Songül : (Serkana bakarak) Allah sizi kahretsin, bu kız hiç mi mutlu olamıcak?
Güney de Serkan'a ters ters bakıp Songülle gider.
Eylül ağlayarak yurda gelir hemen yatağa yatar. 15dk içinde kızlar gelir. Cemre koşarak yanına gider Eylülün. Eylül uyuyor numarası yapar hemen.
Cemre : uyumadığını biliyorum Eylül
(Eylül ses vermez monolog devam eder...)
Cemre : Eylül senin uykun tavşan gibidir, hemen uyanırsın sen, uyumuyorsun numara yapıyorsun.... tamam peki sen konuşmayacaksan ben konuşacağım... bak ben Serkanla-
Eylül : kulağımın dibinde bağırmazsan.... yarın okul var erken kalkıcaz, uykum var
Cemre birşey diyemeden gider...
Eylül sabah kimseye çaktırmadan erkenden okula gider. Kızlarla, özellikle Cemreyle konuşacak hali yoktu, zaten hiç uyumamıştı....
Okula geldiğinde daha kimse gelmemişti. Eylül kendini test çözmeye verir, giren çıkanları farketmez bile. Songül gelir yanına...
Songül: hadi kardeşim gel biraz hava alalım...
Eylülü zorla dışarı çıkartır, bu sırada Eylüle evinden bahsediyordu, biraz kafası dağılır belki diye
Songül : ...... beyaz aldık biz de, gerçi Güney siyah dedi ama ben içimizi mi karartıcaz oğlum dedim. Geçen gün kiracı....... e yuh....
Bahçede gördüklerine pes der Songül
Kapıda Cemre ve Serkan konuşarak yürüyordu.
Cemre hararetle birşey anlatıyordu, Serkan da kızın kollarından tutup gözlerinin içine bakıyordu adeta, birşeyler söyledi, Cemre de sakinleşmişti...Songül, Eylüle baktı, pür dikkat onları izliyordu, elindeki meyvesuyu kutusu büzülmüş, suları dışarı fışkırıyordu. Songül elini tutup sakinleşmesini sağladı ve meyvesuyu kutusunu elinden aldı.
Derste durum farksızdı, kendini derse veremiyordu Eylül. Okul çıkışında Songül Eylülün yanına gelir
Songül : Eylül akşam bize gelmek ister misin? Kız kıza sohbet ederiz biraz. Hem sen de biraz yurttan uzaklaşmış olursun. Cemreyle çok gerginsiniz.
Eylül : olur Songül ama nasıl çıkıcam ki yurttan?
Songül : ben Feride hanımla konuşur hallederim.
Eylül : şimdi siz evlisiniz sonuçta, Güney'e ayıp olmasın?
Songül : ne ayıbı ya? Sen benim kardeşimsin, tabii ki benimle olacaksın. Hem Güney öyle bir insan değil, asla dert etmez.
Eylül : ne şanslısın. Güney senin yanında, hep elini tuttu, hiç bırakmadı, evlendi seninle. Kavuştun sevdiğin adama....
Songül : kardeşim üzülme. Noolur kardeşim yapma bunu kendine. Akşam bekliyorum, ister konuşur içini dökersin, ister susarsın...
Eylül akşamı yurtta geçirmeyeceği için biraz rahatlamıştı. Ama ömür boyu kaçamazdı ki....
Nazan hanım Güney'i arar.
Nazan : Alo Güney, senden birşey isteyecektim. Şimdi biliyosun yarın Serkanın doğum günü. Çok imkanım yok ama 18.yaş günü için Serkanla Defneye küçük bir parti düzenlemeyi düşünüyorum. Sizin çocuklar, kızlar falan sevdiklerini çağırırsın.
Güney : olur Nazan teyze de, benden sadece bunu mu istiyosun? Hazır bil.
Nazan : aslında birşey daha var. Ben yarın, akşama kadar çalışıcam. O yüzden bu geceden herşeyi halletmem lazım. Defneyi Aleynaya yolladım da Serkanı da göndermem lazım, evde hazırlık yapıcam. Serkanı da bir gecelik size davet etsen olur mu?
Güney : tamamdır Nazan teyze o bende.
Nazan : sağol oğlum, yarın okul çıkışı görüşürüz.
Aslında iyi de olmuştu. Geçen geceki saçmalıktan sonra Güney , Serkanla dertleşmek istiyordu. Güney de Serkanı eve çağırdı. Tabii ki akşam evde çıkacak curcunadan habersizdi...
Eylül annesine gider, ağlıyordu. Mesude korkmuştu, hemen içeri soktu kızını.
Mesude : nooldu kızım? Çok kötü görünüyorsun?
Eylül : bitti, kaybettim....
Mesude : korkutma beni kızım, kimi kaybettin? Ay yoksa arkadaşlarından biri mi?
Eylül : biri değil ikisini kaybettim...... en sevdiğim iki insanı kaybettim....
Mesude : (eli ağzında) kızım nasıl? Nasıl oldu? Anlat annene? Kaza falan mı oldu? Yoksaa.... yoksa vefat mı ettiler?
Eylül : kaybettim anne, yaşıyorlar, dibimdeler ama benim için öldüler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Kırık Gençlik Hikayesi (EySer 💔)
FanfictionSevdiği adam tarafından terkedilen yosun gözlü kız ve onu eskiden çok seven deniz gözlü oğlanın hikayesi...