35.Bölüm - Ağızdan Kaçan

790 53 9
                                    

Flashback

Eylül : beğenmedin dimi? Alışkın değilsin böyle yerlere..

Serkan : yoo beğendim. Yanımda sen ol da gerisinin pek bi önemi yok...

Flashback sonu

Caner : Eylül orası gerçekten kötü, yeniden düşün

Eylül : tamam, düşünücem

Caner : başka bir yolu bulunur, illaki kalıcak bir yer bulursun Eylül... Serkan seni evinde istemiyor mu ki bu kadar acele ediyorsun?

Eylül : hayır ama...

Caner : haa.. laf söz olur tabii

Eylül : ben neler yaşadım, söylenen şeylere mi bakıcam Caner?

Caner : orası öyle ama...

Eylül : sadece ona yük olmak istemiyorum, iki büklüm kanepede yatıyor...

Caner : kanepe çok da kötü değil aslında

Eylül : evet..o evdeyken hava buz gibiydi, ve o yerde yatmıştı...

Caner, Eylül her Serkandan bahsettiğinde üzüntüye boğuluyordu, onu her övdüğünde kendini kötü hissediyordu... ne kadar kaptırmak istemese de kendini kaptırmıştı Eylüle... gitme vaktinin yaklaştığını hissediyordu artık....

Eylülle Caner vedalaşıp ayrılırlar, Eylül de eve gider ama kapıyı açan olmaz. Serkanı arar, Serkan da parkta olduklarını söyler...

Eylül parka geldiğinde gördüğü manzara karşısında gülmesini engelleyemez. Tahterevallinin bir ucunda Büşra, diğer ucunda kucağında Metinle Serkan... Serkan, Büşra ve Metinden daha mutlu görünüyordu...

Serkan : komik mi? (Gülerek)

Eylül : fazlasıyla

Serkan : seni de eğlendirdiğimize göre görev tamamlandı...

Eylül sadece gülümser.

Serkan : dondurma isteyen?

Büşra: ben

Serkan : Eylül sen?

Eylül : olur...

Parkın yanındaki dondurmacıya doğru yürürler...

Serkan : Büşra, neli istiyorsun söyle bakalım.

Büşra: Çilekli bir de limonlu

Eylül : Metine hiç alma, sabah öksürüp duruyodu

Serkan : tamam. Abi sen bize bi çilek limon, iki tane de vanilya çikolatalı verir misin?

Eylül : unutmamışsın

Serkan : unutmam tabii ki

Dondurmalarını alıp yürürler...

Eve geldiklerinde Büşra acıkmıştı.

Serkan : bugün ne yemek istersiniz? Gerçi çok birşey yapamıyorum ama...

Eylül : gerek yok, ben dün yapmıştım birşeyler ısıtırım şimdi

Serkan :tamam, ben de sana yardım edeyim istersen.

Eylül : ben hallederim

Yemekler yenir, Büşrayla Metin oynuyolardı.

Serkan : buldun mu istediğin gibi bir ev?

Eylül güler

Serkan : komik bir şey mi dedim?

Eylül : hayır... yani komik olan benim aklıma gelen. Bütçeme uyan tek ev neresi biliyor musun?

Serkan soran gözlerle bakar

Eylül : geçen sene seninle tuttuğumuz ev...

Serkan : Eylül... orası cidden kötüydü

Eylül : evet (gülerek)

Serkan : Eylül başka bir yer bak... orada iki güne hasta olursunuz, rutubetten...

Eylül : başka da ev yok işte, yani var da karşılayamam

Serkan : burası var Eylül...

Eylül : her gece kanepe tepesinde mi uyuyacaksın?

Serkan : sen iyi ol, yanımda ol da, kanepede uyusam noolur...

Eylül biraz düşünür... aslında burada rahattı, hem o olmadığında kardeşlerinin başında durabilecek biri de olmuş olurdu. Nereye giderse gitsin özellikle geceleri korkuyla oturacaktı, Serkan olduğunda öyle olmazdı...

Eylül : peki... ama şartlarım var

Serkan : ne şartı?

Eylül : kirayı bölüşücez.

Serkan : Eylül böyle birşeye gerek yok

Eylül : sen kirayı kabul etmezsen ben de evin tüm fatura ve mutfak harcamalarını öderim, yani kurtuluşun yok...

Serkan güler...

Eylül : gülme Serkan ciddiyim. Senin paranla burda bedava yaşayacak değilim...

Serkan "senin paran" lafına bozulur...

Flashback

Serkan : burada 90 lira var, al çantana koy

Eylül: niye hepsini ben alıyorum?

Serkan : bunlar senin Eylül, ben yardım ettim sadece...

Eylül : Serkan, artık senin de paraya ihtiyacın var. Bunları beraber sattık, bölüşücez, senin benim yok..

Flashback sonu

Eylül : hiç suratını asma Serkan, şartım bu, kabul ediyorsan... ha bir de..

Serkan : daha ne şartın var bakalım?

Eylül : şu kanepeyi değiştiricez, çekyat alıcaz buraya..

Serkan : neden?

Eylül : madem kendini feda edip burda yatmayı kabul ettin, belini ağrıtmana göz yumamam. En azından rahat bir yerde yat

Serkan : sen beni mi düşünüyorsun?

Eylül : sen beni düşünüp, evini bize açmadın mı?

Serkan : evet ama ben bunu seni sevdiğim için yaptım..

Eylül : e ben de seni seviyorum Serkan...

Eyvah... ne demişti?? Ağzından ne çıkmıştı öyle?? Off şimdi nasıl açıklayacaktı bunu?

Serkan şok olmuştu... seni seviyorum mu demişti?? Serkan hala idrak edememişti

Eylül : yani ben şey... yani seni düşünüyorum tabii ki

Serkan : anladım tamam... anlaştık

Biraz sessizce otururlar...

Serkan : Eylül birşey sorucam

Eylül : efendim

Serkan : hani az önce seni seviyorum dedin ya... bunu lafın gelişi mi söyledin, yoksa gerçekten hissettiğini mi söyledin? Ben senin hayatında neredeyim?

Eylül gelen soruyla şok olur, unuttuğunu sanmıştı, oysa sessizce oturduklarında o bunu düşünmüş.... ne cevap vereceğini bilemedi Eylül...

Bir Kırık Gençlik Hikayesi (EySer 💔)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin