16.Bölüm - Kahroluş

1K 60 16
                                    

Serkan Cemreyi alarak uzaklaştı ordan, ağlıyordu, Eylülü bırakmıştı orada.
Ama ne olursa olsun kurtarmalıydı onu, aynısını yaşamamalıydı...

Eylül Kemalin elinde kalmıştı, Kemal üstüne geliyordu, bitmişti, herşey bitmişti... Serkan da seçimini yapmıştı, kararını vermişti artık, onu seviyordu...

Kemal, Eylüle saldırmaya başladı....

Serkanla Cemre taksi durağına geldi. Önce Cemre bindi ve Koşuyolu kız yurduna gideceklerini söyledi. Serkan da binecek gibi yaptı ama binmedi, kapıyı kapatıp adama gitmesini söyledi. Cemre ne olduğunu anlamamıştı.

Serkan : benim Eylülü kurtarmam lazım. Sakın polise haber verme, yoksa Eylülü göremeyebiliriz. Sen git

Cemre : olmaz Serkan seni bırakmam, ya sana birşey olursa?

Serkan : olmayacak merak etme, hadi vakit kaybettirme bana, git. Abi sen de bu kızı yurda bırakmadan sakın dönmesine izin verme tamam mı?

Ve Serkan Kemalle Eylülün olduğu kulübüye geri döner.

Bağırışlar geliyordu, ağlama sesi miydi o?
Serkan koştu...

Kemal : kız, naz yapma bana, bak o sarı çiyan da seni bırakıp gitti, seni benim gibi kimse sevemez kız...

Eylül sessiz kalmıştı ama içinde fırtınalar kopuyordu...

Serkan da terketti, burada yapayalnızım, üzerimde Kemal, herşey bitti Eylül, bitti...

Kemal : dur kız kıpraşma, neyse aksiyon sever bu adam....

Serkan konuşmaları duymuştu, ama naapıcaktı?

Kemal : hadi... ellere var bana yok, noolur bir kez ateşimi söndürsen... yanıyorum ateşinle....

Serkan delirmek üzereydi, çevrede dolaşırken farketmedi, önündeki koliye çarptı ve koliler düştü.

Kemal durdu...

Kemal : bak sen.... geri geldi demek....neyse geleceği varsa göreceği de var...

Dışarı çıkar, arkasından yaklaşır ve  Serkanın kafasına vurarak onu bayıltır. Serkan gözlerini açtığında sandalyeye bağlıydı

Kemal kaldığı yerden devam etti, Eylüle saldırıyordu, Serkansa herşeyi görüp sandalyede debeleniyordu...

Serkan : pislik, bırak kızı...

Eylülse sesini çıkartamıyordu, aynı Serkan gibi o da bağlıydı sandalyeye...

Kemal Eylülü soymaya başladı, Serkan deliriyordu... çırpınışları boşunaydı... ip çok sıkı bağlanmıştı....

Kemalse Eylülün heryerini öpmeye başladı, sonra durdu...
Serkansa hala bağırıyordu...

Kemal, Serkanın ağzını bantla kapadı.

Kemal : Eylül bugün benim olacak, sen de bunu izleyeceksin...

Serkanın ağzından sadece boğuk bir ses çıkıyordu. Gözlerini kapadı, dayanamazdı, sevdiği kız, tecavüze uğruyordu, o da eli kolu bağlı, bunu izlemeye zorlatılmıştı, dayanamazdı...
Ellerini oynatıp ipi çözmeye çalışıyordu ama nafile...
Eylülün çığlıkları yükselmişti...
Hayır hayır olamaz hayır...

Cemre ağlayarak yurda geldi, kızlar da ona sarıldı hemen, Songül ve Güney de ordaydı...
Herşeyi anlattı, kızlar ağlıyordu. Serkandan da Eylülden de haber yoktu...

Serkan kendini zorladı, ordan kalkmalıydı, Eylülü kurtarmalıydı...

Güney dayanamadı, kardeşine yardıma gitmeliydi, o adamla tek başına baş edemezdi. Kızların yanından sıyrılıp Cemrenin söylediği adrese gitti...

Güney içeriden Eylülün çığlıklarını duydu, içeri dalmamak için kendini zor tuttu. Serkan neredeydi?

Serkan iplerimi gevşetmeyi başardı. Uzun uğraşlar sonunda başardı da...
Kenarda gördüğü vazoyu Kemalin kafasında kırarak onu etkisiz hale getirdi. Kemal üstüne yığılınca Eylül çığlık attı.

Eylül, kurtulmuştu.... Serkan onu kurtarmıştı...

Eylül berbat bir haldeydi, Kemal pisliği üstünü soymuştu, Serkan hemen Eylülü çözdü, montunu çıkartıp Eylüle giydirdi. Eylül titriyordu. Sarıldı kıza sımsıkı...

Güney kapının açıldığını görünce korkuyla baktı, Kemali bekliyordu, kucağında Eylülle beraber gelen Serkanı görünce rahatladı. Hemen polise haber verdiler, Kemalin tutuklanıp götürüldüğünü görünce de dışarıda taksi bekliyordu zaten, hep beraber yurda gittiler, konuşmadan...

Cemre, Meral ve Kader Eylülü taksiden çıkartıp hemen içeri götürdüler...

Dışarıda ise Songül Güney ve Serkan konuşuyordu...

Songül: o pislik yine ne yaptı?

Serkan : ben kurtarmaya gittiğimde kıza saldırmaya başlamıştı ama beni farketti, bayıltıp sandalyeye bağlamış. Herşeyi görmemi istedi...

Songül & Güney : nasıl yani?

Serkan : işte, ....... ona tecavüz ederken...... benim izlememi istedi

Songül: neee?

Güney : oha!

Songül : ama olmadı dimi? Yapmadı de! Yapamadı de Serkan susma...

Serkan : neredeyse yapacaktı, son anda kurtuldum iplerden... Eylülün çığlıkları hala kulağımda....

Güney : oh... neyse kardeşim, başarmışsın...

Serkan : evet ama.... ama.... büyük bir travma bu onun için....Songül, yalnız bırakmayın onu olur mu? Yani polis Kemali yakaladı ama yine de....

Songül : asla...

Ve gider....

Bugünkü durum onu çok düşündürmüştü...
Eylülün çığlıkları...
Yalvarışı...
Cemreyi kurtarmaya geldiğini söyleyince Eylülün bakışı...
Eylüle birşey olsa naapardı?
Ama ya Cemre? Kemal ikisinden birini seç deseydi, hangisini kurtarırdı?

Bir Kırık Gençlik Hikayesi (EySer 💔)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin