Medya=Elissa (Krahni)
Selaaammm! Valla bölüm erken bitti bekletmek istemedim sizi =)
İYİ OKUMALAR :)
********Kilitlerimin anahtarı, nefsimin en güzel zaferi.
Gönlümün şenliği, şiirli sevdam.
Çöllerimde ki yağmurum ve hatta kar yağdıranım.
Uzaklığı çöl ayazı, yakınlığı hârım.
İnatçı kadınım
Kıyamet-i surum.
Ve günahlarımın en temizi, tek sonum
Ey gönül kıblem, cennetten beni vazgeçirenim.
Gel kalbi kırığım, gel hanalı gelinim.
Sadece gel...
(Mâlik Bin Esved)
************
Mâlik aldığı karardan dolayı gerçek bir pişmanlığın pençesindeydi ama elinden gelen ne varsa sonuna kadar gidecek, nurdan bir damla olan kadını kaybetmeyecekti. Üstelik o bir Esved'di ve gerekirse gücünü kullanmalı ama asla Maya ile evlendirilip hayatını zehir etmelerine müsaade etmemeliydi.
Çünkü Maya ile evlenmesi demek gün ışığının olmadığı derin bir zindan demekti. Gün ışığı olmadan nefes bile alacak gücü olmadığına göre ilerde sevdiğini üzmemek için şimdi aşağılık bir oyun daha oynuyordu. Yine de sezgileri nasıl olduğuna aldırmadan Nejima'sının bebeklerini seveceğini biliyor, birazda buna güveniyordu.
Sevecekti, sevmeliydi karısı çocuklarını çünkü en günahsızdı doğacak olan oğulları ya da kızları...
*******
Genç kadın bir hafta önceki gece için Mâlik'e kızgındı hâlâ. Gerçekten kırılmıştı genç kadın çünkü uykusuna ne kadar düşkün olduğunu biliyordu ve bu zaafından faydalanmak için resmen plan yapmıştı alçak. Gerçi kendiside biliyordu ki bu kızgınlık çok uzun sürmeyecekti bu yüzden Adala'nın getirdiği ilacı içtikten sonra içi bir nebzede olsa rahatlamıştı.
Sonra bir anda bir başka düşünce sızıverdi. Şaşkınca eli karnına giderken "Ya hamileysem?" dedi kendi kendine ve sanki varlığını hissedebilirmiş gibi elini daha da bastırdı dümdüz karnına. Pişmanlık dört bir koldan sarmaladı yüreğini ve sıkıştırdı ruhunu. 'Ya aldığı ilaç bebeğe zarar verdiyse?' düşüncesi içini kemirdi. Birkaç gün ilacı almamaya kara verdi zira istemediği bir bebekte olsa zarar veremezdi ki kimseye. Aslında oda çok seviyordu bebekleri ama şimdi zamanı değildi ve bir türlü kocasının iler sürdüğü gerekçeleri kabullenemiyordu.
Mâlik aklında bin bir düşünce yatak odasına girdiğinde huzur çiçeğinin nerede olduğunu anlayamadı. Düşünceler artık boğazına atılmış bir ilmek misali boğuyordu genç adamı. Üstelik saçının tek teli için dünyayı yakacağı kadının bir haftadır aralarına koyduğu uzaklık vardı ki deliriyordu artık. Bu uzaklık ve Maya'yı zindandan çıkarması için yapılan yoğun baskılar bıktırmıştı genç adamı ama oradan çıkmasına asla izin vermeyecekti o küçük yılanın. Anlamalıydı Maya aptalı, hayatında Nejima'dan başka kimseye yer olmadığını. Rahatlamak için sıcak bir duş almaya karar verdi ve banyoya girdiğinde karısını görünce hiç sesini çıkarmadan gönül kıblesini izlemeye başladı.
Büyük küvetin içinde gözlerini kapamış başını geriye yaslamıştı kadını. Islandığı için koyu sarıya dönen saçlarında gösterişli kristal avizenin yansımaları raks ediyor ve bu da çekiciliğinin büyüsünü artırıyordu. Bir kez daha bu kadının doğru kadın olduğuna kanaat getirdi aşktan titreyen kalbi. Ne güzeldi onu ölümüne sevmek ve onun uğruna acı çekmek. Karanlık geceye çöktüğünde son gördüğü gönül kıblesi, güneş hasretini giderircesine ikinci sevgilisine acele ile ulaşıp aydınlığı getirdiğinde, sabah yıldızı oluyordu bu duru su damlası kadın. Onun yanında yağmura hasret kalmıyordu yüreği. Yavaşça ilerledi ve karısının yanına suya girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kum Kelepçe ( Kum Diyarı Aşkları-1/ Tamamlandı)
Roman d'amourAnkara'nın kalabalığında başlayıp, Arap diyarının ıssız çöllerine mahkûm, deli bir sevda. İki kor yürek ve büyük bir acı. Dili ile değil ahireti ile seven bir adam, tutsaklığın da aşkı bulan güzel, mahzun bir peri. Kandırılarak, hükmü-aşka mahkum e...