22.Bölüm -Aile

1K 63 19
                                    

Hep beraber sofraya oturdular, yemeklerini yediler, sıra tatlıya gelmişti...

Güney : bu sütlaç mı?

Songül : evet, ne o beğenemedin mi?

Güney : yok aşkım, sadece biraz fazla pirinçli olmuş sanki...

Serkan : sen ona bakma, güzel olmuş Songül, eline sağlık

Güney: yalaka...

Songül : Güneyyyyy... ya naapıyım ben tatlı yapmayı beceremiyorum. Yurtta da tatlıları hep Eylül yapardı hiçbirimiz beceremezdik...

Serkan kaşığı kenara bıraktı... morali bozulmuştu yeniden...

Songül : ay ben ne diyorum ya...

Güney : ııı, şey, karıcım, hadi çay koy da içek...

Songül : tamam..

Songül çay koymaya gider, çok pot kırmıştı, Serkanın da morali bozulmuştu... Songül çay yapmaktan vazgeçti, türk kahvesi yaptı...

Güney: ooo, Songül hanım, sen kahve yapmayı da bilir miydin?

Songül : eğer usulüne uygun beni gelip isteseydin, öğrenirdin kahve yapıp yapamadığımı...

Güney: ee dayanamadım kızım, bekleyemezdim o kadar...

Serkan bu aşk böceklerinin yanında kalmaya daha fazla dayanamadı... Yeni evlilerin evine gelip kalırsa olacağı buydu işte... balkona çıkıp biraz hava aldı..

Songül : ay Güney, biz de nispet yapar gibi...

Güney : dur ben bi konuşayım...

Güney de Serkanın yanına balkona gelir...

Güney : kardeşim iyi misin?

Serkan : değilim...

Güney : Serkan, bak kardeşim, zor şeyler yaşadın ama geçicek bunlar

Serkan : nasıl ? Yıllar boyunca bir yalana inanmam mı? Yeni bir kardeşim olduğunu öğrenmem mi? Yoksa kardeşime neredeyse aşık olucak olmam mı geçicek? İğrenç birşey bu iğrenç.... düşüncesi bile berbat...

Güney: nasıl ya?

Serkan : ben Cemreden hoşlanıyorum diye Eylülü terkettim Güney.... Ben kardeşimden..... of ne rezil bir durum... ağzıma bile alamıyorum Güney, iğreniyorum kendimden...

Güney: abi, sen bilmiyordun bunu? Kardeşin olduğunu bilsen zaten bunu yaşamayacaktın... Eylül de anlayacak, yine eskisi gibi olursunuz...

Serkan: hayır abi bitti... Eylül gözlerimin içine baka baka Caner'i sevdiğini söyledi. Kız haksız da değil, nefret etmemesi bile garip. Ben kendimden nefret ediyorum çünkü...

Güney : bunu yapmanın kimseye faydası yok Serkan. Biraz zaman ver. Kendine de ona da...

Serkan : sağol kardeşim... bu arada yarın ev bakmaya gidiyorum. Senin çalıştığın kafede iş bulabilir miyim?

Güney : acele etmene gerek yok kardeşim. Hallederiz bir şekilde.

Serkan : hayır hayır, size daha fazla rahatsızlık veremem kardeşim... sen de evli barklı adamsın artık, yanınızda kendimi kötü hissediyorum...

Güney : abi senin benim yok, burası senin de evin...

Serkan da teşekkür eder ve içeri geçerler

Songül : Serkan, fazla yatağımız yok, sana burayı hazırlarım,sorun olur mu?
(Oturma odasındaki kanepeyi gösterir)

Serkan : olmaz tabii ki, farketmez...

Songül, çarşaf,yorgan ve yastık getirir. Serkan da onu öyle görünce hemen yardım eder...

Serkan : dur Songül, ben yaparım

Songül : tamam yaptık bile..

Birbirlerine iyi geceler diledikten sonra Songül odasına gider, Serkan da sırtüstü yatarak düşüncelere dalar...

Flashback

Serkan : telefonumda güzel bir film var, izleyelim mi?

Eylül : olur...sen de al üşüme... (battaniye ile Serkanı da örterek)

Serkan : soğuk dimi?

Flashback sonu

Songül odaya girdiğinde Güney çoktan yatmıştı bile, yanına girip yorganı çekti...

Songül: perişan olmuş çocuk

Güney : kolay değil, baksana şu birkaç ay içinde neler yaşadı... iflas ettiler, sevdiği kızı kaybetti, kardeşinin aslında kardeşi olmadığını, evlatlık olduğunu öğrendi ve öz kardeşine az kalsın aşık olacağını farketti... hiç kolay değil...

Songül düşündü de haklıydı, Serkan çok zor şeyler yaşamıştı... ama Eylül de yaşadı, hem de daha zor şeyler yaşadı... onları biraraya getirmenin bir yolu olmalıydı ama nasıl?

Songül & Güney : birşey söylicem

Güney : sen söyle

Songül : tamam, diyorum ki Eylülle Serkanı yeniden barıştırmak için naapalım?

Güney : ben de tam bunu sorucaktım...

Songül : işte naapıcaz?

Güney karısına sarılıp yatar.

Güney : hiçbir fikrim yok, neyse bunu yarın düşünelim, hadi yatalım...

Serkan sabah kulağına gelen tabak sesleriyle uyanır...

Flashback

Eylül : Serkan, Serkan... üşüdün mü?

Serkan : yok üşümedim de , belim tutuldu, o da geçer herhalde

Eylül : ben çayı koyuyorum

Serkan : .... ben de birşeyler alayım. Ekmek, peynir, domates falan... başka birşey istiyor musun?

Eylül : yok onlar yeter

Flashback sonu

Songül : Serkan, uyandırdım mı?

Serkan : ha yok, uyanmıştım

Songül : ya kusura bakma, ben kahvaltı hazırlıyordum da...

Serkan : dert değil, yardım lazım mı?

Songül : yok hallettim bile

Kahvaltı ettikten sonra Serkan hemen çıktı, ev bulacaktı... yeni bir ev, yeni bir başlangıç...

Eylül: kızlar, ben bir karar aldım

Kader : hayırdır?

Eylül : ben annemin yanına gidiyorum

Kader : bizi terkedip gidiyor musun yani??

Eylül : Kader yapma böyle... çok özlicem sizi, ama hazır o pislik de yokken, annemle kardeşlerimle vakit geçirmek istiyorum... çok özledim onları

Eylül evine gidicekti, ailesiyle vakit geçirecekti, artık mutlu olacaktı...

Emlakçı, Serkanı annesinin mahallesinde bir eve getirdi. Harabe gibi, yıkık dökük bir evdi burası ama kirası ucuzdu. Serkan kabul etti... artık özgür biriydi, herkesten uzakta, rahat bir hayat...

Bir Kırık Gençlik Hikayesi (EySer 💔)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin