"Kuzu bir şey soracağım?"
"Sor canım." ona dönerken adımlarımı yavaşlatmıştım. "Sen bu Yağıza karşı bir şey hissediyor musun?" kaşlarımı çatarken okula girmiş kantine ilerliyorduk.
Saatime bakış atıp ona cevap verdim, açıkçası ne diyeceğimi de bilmiyordum pek.
"Yok ya, hoş çocuk ama o kadar. Bir ilişkiden yeni çıktım, hayatım zaten karmakarışık daha fazla karıştıramam. Emir yüzünden yaşadığım üzüntü yetiyor."
"Off doğru, onunla bir gelişme var mı?"
"Bize iki kahve bir de fıstıklı çikolata." kantinci ablaya gülümseyerek siparişimizi verirken kolumu mermere yaslayıp "Dün gece doğum günümü kutladık, evinde. Arkadaş kalacağımıza inanıyorum ya. Öyle olmazsa çıkamam içinden."
"Umarım dediğin gibi olur, öbür türlüsünü düşünemiyorum."
Elimdeki telefondan Ömür'le fotoğrafımı çekerken hemen instagramda paylaştım. "Bere aldın mı yanına?"
Kahvemden bir yudum alıp onu onaylarken o da ikinci kahvesini içmeye başlamıştı.
"Kızlar, hadi gidiyoruz." bahçe kapısından çıkar çıkmaz duyduğumuz sesle adımlarımızı hızlandırdık.
"Tamam hocam, geldik."
Ozan hocayla beraber bekleyen topluluğa yaklaşırken büyük bir otobüste okulun bahçesine giriş yapmıştı. "Hocam nereye gidiyoruz şimdi?"
"Bolu'ya gidiyoruz, üç gün kamp ondan sonra otele geçeceğiz."
Gülümseyerek onu onaylarken bizimkilerin yanına gelmiştik. Merve okulda giydiğimiz eteğin lacivertini giyip üstüne de beyaz bir kazak giymişti. İyi güzel hoş olmuştu da hava soğuk değil miydi ya?
Gerçi kafasına kadar çekebileceği çizmeleri onu soğuktan korurdu. Valizimin üstüne oturup otobüs şoförünün kapıları açmasını beklerken Özüm sonunda uyanmış bloğu için çekimlere başlamıştı. Kameraya el sallayıp gülümsedim, hiç keyfim yoktu.
"Kim kimle oturuyor şimdi?"
"Ömür benimle oturuyor." diyerek onu yanıma çekerken Alaz gözlerini kısarak bakış atmıştı. Alttan bir gülüş atıp diğerlerine baktım.
"Valla Bukre her daim benim." diyen Tuna kıza ümit verdiğini bilse de geri durmayıp onu kendine çekerken Bukre'nin iç çektiğini hissetmiştim resmen. Gözlerimi kısıp kuzenime bakarken o Bukre'nin saçlarıyla oynuyordu, salaktı bu çocuk akıllanacağı günü dört gözle bekliyordum.
"Özüm ve Ceren siz de birlikte mi?"
"Aynen" diyen kızlar kol kola girerken tek kalan Alaz "Ben Keremle otururum tamam." diyerek trip attı. Cidden kollarını göğsünde kavuşturup kafasını diğer tarafa çevirdi. Gülerek valizlerimizi görevliye teslim ederken Ozan hocanın duyurularını dinliyorduk.
Otobüsün arka tarafındaki ikili koltuklara yan tarafımızda oturan Yağız ve Merve'ye bakmadan geçtim. Emir tam önümde Egemenle otururken Sinan da hemen onların önündeydi. Geriye kalanlar arka kısmı komple kapatmıştı.
Özüm çekimlerine devam ederken Sinan sayesinde hepimiz kahkahalara boğulmuştuk. Kamera elden ele dolaşmak yerine Özüm hareket eden arabanın orta koridorunda yürüyerek herkesi çekiyordu.
"Yav Emir kardeşim ne demek Urfa'ya hiç gelmedim? Ecrin bacım bu kebabın ne olduğunu da bilmiyordur şimdi çevirsene bu dediklerimi. Önce kebap yanında şalgam peşinden de künefe yedin mi tamamdır." benim şaşkın bakışlarımı görmezden gelip devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÖĞÜRTLEN
ChickLitBöğürtlen dikenler arasında yetişen nadide bir meyvedir. Dikenler arasından türlü zorluklarla sahip olursunuz onun lezzetine. İnsan umut ettikçe yaşardı. Ecrin'in tek dayanağı umuduydu. Ama öyle bir gün geldi ki... "Herkes benden umudu kestiğinde b...