Bir Kırık Gençlik Hikayesi (EySer 💔)

53.Bölüm - Tatlı Krizi

Yemekten sonra oturup sohbet ettiler...

Eylül : bomba gibi bir haberim var

Songül : yoksa... yoksa bebekler ikiz mi? (zoraki bir gülümsemeyle)

Eylül : yok yok, bebek tek (gülerek)

Songül: o zaman?

Eylül: Cemre evleniyo

Songül & Güney : ne??

Serkan : hemen değil.. yani herşey sırayla

Güney : sende de tam kız babası olacak tip var kardeşim

Serkan : ya aslında kızım olsun istiyorum, sonra diyorum ki zaten başımdaki kızlarla uğraşmaktan bi de kendi kızımla baş etmem zor olur, iyisi mi erkek olsun

Songül : sağlıklı olsun, sağlıkla alın kucağınıza da gerisi önemli değil

Güney, Songüle bakar...

Flashback/ geçen yıl

Hastaneden sonra Songülle Güney eve gelir, odalarına girdiğinde bir gün önce Güneyin sevinçle eve getirdiği bir çift patiği görürler. Güney hemen alıp götürmek istese de Songül görmüştü ve hemen engel olur...

Songül: bırak Güney...

Songül patikleri alıp sevmeye başlar, sonra da koklar...

Güney : Songül ver atıyım. Acı çektirme kendine

Songül : ne acısı çektirmesi ya?! Ben günlerce karnımda ölü bir bebekle yaşadım Güney! Ben onla konuştum... (Bağırararak)

Güney sarılmak ister Songüle. Songül de iter Güneyi. Karnına karnına vurmaya başlar...

Songül:öldü öldü ben öldürdüm onu. Kim bilir ne yaptım da öldü... ben yaptım ben.. suçlusu benim

Güney hemen engel olur. Sarılır karısına... birlikte otururlar sonra. Güney Songülün bu yarasını nasıl sarıcaktı??

Flashback sonu

Eylül birden konuşarak dalgın Songül ve Güneyi böler...

Eylül: tatlı var mıydı ya? Almış mıydık?

Serkan : yok canım, ama birşey istersen alırım

Güney : dondurma almıştık. Dolaba koydum ben

Eylül koşarak mutfağa gider. Serkan arkasından gülerken, Songülle Güney buruktu... Serkan son anda farkeder bunu...

Eylül bir tepsi içinde 4 kase dondurma ile gelir, kendininkini hemen yemeye başlar..

Sohbetten sonra Songülle Güney evlerine gitmek için kalkarlar, Eylül ve Serkan tek başına kalır..

Serkan : farkettin mi?

Eylül : neyi canım?

Serkan : Songülle Güneyin morali bozuktu

Eylül : evet farkettim ben de. Sanki şu haberi verdiğimizden beri bize mesafeliler

Serkan : bana da öyle geldi, iyi de ne alaka?

Eylül : bilmiyorum ki

Serkan : belki de bize öyle geldi

Eylül : belki de... ya biraz dışarı mı çıksak? Hem sahilde pamuk şeker falan alırız, kağıt helva da vardır...

Serkan : canım abartmıyor musun? Sonra kilo alacaksın

Eylül : sen bana şişko mu diyorsun yani?

Serkan : hayır öyle değil tabii

Eylül : sonra başka kızlar mı bulursun, Pelin gibi uzun zayıf sarışınlardan...

Flashback/ 3 yıl önce (ay itibariyle 4 yıldan 3 yıla düştük ;))

Okullar başlamıştı, Serkan da Eylül de aynı üniversitedeydi...

Serkan : Eylül biraz konuşabilir miyiz?

Eylül : hayır, şimdi sevgilin yanlış anlamasın bizi görüp

Serkan : ya benim sevgilim falan yok

Eylül : aa ayrıldınız mı? Tüh tüh (imalı)

Serkan : ya öyle değil..

Eylül : ay yoksa seni terk mi etti? Ee mutsuzluk üzerine mutluluk kurulmazmış...

Serkan : dinleyecek misin?

Eylül : hayır..

Eylül tam gidiyorken Serkan kolundan tuttu.

Serkan : ben anlatıcam, ister dinle ister dinleme. Pelin, yani sevgilim sandığın kız, sevgilim değil

Eylül : o gece öyle gibi durmuyodu

Serkan : Pelin, Defnenin arkadaşı. O gece de Pelin,Defne ve Caner bana geliceklerdi. Defne ve Caner Pelinin hemen arkasından geldiler ama sen görmedin

Eylül : ne farkeder..

Serkan : sen hala peşimdeydin, üzülüyordun, acı çekiyordun. Benim pislik biri olduğumu, seni aldattığımı düşünürsen hem beni düşünmeyi bırakır hem de eskisi kadar üzülmezsin diye düşündüm.

Eylül : merak etmiyorum senin aşk hayatını

Serkan : merak etmene gerek yok, o kadar karmaşık değil..burda sadece sen varsın (Eylülün elini alıp kalbinin üstüne koyar)

Eylül hemen elini çeker..

Eylül : derse geç kalıyorum..

Eylül gider, Serkansa arkasından öylece bakar...

Serkan doğru söylüyo olabilir miydi? Hala onu mu seviyordu? Tüm o tehdit zırvaları, arkadaşım yalanları doğru olabilir miydi?

Flashback sonu

Serkan : sen de taktın şu Peline

Eylül : çok istiyorsan git Serkan, yapmadığın şey değil

Serkan : benim karım beni kıskanır mıymış?

Eylül : evet, kıskandım

Serkan : kıskanma. Hem ben esmer ve yeşil gözlüleri severim.. (kulağına sessizce fısıldar)

Eylül kıkırdar.. sonra ciddileşerek

Eylül : ee gitmiyo muyuz?

Serkan : tamam gidelim canım...

Eylül ve Serkan sahile gitmek için çıkarlar..