Eylül içeri girdiğinde etraftaki süsleri, masadaki yemekleri ve arkadaşlarını görüp sevinir. Hepsine teşekkür eder. Caner elini hala bırakmamıştı, Eylül de durumdan memnundu....
Eylül : ya neden zahmet ettiniz?
Güney : kızım bu sadece senin için değil, ayrıca benim sevgili karımla evlenişimi kutlayacağımız parti
Songül : Güney...
Güney : tamam tamam
Serkan, Canerle Eylülün el ele tutuştuğunu gördü? Ne yani çıkıyolar mı? Daha sabah, kardeşi olduğunu iddia eden çocuk şimdi Eylülle mi beraberdi? Neden bilmiyordu ama daha birkaç gün önce, ilk gördüğü gün kıskanırken şuan kıskanmıyordu. İşte o dakika, artık kesin bir karar vermiş olduğunu anladı...
Hep beraber sofraya oturdular. Kimse Eylülün bu kadar mutlu olmasını beklemiyordu.
Songül : kardeşim, seni bu kadar mutlu görmemiştim uzun zamandır
Eylül : Caner de aynısını dedi biliyor musun? Evef mutluyum Songül
Kader : sonunda be, mutluluğu hakediyorsun kardeşim
Eylül : o pislik hapse girdi sonunda, bıraktığı hasarı da zamanla atlatıcam
Caner : atlatıcaz...
Eylülle Caner bakışır...
Kızlar bu imaları ve bakışmaları farkeder. Songülle Kader bakışır....
Eylül : Songül, biz de böyler zırt pırt geliyoruz, kendinize vakit ayıramadınız bir türlü
Songül : kızım noolucak, siz benim kardeşlerimsiniz, tabii ki geliceksiniz... Dimi Güney?
Güney : yanii bu kadar sık olmasa iyi, sonuçta yeni evli çiftiz...
Songül : Güneyyyy
Güney : tamam tamam sustum. Tabii ki gelebilirsiniz...
Songül : aferin
Herkes güler
Caner bir yandan Serkanı kesiyordu. Birşey söyleyecek ama söyleyemiyor gibiydi...
Meral : sonunda kavgasız gürültüsüz bir masada oturabildik...
Kader : Meral...
Serkan : kız haklı... son zamanlar çok zor şeyler yaşadık ama sonunda herşeyi çözdüğümüze seviniyorum
Eylül : ben de öyle. Geç olacağına erkenden farkettik...
Serkan : neyi?
Eylül : bi ilişkiyi ayakta tutmak için aşkın yeterli olmadığını... yeterince güvenemediğimizi ve yeterince sevemediğimizi...
Masada derin bi sessizlik olur, herkes yemek yemeyi kesmişti.
Eylül haklıydı... evet, bir zamanlar onu sevdi, hem de çok, aşıktı ona, gözlerinin içine bakarken başka dünyalara dalıyordu, Eylül onun için huzurdu, mutluluktu, gelecekti... ama o Eylüle hiç güvenmedi, hep suçladı ve hep yanıldığını gördü...haklıydı... karşılıklı güven olmayınca, bir ilişki yürümüyordu...
Serkan : evet, haklısın. Annem de derdi hep, gelip geçici bir heves diye...
Değildi, Eylül gelip geçici bir heves değildi. Serkan için Eylül ulaşılması zor bir kızdı ilk başlarda. Ama güvenini kazandı, kalbini verdi bu kıza... Kavgalar da ettiler, birbirlerinin kollarında da ağladılar. Ama o hiç Eylülün ondan başkasını sevebileceğini düşünmedi... Ama olmuştu, Eylülü kaybetmişti hem de çok üzerek... Bir zamanlar evlilik hayali kurduğu kız, şimdi başkasına sevgiyle bakıyordu, hem de varlığını yeni öğrendiği abisine...
Kader : ahh Meral ahh (sessizce)
Eylül : çabuk geçmiş, sevindim...
Serkan, Eylülün gözünde bir kahraman gibiydi ya da Güney'in dediği gibi bir şövalye... En zor zamanda yanında olan, yaralarını saran, baba gibi koruyan, evlilik hayalleri kurduğu adam... ama darmadağın olmuş ilişkilerinin sorumlusu oydu... bundan sonra olur da bir gün Serkan geri dönmek istese de, Eylülün buna cesareti yoktu, Serkanın aşkına güveni kalmamıştı...
Cemre Serkana bakar...
Cemre : tamam arkadaşlar, şuan burda çok gergin bir elektrik oldu...
Eylül : neyse... Songül yemekler çok güzel olmuş
Songül : afiyet olsun kardeşim
Güney : benim karım yapar da güzel olmaz mı?
Songül : zevzeklik yapma Güney
Herkes gülüşür, arada Caner Eylüle bakıyordu...
1 hafta sonra
DNA testi sonuçları açıklanacaktı. Defne Serkan ve Caner hastanedeydi.
Hemşire sonuçları Defne ve Serkana ayrı ayrı verdi.
Defne şaşkın, Serkansa rahattı...Caner : ben size dedim dimi?
Serkan : kandırmışsın işte kardeşin falan değilim...
Defne : NE?
Defne Serkanın elindeki kağıdı alıp inceler...
Defne : ama nasıl olur?
Serkan : ne nasıl olur? Kardeşimiz değil işte
Defne : benim abim Caner, ama senin değil...
Serkan : ne diyosun sen ya?
Caner : siz ikiz değil miydiniz?
Serkan : ikiziz tabii ki
Defne : değiliz... baksana sonuç bunu söylüyor, benim bir kardeşim varmış o da Caner... Serkan biz ikiz değilmişiz.... o kadın, Nazan, bizden bunu da saklamış işte...
Serkan : olmaz, böyle bir şey olamaz Defne...
Defne : olmuş işte... küçükken Cemrenin kuzeni Berk, hep dalga geçerdi hatırlar mısın? Hiçbir zevkimiz uymuyordu diye... Hep Cemreyle anlaşırdın sen...
Serkan sinirle uzaklaşır ordan, evine gider annesine hesap sormaya....
Nazan : Ne? Oğlum imkansız, siz ikizsiniz.
Serkan : değiliz işte anne değiliz? Ben kimim he? Annem de babam da belli değil... Ailemden var olduğunu bildiğim bi Defne vardı, o da kardeşim değilmiş....
Nazan : yapma annecim, noolur...
Serkan : bırak ya...
Serkan babasının eşyalarının olduğu odaya gider.
Serkan: bakalım benden sakladığınız daha neler var... (söylenir)
Eşyaları karıştırır. Dakikalar sonra DNA testi yazan bir zarf bulur... Açmaya korkuyordu, kim bilir ne yazıyordu...
Serkan zarfı açtı ve şoka uğradı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Kırık Gençlik Hikayesi (EySer 💔)
Hayran KurguSevdiği adam tarafından terkedilen yosun gözlü kız ve onu eskiden çok seven deniz gözlü oğlanın hikayesi...