36.Bölüm - Sürpriz

766 47 12
                                    

Eylül kalakaldı...
Evet seviyorum dese olmaz, sevmiyorum dese hiç olmaz... ne yapacağını şaşırdı...

Serkan : bu kadar mı zor cevap vermek...

Eylül : Serkan... yani... ben seni seviyorum... ama

Serkan : ama...

Eylül : ama sen benim sana duyduğum o sarsılmaz güveni kırdın... hani annem hep derdi ya Kemalim Yapmaz diye... ben de öyle derdim... bana kendi ağzınla değil de bir başkası söylemiş olsaydı Serkan yapmaz derdim... ama sen söyledin, kendi ağzınla söyledin, ve terkettin beni...

Serkan : ama karışıktım Eylül... söyledim...bak şuan iğrenç gelicek biliyorum ama ben Cemreye sadece yakınlık duydum, beni çekiyordu, ama asla aşık olmadım Eylül...

Eylül : tamam tamam bunları anlatmana gerek yok..
Evet o kişinin Cemre olması beni biraz daha fazla üzdü ama olay beni bir başkasından hoşlandığını söyleyerek terketmiş olman... ben şimdi senin aşkına nasıl inanayım Serkan? Hı? Nasıl sana aşığım diyeyim?

Serkan bakıp kalır, hiçbirşey diyemez... çünkü Eylül haklıydı..

Serkan : Eylül... yaşattıklarım için özür dilerim... ne desen haklısın...evet hata yapıp terkettim, başka birinden hoşlandım-hoşlandığımı sandım  ama bil ki senden başka kimseye aşık olmadım ben..

Eylül sadece dinler, hiç cevap vermez...

Eylül : ben Metini uyutayım.

İçeri gittiğinde biraz düşünür, evet Serkan o bildiği Serkandı ama bir daha bunu yaşar mıydı? Yaşarsa artık bunu kaldıramazdı...biraz zaman vericekti...

Serkanla Cemre telefonla konuşur..

Serkan : hiçbirşey diyemedi Cemre... seni seviyorum diyemedi bana.. sana güvenmediğini söyledi... ben naaptım Cemre? Nasıl böyle bir insana dönüştüm ben?

Cemre : Serkan kendini suçlama, böyle olsun istemezdin.. bak Eylül senin yanında kalıyorsa, seninle konuşuyorsa zaten sana doğru bir adım atmış demektir. Bekle... biraz daha sabır...

Ertesi gün

Eylül kahvaltıdan sonra Metini Feride hanımların evine götürür, Metini son bir kez öpüp Toprak hocaya verdi...

Eylül işe gitti, Serkansa evde Büşrayla oturuyordu.
Serkan Eylüle bir sürpriz yapmak istiyordu ama ne yapacağına karar veremiyordu...
En sonunda güzel bir yemek hazırlamaya karar verdi, Büşra akşam Nazan ile olacaktı, Serkan da Eylülle yalnız kalacaktı...

Serkan internetten bulduğu sos tarifini uygulamaya başladı, makarna yapacaktı. Yanına da ızgara tavuk yapıcaktı...

Serkan Büşrayı annesinin olduğu apartmana bırakıp gittiğinden emin olana kadar bekledikten sonra bir milyoncuya girer. Sevimli bulduğu bir oyuncak ayıyı alır.

Eylülün dönme vaktine kadar Serkan sofrayı hazır eder. Aldığı oyuncak ayıyı da üzerindeki notla beraber sofranın baş köşesine koyar. Kapı çalar, Serkan hemen kapıyı açar ve açar açmaz ne olduğunu farkedemeden yüzünde bir el hisseder, saniyeler sonra da bayılır...

Serkan kendine geldiğinde depo gibi bir yerdeydi, anlayamadı...
Karşısında bi eli alçıda olan Kemali görünce şok olur, ne yapacağını şaşırır , Kemalin sağlam elinde bir silah vardı ve ona doğru tutuyordu.

Kemal : Günaydın uykucu... amma da uyudun... bu adam seni sabırla bekledi, sırf öldüğünü anla diye... uykuda öldürmeyi sevmez bu adam hihihihihi

Serkan : pislik... öldür hadi öldür

Kemal : yook öyle hemen değil... konuşalım bakalım sarı... Eylülümü kirlettin attın zaten...

Serkan : düzgün konuş

Kemal : cık cık cık... sözünün bölünmesini sevmez bu adam...bak şimdi, seninle bir anlaşma yapıcaz... şimdi ben bu peşimdeki polislerden çok sıkıldım. Benim tek derdim Eylül... getir onu bana, sen rahat ben rahat...

Serkan : asla pislik herif... asla

Kemal : Eylülü değil de o kızıl kafayı elimden alırken böyle demiyordun...

Serkan : sus sus...

Kemal : ben söyleyeceğimi söyledim... benim kaybedecek birşey yok oğlum... arkamdaki cesetlere birini daha eklesem noolur ki? Yakalanırsam her türlü giricem yine hapse, seni öldürmüşüm, öldürmemişim farketmez yani aslanım, o yüzden ayağını denk al

Serkan : pislik...

Kemal : eee yeter. Bu adam meşgul bir insan, bu değerli vaktini seninle harcayamaz. Ama onca yılın ve Nazan hanımın hatırına sana bir kez daha teklif ediyorum. Ya Eylül ya canın?

Serkan : Eylülü sana asla vermem, onu asla sana teslim etmem...

Kemal : o zaman...

Serkan Kemalin üstüne yürür, bir süre boğuşurlar ve bam 💥

Eylül eve geldiğinde kapının aralık olduğunu farkeder, içeri girdiğinde de hazırlanmış bir sofra görür, sofranın üstünde bi oyuncak ayı vardı, ayının kucağında bir not vardı, notu eline alır

" bu çocuk aynı bunun gibi bir ayılık yaptı, seni terketti ama o çok pişman... ve sana istediğin kadar zamanı verecek..."

Eylül güler...

Eylül : zamanlar bizim olsun... sana ikinci bir şans veriyorum...

Ses gelmeyince şaşırır, oysa Serkanın içeride olduğunu düşünmüştü ama yoktu...
Telefonla aradı, açan Serkan değildi...

Kemal : özledin mi Kemal abini...

Eylül elindeki notu düşürür...

Bir Kırık Gençlik Hikayesi (EySer 💔)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin