Eylül, Songüller'den çıkıp eve gelir. Arkasından da Serkan gelir.
Eylül : tahmin ettiğimiz gibi olmuş, Songül yaşadıklarından dolayı bize sevinememiş
Serkan : iyi de bu senin suçun değil ki canım, sonuçta bilmiyorduk
Eylül : neyse biz Songülle konuşup halletik
Serkan : sorunun çözülmesine sevindim
Serkanın telefonu çalar. Kimin aradığına bakıp içeri konuşmaya gider. Eylül şaşırmıştı, Serkan asla böyle yapmazdı, kim olursa olsun yanında konuşurdu. Eylül gidip dinlemek istedi, sonra ayıp olacağını ve eğer bir nedeni olmasa Serkanın içeride konuşmayacağını düşünüp vazgeçer. Ama Serkanın güldüğünü duyunca en sonunda dayanamayıp gizliden dinler.
'......aynen aynen, kırmızı güller olmazsa olmazımız zaten, sen bunu benden daha iyi bilirsin zaten....tamam o zaman detaylar için yarın konuşalım. Aynı yerde dimi? ...... tamamdır Arzu, yarın görüşürüz o zaman, iyi akşamlar...'
Arzu?? Serkanın akşam akşam konuştuğu bu Arzu da kimdi? Eylül konuşmanın bittiğini anlayınca hemen salona geri dönmek istedi ama Serkan onu farketti. Biraz bozulmuştu, Eylülün duyduğundan endişe etmiş gibiydi.
Serkan : nooldu canım? birşey mi istedin?
Eylül : yoo ne isteyeyim.. (sert bir şekilde)
Serkan : bilmem, senin moralin mi bozuk?
Eylül : hayır. neyse ben içerideyim.
Serkan içinden acaba duymuş olabilir mi diye geçirdi. Eğer Eylül konuşmaları duyduysa herşey bozulurdu...
Gece yatarlar ama Eylülü uyku tutmaz. Serkan uyuyordu, Eylül dayanamayıp sessizce Serkanın telefonunu alır. Sonra naapıyorum ben diyip vazgeçer. Ama içi içini yiyordu, o kadın kimdi öğrenmeliydi. Sonra Serkan öyle bir insan değil, beni aldatmaz, üstelik ben hamileyken beni aldatmaz dedi. Yine de dayanamadı, hemen arama kayıtlarına baktı, Arzu denilen kadınla defalarca konuşmuştu. Eylül, anneme mi benziyorum?, Serkan bana bunu yapmaz diyorum ama yapıyor olabilir mi? diye düşünmeden edemedi...
Sabah Eylül uykusuzdu bu yüzden çok yorgun ve solgun görünüyordu, Serkan da bunu farketmişti.
Serkan : canım iyi misin? çok solgun görünüyorsun
Eylül : sen bana bakımsız ve çirkinsin mi demeye çalışıyorsun Serkan? Pardon da ben hamileyim, yorulmam normal, ayrıca kendime bakmaya da çalışıyorum elimden geldikçe..
Serkan : Eylül sen ne diyorsun Allah aşkına? Sana çirkinsin mi dedim ben şimdi?
Eylül : bari bi de açık açık söyleseydin...
Serkan : Eylül sen iyi misin?
Eylül : iyiyim tabii ki iyiyim, iyi olmamak için bir sebebim yok ki benim.
Serkan : peki öyle olsun bakalım. benim bugün ufak bir işim var, ama sonra seninle istediğini yapabiliriz
Eylül : ne işi bu haftasonu?
Serkan : h-hiç.. yani şu yeni başladığım işle alakalı. daha yeniyim ya, birkaç ufak birşey var, halledip gelicem
Eylül : tamam
Serkan hazırlanıp çıkar. Eylül de hemen arkasından çıkar, Serkanın nereye gittiğini merak ediyordu. Serkan bi otelin önünde indi. Eylül ona görünmeden takip etti, bir kenardan izledi. Serkan lobide beklerken bir kadın geldi yanına, zayıf, esmer, full makyaj ve mini elbisesi vardı. Kadın ona ileriyi gösterdi ve beraber o tarafa doğru gittiler. Eylül olanları görünce beyninden vurulmuşa döndü. Serkan onu aldatıyordu...
