81. Bölüm - Fotoğraf

597 49 17
                                    

Hemşire, bebeğin bilekliğine ismi yazar...

Songül : kardeşim iyi misin?

Eylül: evet evet iyiyim, bebeğim nasıl

Güney : çok iyi, gördük onu Eylül, çok güzel bir kız

Meral : aynen canısı, aynı babası

Songül, Merale vurur...

Mert : hayırlı olsun Eylül

Eylül : sağol Mert

Songül : Eylül, emin misin? Hala söylemeyecek misin?

Eylül : evet, o mutlu şimdi, benim derdimle keyfini kaçırmasın, rahatını bozmasın Bursa'dan gelip

Güney : haksızlık ediyosun Eylül, Serkan öyle bir insan mı?

Eylül : bilmiyorum Güney, inan şuan çok karışığım, bana birşey sormayın

Meral Güneye doğru eğilir...

Meral : lohusalık döneminde şimdi o bulaşmayın

Güney : o ney lan?

Songül : hiç mi duymadın sevgili? İşte doğumdan sonra oluyo böyle, insan değişik ruh hallerinde oluyormuş...

Güney : haa, biz erkeklerin işi de zor yahu. Hamilelikte hormonlar, doğduktan sonra lohusalık...

Songül : fazla konuşma istersen...

Güney : tamam tamam kızma Mariam...

Hemşire gelir o sırada, kucağında bebek vardı...

Eylül : bu benim kızım mı?

Hemşire : evet...

Bebeği kucağına verir..

Hemşire : babamız hanginiz?

Mertle Güney birbirine bakar...

Mert : biz değiliz, o şuan burda değil....

Hemşire : anladım...tamam o zaman beyler siz izin verin de annemiz bebeği emzirsin

Güney : haa tamam..

Mert ve Güney dışarı çıkar...

Mert : sabah olmuş, gel birşeyler yiyelim, kızlara da götürürüz

Güney : iyi dedin, ben unutmuştum...

Serkan deliksiz bir şekilde uyuyorken Aslı'nın telefonuyla uykusu bölünür

Aslı : günaydın uykucu

Serkan : Günaydın

Aslı : biliyosun ben bugün dönüyorum, işin yoksa bi kahve içelim diyecektim

Serkan : ben çok yorgunum da, son tatil günümü evde geçirmek istiyorum müsaadenle

Aslı : aa tabii tamam.

Serkan : iyi yolculuklar

Aslı : sağol...

Serkan onu nazikçe reddetmek için sadece böyle bir yol bulabilmişti... Aslı çok ısrarcıydı, bugüne kadar pek anlamamıştı ama özellikle Eylülle boşandığından beri sürekli yanındaydı, ikinci bir Cemre vakası olmadan bu işi bitirmek en doğrusuydu...

Öğlene doğru haberi alır almaz herkes hastaneye gelmişti Eylül ve bebeği görmek için...
Songül de Güney de hepsini tembihlemişti Serkan'a haber vermemeleri için.

Cemre, Lavinya'yı kucağına almıştı, Caner onların fotoğrafını çekti gizliden...

Caner içinden "özür dilerim Eylül" diyerek Serkana attı fotoğrafı...

Serkan evde oturuyorken telefonuna gelen mesaja bakar, Caner'dendi. Cemrenin kucağında ufacık bir bebek vardı. Caner ardından bir mesaj da göndermişti. "Hoşgeldin Lavinya"

Serkan şok olmuştu. Bu yoksa onun kızı olabilir miydi? Hemen Caner'i arar. Caner, Serkanın aradığını görünce hemen uzaklaşır diğerlerinden.

Serkan : Caner, yoksa?

Caner : evet. Kızın doğdu Serkan, baba oldun, tebrik ederim.

Serkan : ne zaman oldu, neden haber vermediniz?

Caner : şey... aslında haber vermemem gerekiyodu, yani Eylül öyle istedi ama dayanamadım

Serkan : nasıl Eylül öyle istedi? Saklayacak mıydı?

Caner : hayır öyle değil. Yani geçen gün senin bi kadınla mutlu halde fotoğrafını görmüş, ona bozulmuş biraz, bi de lohusalık falan. Ben de ne düşündüğümü bilmiyorum diyip duruyo zaten Serkan....

Serkan : Caner ben hemen geliyorum, sen bana kızımın bir resmini atar mısın, gelirken bakmak istiyorum. Hatta mümkünse Eylülünkünü de...

Caner : tamam kardeşim, dikkat et. Ha bir de sakın benim söylediğimi söyleme

Serkan : tamam... bi dakika. Mesajda Lavinya yazmıştın dimi? İsmi Lavinya mı?

Caner : evet, Eylül koydu ismi

Serkan : hayır ben koydum... (gülümseyerek)

Caner : nasıl yani

Serkan : gelince anlatırım. Çok sağol kardeşim, çok sağol

Serkan telefonu kapatır kapatmaz otobüs bileti bakar. Ama yakın bir saatte boş koltuk yoktu, o da araba kiraladı...

Caner, Lavinya Eylülün kucağındayken bir fotoğraf  çeker ve Serkana gönderir. Serkan araba kullanıyorken resme bakar, yoldan çıktığını farketmez...

Caner akşam olunca Serkan'ı merak etmişti, aradı ama telefonu kapalıydı, endişelendi ama kimseye belli etmemeye çalışıyordu...

Caneri öyle volta atarak gören Güney ve Mert yanına gider...

Güney : nooluyo abi?

Caner : yok birşey

Mert : bir haller var sende

Caner : ya ben Serkana haber verdim

Güney : ne? Naaptın? Eylül o kadar söyledi...

Caner : bilmesi gerekiyordu Güney... gelicem dedi kaç saat oldu açmıyor telefonu

Güney : yoldadır

Caner : bilmiyorum, şimdiye kadar gelmeliydi...

Güney : tamam sakin olup bekleyelim. Sakın kızlara, özellikle de Eylüle bundan bahsetmiyoruz tamam mı?

Caner : tamam

Mert : tamam

Eylül uyuyordu, kızlar da başındaydı, olanlardan haberi yoktu...

Dışarıda bekleyen erkekler ise Serkana ulaşmaya çalışıyordu...

Ve sonunda Serkan'a ulaşırlar, daha doğrusu Serkan onlara ulaşır...

Bir Kırık Gençlik Hikayesi (EySer 💔)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin