Bir Kırık Gençlik Hikayesi (EySer 💔)

62.Bölüm - Teklif

Güney : sen ne diyorsun be? Ne biçim bi insansın sen? Yalancı adi pisliğin tekisin

Ekrem : oğlum ne diyosun sen?

Güney : oğlum deme bana. Bi de karıma iftira atıyosun!

Ekrem: Güney dinle

Güney : ne dinlicem seni? Sen ne anlarsınki evlilikten sevgiden, sadakatten...

Ekrem : babanla konuşuyosun sözlerine dikkat et

Güney : baba ya ne baba. Annemi önüne gelenle aldatan, üstüne çocuk yapan ama çocuğunun cenazesine bile gelmeye tenezzül etmeye bir baba... bizi bir daha sakın arama.

Der ve telefonu kapatır....

Eylülle Serkan sarılarak televizyon izliyordu. Eylül, Serkan onunla dalga geçtiği için ona bir oyun oynamaya karar verir.

Eylül : Serkan

Serkan: hı

Eylül : ya benim canım şey istedi

Serkan : ne istedi canım?

Eylül : portakal

Serkan : portakal mı? Canım ben nerden bulayım şimdi portakalı bu saatte.

Eylül : bilemem artık.

Serkan : tamam o zaman çıkayım ben

Eylül : tamam ha bir de turşu, turşu da alır mısın?

Serkan : turşu mu?

Eylül : hı hı

Serkan çıkıp market market dolaşır ve portakal arar. Hiçbir manavda ya da markette portakal yoktu. En sonunda kapatmak üzere olan bir manava bakar, umutsuzca sorar

Serkan : portakal var mı?

Manav : olmaz mı? Var tabii ki. Kaç kilo istiyosun?

Serkan : şimdi ne olacağı belli olmaz, 2 kilo alayım ben

Manav : hayırdır ne oldu bu saatte?

Serkan : karım aşerdi de

Manav güler

Manav : kolay gelsin

Serkan turşu ve portakallarla eve döner. Geldiğinde Eylül kanepede uyuyakalmıştı. Onu uyandırır.

Serkan : istediklerini getirdim

Eylül : saat kaç oldu?

Serkan : 12

Eylül : yok artık 2 saattir yolda mısın?

Serkan : evet, portakal bulabilmek için gezmediğim yer kalmadı

Eylül gülmeye başlar.

Serkan : gülme Eylül. Hadi ben bi tabak hazırlayayım dicem ama turşu ve portakaldan nasıl bir tabak hazırlarım bilmiyorum

Eylül : tamam tamam özür dilerim. Sağol

Serkan : rica ederim.