Songül, Güney iş görüşmesine gittiğinde hemen arkasından doktora gitti, test sonuçlarıyla ilgili görüşecekti.
Doktor : Songül hanım, sonuçlarınız geldi. Düşüğün sebebinin şekerden kaynaklandığını düşünüyorum. Şekerin çok yüksek. Öncelikle bunu kontrol altına almamız gerek.
Songül : tamam, ne gerekiyorsa yapalım.
Doktor tedavisini ve tedavi sürecini Songüle anlatır. Bundan Güneye bahsetmeme kararı aldı, aslında kimseye bahsetmeyecekti. Acaba Eylül, onun yeniden çocuk sahibi olmak istediğini biliyor muydu? Bunu Eylüle soramazdı, ama sormadan da nasıl öğrenebilirdi ki?
Songül gerekli testleri yaptırıp ilaçlarını aldıktan sonra eve döndü. Kapının önünde bekleyen Eylülü görünce şaşırdı, hemen yanına gitti.
Songül : nooldu kardeşim?
Eylül kafasını kaldırdı, ağlıyordu. Songülün boynuna atladı.
Songül : korkutma beni Eylül nooldu? gel içeri geçelim bana anlat herşeyi
İçeri geçerler. Eylül hala ağlıyordu
Eylül : Serkan...
Songül : nooldu Serkana?
Eylül : aldattı Songül... Serkan beni aldatıyor
Songül : ne?? Eylül mümkün değil, Serkan bunu asla yapmaz.
Eylül : yaptı işte Songül, yaptı, yapıyor..
Songül : Eylül bak, bence herşeyi yanlış anladın. Serkanın zamanında çok yanlışları oldu ama o böyle bir insan değil, o seni asla aldatmaz, neler yaşadınız ama senden vazgeçmedi asla. Aylarca peşinden koşturdun çocuğu
Flashback/ 3 yıl öncesi
Serkanla Eylülün ortak dersi Fizik 1. Servis dersi olduğu için ve yoklama zorunluluğu olduğundan, sınıf tıklım tıklım, fazla yer kalmamış. Eylül sınıfa sonradan giriyor, ama önlerde yer kalmamış, en arkalarda birkaç yer var gibi. O sırada ön sıradan bir kız kalkıp yer değiştiriyor, Eylül de oraya geçecekken bir arkasındaki Serkanı farkediyor. Serkanla selamlaşıp boş yere oturuyor.
Eylülün en kötü dersi fizik, asla anlamıyor, derste dalgın bu yüzden, morali bozuk ve birşey anlamıyor. Serkanınsa en iyi derslerinden biri bu, çok da seviyor o yüzden büyük bir ilgiyle dinliyor.
Eylül dalgın dalgın kıpırdanıp durduğunda Serkan onu farkediyor. Öne doğru eğilip sessizce Eylülle konuşuyor
Serkan : sıkıldın dimi?
Eylül arkasını dönüyor
Eylül : evet
Serkan : sıkıldın çünkü anlamıyorsun. anlasaydın severdin, ama oldum olası senin en kötü dersin fizikti..
Eylül sessiz kalır. Buna dikkat mi etmişti?
Eylül : yanlış biliyorsun, ben dersi seviyorum
Serkan : seni tanıyorum Eylül, sevmiyorsun.
Eylül : senin de en sevdiğin ders bu, benimle uğraşacağına dinlesene
Serkan güler. Ve dersi dinlemeye devam eder. Ders çıkışı Eylüle ders çalışmayı teklif eder ama Eylül kabul etmez.
Flashback sonu
Eylül : demek ki bıkmış artık...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Kırık Gençlik Hikayesi (EySer 💔)
Hayran KurguSevdiği adam tarafından terkedilen yosun gözlü kız ve onu eskiden çok seven deniz gözlü oğlanın hikayesi...