70.Bölüm - Tokat

640 50 15
                                    

Serkan önce Cemrenin yanına uğrar. Cemre onu görünce şaşırmıştı..

Serkan : biraz konuşalım mı Cemre?

Cemre : tamam

Başbaşa kalabilecekleri bir yere giderler...

Serkan : evet anlat herşeyi

Cemre : nasıl başlasam bilmiyorum...

Serkan : anlat işte Cemre! Zorla mı evleniyorsun? Tecavüz mü etti sana? Anlat bileyim. Bunu ilk senden duymak istiyorum

Cemre : bağırma Serkan. İkimiz de sarhoştuk. O günden bir hafta sonra Caner bana evlilik teklifi etti, ama hiçbirşey aceleye gelmeyecekti. Sonra bebek ortaya çıkınca mecburen işleri hızlandırdık. Oldu mu?

Serkan : Cemre bak sen benim yıllardır dibimde olan ama varlığını sonradan öğrendiğim kardeşimsin. Önemsiyorum seni tamam mı? Ama bana doğruyu söyle. Saklama benden hiçbir şeyi. O çocuk sana birşey yaptıysa, herhangi birşey için zorladıysa bana söyle. Sen hiçbirşey için zorunda değilsin tamam mı?

Cemre : kimse birşey için zorlamadı, bunu sana da Eylül'e de anlatamadım bir türlü. Kız benim derdime benden çok üzüldü, söylediğime bin pişman oldum.

Serkan : neyse, ben söyleyeceğimi söyledim.

Serkan son sözünü söyledikten sonra ayaklanıp gidiyordu ki Cemre seslenir

Cemre : Serkan... dayı oluyorsun, yüzüme bakmayacak mısın?

Serkan dayı kelimesini duyunca bir an duraksar. Sevinmişti içten içe, ama böyle olacağını tahmin etmemişti... Cemreye dönmeden gider...

Canerin yanına uğrayacaktı ki yolda onunla karşılaşır.

Caner : ben de sana geliyordum

Serkan : ne tesadüf, ben de sana

Caner : bak Serkan, işler düşündüğün gibi değil. Herşey ikimizin kontrolü dışında oldu. Zaten ne olursa olsun ben Cemreyi çok seviyorum, öyle düşündüğün gibi bir insan değilim ben, zaten evleneceğim insan oydu, biz sadece gelişen olaylardan dolayı nikahı erkene almak durumunda kaldık

Serkan : bak o bana ailemden tek insan anlıyor musun? Geçen yıla kadar bunu bilmiyordum bile, ama artık biliyorum, Cemre benim kardeşim. Eğer onu birşey için zorluyorsan ve o bunu bize anlatamıyorsa işte o zaman karşında bu kadar sakin duran bir Serkan bulamazsın. Onu üzmeyeceksin. Ne istiyorsa o olucak tamam mı?

Caner : merak etme. Ben gerçekten öyle bir insan değilim. Cemre de bilir, hadi bize inanmıyorsan Eylülü dinlersin, o da benim nasıl bir insan olduğumu bilir. Ona sor...

Serkan : Size inanmıyorum. Anca zamanla inanabilirim.

Serkan Caner'in yanından ayrılıp dışarıda dolaşır geceye kadar, eve gitmek için Eylülün uyumusanı beklemişti, biraz da içmiştid. Eylülü uyku tutmamıştı, Serkanın geldiğini duyunca uyuyor numarası yapar. Serkan koltukta uyuyan Eylüle bakar...

Serkan : Eylül, Eylül kalk

Eylül : efendim

Serkan : uyuyakalmışsın herhalde, hadi git yatağına yat

Eylül : Sen ?

Serkan : benim işim var. Sonra yatarım

Eylül mecbur içeri gider uyumaya. Serkan biriyle telefonda konuşuyordu, konuşmalardan bunun Cemre olduğunu anlar...

Serkan : .....ben onunla da konuştum, sen hiç merak etme......

Eylül dayanamaz Serkanın yanına gider...

Serkan : uyumadın mı sen?

Eylül : Cemreyle mi konuşuyodun? Bak ona çok yüklenme tamam mı? Olan olmuş, yine de kardeşin o senin

Serkan : Eylül sen bu işe karışma. Konuşmak istemiyorum, konuşunca kalbini kırmaktan korkuyorum. Hadi git yat sen. Ben ilgileniyorum bu meseleyle

Eylül : karışma mı? Serkan biri kardeşim dediğim insan, biri de çok sevdiğim arkadaşım

Serkan : çok sevdiğin arkadaşın demek... e ona gitseydin Eylül. Ben olmasam zaten onun kollarındaydın

Eylül, Serkana sert bi tokat atar.

Eylül : seninle konuşmakla hata etmişim. Aile meselene ve çok sevdiğin kardeşine karışmıcan bundan sonra.

Songülle Güney de aynı şekilde mesafeliydi birbirlerine...

Serkan gece vakti kapı önüne çıkıp oturdu. Eylülün üstüne fazla mı gidiyordu? Son söylediği biraz ağır olmuştu galiba. Ama onun arkasından iş çevirmiş olması hoşuna gitmemişti...

Songülü uyku tutmuştu, gece gece dışarı çıktı, istemsizce kendini Eylüllerin evinin önünden geçerken buldu, o sırada Serkanı görüp yanına gitti.

Songül : sen naapıyosun ya?!

Serkan : nooluyo Songül?

Songül : Eylülün halini görmüyo musun? Neden yapıyosun bunu ona?

Serkan : Songül sen bu meseleye karışma!

Songül : karışırım, kardeşimi böyle üzmene izin veremem. Kız perişan oldu. Boşanmak istemek de neyin nesi? Kız hamile, senin çocuğunu taşıyo, seni seviyo. Bu yaptığın saçmalık

Serkan : arkamdan iş çevirdi diye sinirlenmem mi saçmalık Songül? Ben onu sinirle söyledim, ona konuşmayalım, seni kırmak istemiyorum dedim ama o zorladı beni...

Songül : saçmalıyosun. Hiç geçmişi düşünmüyo musun? Ulan, o kız senin ne saçmalıklarını affetti, sana her defasında güvendi, sen onun güvenini boşa çıkarsan bile güvendi. Şimdi böyle ufak bir mesele için onun kalbini kırıyorsun. Neymiş arkasından iş çevirmiş... Eylül senin arkadan iş falan çevirmedi tamam mı? Bu Cemrenin anlatması gereken bir meseleydi, Eylülün değil. O senin tüm o saçmalıklarını affetmişken senin böyle birşey için tavır alman, üstüne boşanmak istemen düpedüz aptallık. Kendine gel Serkan !

Songülün lafları Serkana bir tokat gibi vurmuştu resmen.. Aklını başına getirmişti adeta. Bir an ben naaptım düşüncesi geçti aklından.. boşu boşuna üzmüştü onu..

Sabah kalktığında Serkanı bulamayan Eylül banyoda Serkanın çıkardığı yüzüğü görür. Sonra dünkü konuşmaları gelir aklına. Songülü arar...

Eylül : Songül, avukatım olur musun?

Bir Kırık Gençlik Hikayesi (EySer 💔)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin