gibi yine onun menziline girdiğini biliyordu.
"Nazim bey oyunu bırakin lütfen. Ne istiyorsun açık konuşun çünkü ben sizi reddetmekten çok yoruldum ama siz yorulmadınız."
"Senin uğruna yorulmam cennet meleği. Tek isteğim senin yanında olmak, tabii sende benimle olacaksın." Emir gibi gelen sözle gerilen genç kız ayaklandı ve çıkışa yöneldi hesabı ödeyerek. Aracına varmak üzereyken arkasında hissettiği adamla derin bir nefes aldı.
"Nazim bey emir almam ben, emir veririm. Ağabeyim bir sultan, diğer ağabeyim ülkemin en değerli komutanı, annem bir Esved. Bunlar sizin için önemsiz saylabilir ama benim ülkemde oldukça kıymetli rütbelerdir."
"Vaay bizim melek aslında prenses öyle mi? Öfkeliyken bile sesin yükselmiyor, işte sende en çok hoşuma giden bu sanırım." Lanazir, saçlarına dokunmak üzere kalkan eli tuttu ve tüm gücü ile ters çevirip adamın sırtını yere vurduktan sonra sol dizini Nazım'ın boğazına bastırdı.
"Prenses veya melek, ne didiğin önemli değil ama unutma ben bir Esved'im. Her ne kadar kavgadan hazzitmisem de bu dövüş bilmediğim anlamına gelmez Nazim bey. Benim ülkemde kadinlar kızlarını çocuk yaşta kadınlığı öğretirlerdi ama benim annem aksine, erkek olmayı öğretti ablam ve bana. Gerçi çokta zor değilmiş erkek olmak bu yüzden ellerinize hâkim olmanızı öneririm." Bu kız gizemlerle doluydu ve onu keşfetmek çok eğlenceli olacaktı kesinlikle. Üstelik kimseye geri vermeyecekti bu meleği. Tabii kendi bıkıncaya kadar, ondan sonra onu ağabeyi olacak aşağılık Mâlik'e göndermek keyifli olacaktı.
"Bir dahakine aklımda der, lades olmam melek ama çok güzelsin be! Hem de bende akıl bırakmayacak kadar." Lanazir ayağa kalkarken onun bakışlarındaki hayranlıkla gülümsedi ve ona elini uzattı, kalbini kaptıracağını bilerek. Olsun dedi genç kız kalbine 'Olsun akacaksan onun tatlı sözlerine ve gözlerinde ki bakışlara ak aşkımla birlikte, ey kalbim' dedi içten içe.
Bir sorun ağabeyi Ezrak, Nazım'dan hiç hoşlanmadığı gibi görüşmelerine de izin vermezdi emindi Lanazir.
"Ezrak'la dün sıkı bir kavga ettik haberin var mı bilmiyorum ama o da bir Esved olduğunu iyi kanıtladı melek. Kimdir bu Esvedler?" İşte kızın tamda dediği gibi ağabeyi ona bu aşkta izin vermezdi. Aralarında süregelen bu çekişmenin nedeni neydi bilmiyordu genç kız ama yine aptalca onun büyüsüne kapıldı.
Tüm gün Lanazir anlattı, Nazım sırf onun sesini duymak için sessizce dinledi. Hayır, Yiğit gibi, uğruna aklını kaçıracağı kadar deli bir aşk değildi onda başlayan yangın ama kız en güzel oyuncağı olacaktı, bundan emindi işte. Ve hayatında ikinci defa inanmak istedi hislerine. Her şeyiyle bu kızı kendisine ait kılması gerektiğini söylen kalbine 'Sakin ol, kısa bir süre sonra o bizim olacak' diye verdiği telkin daha da heyecan katmıştı yüreğine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kum Kelepçe ( Kum Diyarı Aşkları-1/ Tamamlandı)
RomanceAnkara'nın kalabalığında başlayıp, Arap diyarının ıssız çöllerine mahkûm, deli bir sevda. İki kor yürek ve büyük bir acı. Dili ile değil ahireti ile seven bir adam, tutsaklığın da aşkı bulan güzel, mahzun bir peri. Kandırılarak, hükmü-aşka mahkum e...